Keşke Meyhanesi‘yle bizi özlediğimiz günlere geri götüren Daniska’yı Dergy sayfalarında ağırladık.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Daniska, ikinci albümleri Keşke Meyhanesi’nde önce Eylem Atmaca, sonra Ümit Besen, ve son olarak da Yaşar’la işbirlikleri yaparak içinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde kulaklarımızı şenlendirdi. İlk albümü Mış Gibi’yi 2019 yılında yayınlayan Daniska, kendilerini “Ela, Defne, Ada, Serin ve Nil’in babalarından oluşmaktadır” diye tanıtıyor. Kendiyle barışık olan ekibi, sosyal medyadaki eğlenceli paylaşımlarıyla da dinleyicilerini gülümsetiyor. Böyle bir zamanda “Özel hayatımızla gündeme gelmek istiyoruz, şarkılarımızı ticari kaygılarla yapıyoruz!” demek kolay değil tabii! Dergy sayfalarına konuk ettiğimiz Daniska, röportajında “Tüm müzikseverleri sizin aracılığınızla son bir kez uyaralım: Şarkılarımızı dinleyip paylaşmazsanız soyunacağız!” diyerek de esaslı bir tehdit savuruyor! İşte Deniz Bayrak, Gökhan Tümkaya, Hüseyin Cebişçi, Efe Demiryoğuran ve Evren Arkman’dan oluşan ekiple keyifli sohbetimiz…
Salgın süreci hepimiz için çok sıkıntılı geçiyor, sizin için nasıl geçiyor karantina? Neler yapıyorsunuz, nasıl bir dönüşüm yaşadınız kendi içinizde?
Karantina günlerinde, konserlerin, birlikte olmanın önemini iyice idrak ettik. Sadece o günleri özlemekle yetinmemeye, bu belayı fırsata çevirmeye karar verdik. Aramızda bir motivasyon konuşması yaptık ve kollarımızı sıvadık. ’Yolumuz kısa, tansiyonumuz yüksek, gençliğimiz az…’ dedik ve çalışmaya koyulduk. Ekrem Başkan’ın kollarını sıvadığı konuşma etkisinde olamadı tabi:)
2017’de grubun kuruluşunu “40’tan sonra hevesli ergenler gibi grup kurduk” diye anlatmıştınız. Müzik yapmak için motivasyonunuz neler, müzik yapmak sizi nasıl özgürleştiriyor? Sizin için nasıl bir anlam ihtiva ediyor?
Aslında biz hep sigortalı bir işimiz olsun istedik. Biz kaçtık müzik kovaladı. Baktık kurtulamıyoruz o halde yapalım dedik bu defa da müzik bizden kaçmaya başladı. Nazlıdır kendileri, sadece sizin onu sevmeniz yetmez o da sizi sevecek! Şimdilerde kaçamak bakışlar falan flörtleşiyoruz, umarız sonu vuslatla biter!
Günümüzde pek çok müzisyenin dev egolarının aksine siz kendinizle çok güzel dalga geçebiliyor ve dinleyicinin çok sahiplendiği şarkılar yapabiliyorsunuz. Sizce nihayet ünlü olabildiniz mi? 🙂 Müzisyenlerin star olma hırslarını, ünlü olma takıntılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hayır ünlü olmadık hatta henüz az ünlü bile değiliz. Bizim derhal ünlü olmamız lazım. Aslında şarkılarımızla ünlü olmayı çok isteriz tabii ama baktık olmuyor başka çözümler üreteceğiz. Henüz bir b planımız yok, c planımızsa soyunmak! Tüm müzikseverleri sizin aracılığınızla son bir kez uyaralım: Şarkılarımızı dinleyip paylaşmazsanız soyunacağız! Sonra türümüzden nefret ettik falan olmasın yani.
Ümit Besen düetinden sonra şimdi de Yaşar’la birlikte yaptığınız yeni şarkı yayınlandı. Keşke Meyhanesi’nde başka kimleri ağırlayacaksınız?
Keşke Meyhanesi misafirlerle dolsun taşsın isteriz. Bilsek vallahi söyleriz ama kesinleşmiş bir isim yok. Çok sevdiğimiz ustalarla, hayatımızda iz bırakmış sesler ve yüzlerle sürdürmek istiyoruz. Bakalım muvaffak olabilecek miyiz?
Birlikte olduğumuz günlere hasretiz. Meyhane kültürümüzün de simgelediği, vazgeçemediğimiz pek çok şey var hayatımızda. Bu albümü yaparken gastronomiden, müzikten, sinemadan etkilendiğinizi biliyoruz. Biraz daha açar mısınız ilham kaynaklarınızı?
Biz! Bize ilham veren şey bu. Hep birlikte dinlediklerimiz, okuduklarımız, sevdiklerimiz, güldüklerimiz, ağladıklarımız… Bir dost meclisinde huzurlu sohbetlere, sevecen bakışlara, karşılıksız fedakarlıklara olan özlemimizden ilham alıyoruz. Bu yolla yeni dostlar edineceğimize de gönülden inanıyoruz.
Çok farklı bir dönemden geçiyoruz ama hepimizin hasret duyduğu belirli dönemler var hayatımızda. Hem müzikal anlamda başka bir ruha sahip olduğunuzu hissettiğiniz, hem de “Böylesi bir daha gelmez” dediğiniz dönem hangisi sizin için?
Daniska bir eskici dükkanı, biz seksenleri, doksanları çok severiz. Böylesi bir daha gelmez dediğimiz şey de o yıllar zaten. Tüm eksiklerin maharetle aşıldığı dönemler. Olgun ruhların ele ele vererek ve çok çalışarak ürettikleri el emeği göz nuru işler.
Şimdi biz soruyu yanlış anlamış da olabiliriz. Eğer sorulan bizim dönemimizse: Bizim öyle bir dönemimiz yok, biz sıfırdan başlamaların ustasıyız.
Müzik endüstrisi son 10 yılda büyük ölçüde dönüştü. Tabii bunda stream servislerinin payı büyük. Bu beraberinde bir “seri üretim” durumunu da getiriyor. Siz ise bir albüm için çalışmaktasınız. Neden böyle bir karar verdiniz? Sektördeki bu eğilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz toplamda yüz yıldır bu sektördeyiz. Her birimizin yirmi beş yıllık deneyimi var yani. Bu yüzden endüstri diye bir şeye inanacak yaşları geçeli çok oldu. Bahsettiğiniz müzik üretim hızı doymak bilmez bir canavar. Ona ayak uydurmak için sadece yazmanız gerekiyor, başka hiçbir şeye vakit bırakmıyor. Nitelikli işlerin ortaya çıkması ise her geçen gün zorlaşıyor. Bizim avantajımız da bu. Biz nitelikli bir iş yapmak, zamansız şarkılar yazmak istemiyoruz. Biz sadece şöhret olmak istiyoruz.
Gökhan Tümkaya
Günün en sevdiğim saatleri el ayak çekilince. İşte o zaman ilham perileri dolaşıyor.
Dünyada en çok görmek istediğim ülke Lübnan
Son dönemde izlediğim ve beni çok etkileyen film Herkesin Keyfi Yerinde- (Stanno Tutti Bene- Tornatore)
Ne zaman TV karşısına geçsem izlemeden duramadığım dizi Süper Baba
Bana göre gelmiş geçmiş en iyi film müziği Eternity and a day- Eleni Karaindrou
Bu aralar fena halde takılı kaldığım albüm Aznavour 2000
Efe Demiryoğuran
Günün en sevdiğim saatleri sabah 8-10 arası
Dünyada en çok görmek istediğim ülke uzak doğu ülkeleri
Son dönemde izlediğim ve beni çok etkileyen film Baba serisi (daha yeni tekrar izledim)
Ne zaman TV karşısına geçsem izlemeden duramadığım dizi Better Call Saul
Bana göre gelmiş geçmiş en iyi film müziği Sting-Dominic Miller Shape of my heart (Leon)
Bu aralar fena halde takılı kaldığım albüm Richard Bona/Heritage
Deniz Bayrak
Günün en sevdiğim saatleri geceyarısı, 00.00 dan sonra.
Dünyada en çok görmek istediğim ülke Almanya, en az 50 kere gittim, her zaman Almanya.
Son dönemde izlediğim ve beni çok etkileyen film Betty Blue 37° Le Matin
Ne zaman TV karşısına geçsem izlemeden duramadığım dizi How I met your mother .
Bana göre gelmiş geçmiş en iyi film müziği Cinema Paradiso – Ennio Morricone
Bu aralar fena halde takılı kaldığım albüm Daniel Mille – Sur Les Quais
Evren Arkman
Günün en sevdiğim saatleri sabah ve yalnız olduğum saatler
Dünyada en çok görmek istediğim ülke Küba
Son dönemde izlediğim ve beni çok etkileyen film Yesterday
Ne zaman TV karşısına geçsem izlemeden duramadığım dizi Sherlock
Bana göre gelmiş geçmiş en iyi film müziği Yüzüklerin Efendisi soundtrack
Bu aralar fena halde takılı kaldığım albüm Sade “Lovers Live”