Özel Dosya

ChatGPT’leşmek: Unutulacak bir sanat, yazı yazmak

Yapay zekâ e-maillerde, iş başvurularında ve hatta mecliste. Artık yazı yazmak değil, yazı “yazdırmak” bir beceri olarak kabul ediliyor. Peki artık herkes biraz, tembel mi? Yazı kültürünün genel akıbeti ne olacak?
Eylül Bombacı - 25 Kasım 2025
post image

ChatGPT ve onun hükümdarlığında yeni normallerden normal beğenmeye başlıyoruz. Artık kendisini yeni arama motoru olarak ilan etmeyi hedefleyen ChatGPT, sosyal bağlarımızdan konuşma ve yazma dilimize kadar hayatımızın her anını etkilemeye başladı bile. Evet, doğru, Türkçe’de neredeyse hiç kullanılmayan İngilizce’de de bir zamanlar çok daha sofistike bir kullanımı olan tireden yani “-“ den bahsediyoruz. Artık tireler e-postaların her köşesinde, hayatta çok daha büyük bir yer kaplamaya başladı. ChatGPT’nin insan iletişimine hükümdarlığı ise tire’yle ne başlıyor ne de bitiyor. Kendisi neyle eğitilirse ona doğru evrilirken sadık GPT kullanıcılar içinse artık yazı yazmak olduğundan daha büyük külfet haline geldi. Yani anlaşılan o ki atılan her mail, LinkedIn’de okunan her gönderiyle birlikte ChatGPTleşmeye toplumsal olarak devam ediyoruz.

Otomasyon gerektiren, zaten insan dışı bürokrasiler çoktan şuramıza kadar gelmişti. ChatGPT ise bize artık bunlarla uğraşmamamızı sağlayacak bir hizmet sunarken birbirimizle konuşmayı da bir nebze unutur olduk. Artık, yapay zekânın yapay zekâyla iletişim kurduğu, insanların da uzaktan izlediği bir evreye yanaşmış durumdayız. Karelia Vazquez’in El Pais’teki yazısına göre Kasım 2022’de ChatGPT’nin kullanıma sunulmasından bu yana daha güvensiz hale geldik ve kararları bizim adımıza bir robotun almasını ve okumadığımız ve hatırlayamadığımız e-postalarımızı yazmasını tercih ediyoruz.

Dünyanın öncü teknoloji ve inovasyon odaklı üniversitelerinden MIT’nin bir araştırmasına göre, birkaç yıl önceye göre çok daha tembeliz. ChatGPT destekli yazılan makaleler beynimizin derinliklerine yolculuk yapmamızı engelliyor, yani eskisi kadar kendi içimizde bir yolculuğa çıkamıyoruz. ChatGPT’ye karşı ön yargımız hala devam ederken bir yandan da artık illüstratif profil fotoğrafı yapmanın çok daha ötesinde bu AI. Biz de adeta bir arama motoru gibi her anımızda kendisini kullanmaya başladık. Fakat AI aslında çok uzun zamandır hayatımızda. Adı Siri’yse Siri, Google’sa Google’dı bir zamanlar. İşte o zamanlar pek de işin yapay zeka kısmına da takılmazdık. Şimdiyse kişiselleştirilmiş yapay zekâ bizi hatırlıyor, gittiğimiz yerleri konuştuğumuz kişileri bir alanda toplayarak ikinci bir beyin olarak çalışabiliyor. Beynimizin bir kısmını başka bir yere bıraktığımız dünya da daha kolay, çok daha stresten uzak kalıyor.


El yazısı, neredesin?

İyice dijitalleşen hayatlarda not defterleri, uçlu kalemler ve silgiler bir kenarda kalırken yazdıklarımızı “hop” diye başka bir yere aktarabilmek, kopyalayıp yapıştırmak ve yapay zekâyla “daha iyisini” yazabilmekse cazibesiyle bizi dijital alan doğru çekiyor. E zaten bu yazdıklarımız da her gün daha da yapay zekânın bizi öğrenmesini sağlarken büyük data araçlarının da kendi dilimize doğru gelişmesine ortam sağlıyor. Bir zamanlar güzel el yazısı ilkokul eğitiminin önemli bir parçasıyken kişinin kalem ve kağıtla kendini ifade etme biçimi de bir o kadar önemli ve sanatsal bir taraftan geliyordu. Doktorun reçete yazısı, şair yazısı, günlükler ve belki çok daha antikalaşmış bir alışkanlık “mektuplar” kişinin kendisinden vereceği bir parçaydı.

Z jenerasyonunun geç doğanları ve gen alfalarsa belki de bu diyarla çok ucundan tanışmışken yavaş yavaş kendilerine de “iPad jenerasyonu” denmeye başladı. iPad’in teknolojinin erişilebilirlik nimetlerinden olması, eğitime hızlıca entegre olmasını sağlamışken iPad’le veya akıllı tahtayla eğitim veren okullar “verimlilik” ve “inovasyon” lafları altında taçlandırılmaya başladı. Zamane çocukları elbette hala el yazısı yazmayı öğreniyor fakat hayatlarında bunu ne kadar kullanacakları ise meçhul. Hatta yapay zekâyla birlikte artık cümle kurmak bile geçmişten çok daha bir anlama sürüklenmeye başladı. Yani artık yazı yazmak değil, yazı “yazdırmak” bir beceri haline geliyor.

Avustralya’nın Newcastle Üniversitesi’nde mesleki terapi öğretim görevlisi Karen Ray, 2021’de cihazlarla büyüyen çocukların, cihazsız büyüyen çocuklarla aynı ince motor becerilerine sahip olup olmadığını inceleyen bir çalışmanın ortak yazarlığını yaptı. Araştırmadaki öğrenciler el becerisi testlerinde beklenen performans seviyelerini karşılasalar da, genel motor becerileri önceki normların altındaydı. Bu nedenle araştırmacılar, kalem yerine iPad gibi cihazları tutarak geçirilen zamanın, çocukların anaokuluna başladıklarında el yazısını öğrenmek için ihtiyaç duydukları tüm motor becerilere sahip olup olmadıklarını etkileyebileceğini keşfettiler.

El yazısının önemini kaybetmesi belki baştan alakasız gelebilir. Fakat, insanlığın en büyük iletişim araçlarından biri olan yazının otomatikleşme sürecinin belki de en başında geliyor yazının nasıl yazıldığı. Halbuki hepimiz kelimelerle, cümlelerle yerimizden kalkıyor ve geri oturuyoruz, aşık oluyor, iş buluyor ve iş yapıyoruz. Kelimelerin en çok kullanıldığı bir diğer yer ise elbette politika. Meclisler, ardı kesilmeyen tartışmalarla doluyken temsilciler ise sözleriyle karşısındakileri etkilemeye, ikna etmeye çalışıyor.

Artık herkes biraz, tembel mi?

Son yapılan analizlere göre İngiltere’nin milletvekilleri sıkça konuşmalarını yazmak için ChatGPT’ye danışıyor. ChatGPT’nin milletvekillerine Avam Kamarası’ndaki konuşmalar için önerilerde bulunurken sıklıkla “I rise today” veya “I rise to speak” gibi İngilizce kalıplarla söze başlamasıyla 2022’den bu yana bu kullanımda ciddi bir artış söz konusu. Yani artık yapay zekâ cümbür cemaatin elinde, iş başvurularında ve hatta mecliste objektif gibi görünüp nimet gibi yeniyor. Hatta yapay zekâ güvenlik şirketi Nsoft tarafından yürütülen bir ankete göre, araştırma katılımcılarının %58,1’i karar alma süreçlerinde yapay zekaya daha fazla güvendiklerini bildiriyor.

ChatGPT, şu epostaya bir el at

Günlük hayatta, İngilizce e-postalarda “-”nin kullanımı ise tıpkı bazı özel sektör laflarının kendini tekrar etmesi gibi o kadar sıklaşmıştı ki artık yazılarda ChatGPT’nin kullanıldığının en büyük işaretlerinden biri oldu. Çünkü GPT’yle birlikte intihal kavgalarını bir kenara atıvermişken herkes söylediklerini kendininmiş gibi ilan etmek istedi. Önemli olan nasıl dediğin değil niyetin oldu. ChatGPT’nin kurucusu resmi hesabından bir özür notu paylaşarak işlerin “kontrolden çıktığını” kabul etse de, artık kullanıcılar çok daha kolay biçimde yazılarından tireyi çıkarabilse de yazı kültürünün genel akıbeti nereye gider, orası mechul.


İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans