Bugüne kadar gelmiş geçmiş en büyük müzisyenleri sayacak olsak hiç şüphesiz ki David Bowie bu isimler arasında üst sıralardaki yerini alır. Müziği ve bize bıraktıkları ile işte karşınızda namıdiğer Ziggy Stardust!
İpek ATCAN / [email protected]
Sene 2017 ve belki de son yılların nadir çılgın kışlarından biri. İnanılmaz derecede bir kar var ve Cihangir’de mahsur kalmak üzereyiz. Ama kalamayız! Çünkü 8 Ocak’ta Zorlu PSM’de, David Bowie‘nin 70. yaşını kutlamak üzere “David Bowie Is Happenıng Now” belgeseli gösterilecek. Ve gösterim öncesinde, katılımcıların da eşliği The Guardian gibi, “Psychedelic Suburbia: David Bowie and The Beckenham Arts Lab” kitabının da yazarı olan ve bir dönem David Bowie‘nin sevgilisi olan Mary Finnigan ile söyleşim var. Kendisi gelmeyecek ama sanal bir şekilde bağlanacağız. O gün oraya nasıl ulaştık, oradan evlerimize nasıl döndük bambaşka bir hikaye ama bu kadar sevdiğim bir adamı, bu kadar sevdiği bir kadından dinlemek paha biçilmezdi. Yeryüzünden ayrılışının 1. yılı işte tam da böyleydi benim için. Zaten hakim olduğum hayatına dair bir sürü kitap okudum, izlemediğim belgeselleri izledim o dönemde bu söyleşiye hazırlanırken. Üzerinden geçen 6 sene tabii ki çok daha fazlasını da beraberinde getirdi. Gelin hakkında yazılan kitaplar ve çekilen filmlerle David Bowie‘yi bir kez daha analım… Belki kaçırdığını bir şeyleri yakalama vesilesi olur bu yazı 🙂
Ps. Yazıyı okurken çok sevdiğim bir Bowie şarkısının da size eşlik etmesini isterim.
Filmlerde ve filmlerle David Bowie
Kendisinin konu edildiği filmler bir yanda dursun David Bowie‘nin bir oyuncu olması gerçeğini de unutmamak lazım. Yer aldığı birçok film olsa da üç tanesini ayrıca önermek isterim. İlk olarak en popüleri ve benim de çok sevdiğim 1986 yapımı “Labyrinth”. Jennifer Connelly ile beraber oynadıkları bu film, on beş yaşındaki Sarah’nın (Jennifer Connelly), küçük bir bebek olan erkek kardeşinin kaybolmasını dilemesi ve kardeşinin goblinler tarafından kaçırılmasıyla macera dolu bir film. Bir diğer öne çıkan film ise 1991 yapımı olan ve bir restaurantta geçen “The Linguini Incident”. Ve son olarak yine bir bilimkurgu filmi olan “The Man Who Fell On Earth”. İzlemediyseniz bu üç filmi de izlemenizi tavsiye ediyorum. Ama kendisini konu edinenlere gelecek olursak onlar da oldukça fazla elbet…
Bunlardan en yakın tarihli yayınlanan, “Moonage Daydream”. 2 saat 20 dakikalık bu belgesel bugüne kadar yayınlanmamış birçok David Bowie görüntüsünden oluşan, eleştirmenler tarafından ise tam not alan bir yağım ve gerçekten harika, kaçırmamanızı tavsiye ederim. Bunun yanında “Bowie: The Man Who Changed the World” de yine gerçek görüntüler içeren ve keyifle izleyebileceğiniz bir yapım. Hayatını konu edinen ama çok da iyi bir film olmayan -ben hiç sevmemiştim!- “Stardust” ise “şöyle bir Bowie diyarında gezintiye çıkayım” diyenlerin göz ucuyla bakması gereken filmlerden. IMDb puanı 4.4 öyle düşünün 🙂
Hakkında yazılmış kitaplar
Bazen izlemek yerine okumanın daha iyi geldiği, okuyarak daha büyük yakınlıkların kurulduğu zamanlar vardır. İşte şimdi tavsiye edeceğim David Bowie kitapları da tam olarak bu histe. Evet, kendisini görüp sesini duymak başka bir deneyim ama okumak da bir başka bağ kurma hali bence. Çünkü insan okurken o dünyayı kendi hayal gücüyle yaratıyor. İşte şimdi önereceğim kitaplar o anlamda “bomba” etkisinde. Hepsini İngilizce okuduğum için ve bazıları da burada olmadığı için orijinal isimleri ile paylaşıyorum. Ve ısrar ediyorum, “Bowie-sever”seniz asla kaçmamalı bu kitaplar.
(Bu arada bazılarına audio book olarak da kavuşabilirsiniz)
Bowie’s Bookshelf: The Hundred Books That Changed David Bowie’s Life
David Bowie‘nin hayatını okumak başka, onun hayatına yön veren ve anlam katan kitapları okumak başka… Ölmeden 3 sene önce favori 100 kitabının listesini yayınlıyor Bowie. İşte bu kitapta onlara ulaşıyorsunuz. Bu kitabın audio book versiyonu da mevcutmuş.
The Man Who Sold the World: David Bowie and the 1970s
Bu kitap, Bowie‘nin sözlerine kimin veya neyin ilham verdiğinden çok daha fazlasını açıklıyor. Şarkılar ve albümler kaydedilirken Bowie‘nin stüdyo günlerine dair harika anektodlar barındırıyor. Kısacası, biyografinin ötesine geçip konunun özüne inmek istiyorsanız, başlamak için bundan daha iyi bir kaynak yok.
The Age of Bowie: How David Bowie Made a World of Difference
İngiliz rock eleştirmeni olan Morley, biyografi olmasına rağmen anılar da içeren bu kitapta Bowie‘ye derinlemesine değiniyor ve okuru bilgilendiriyor. “David Bowie Is” sergilerinin teorik çerçevesini de oluşturan Morley, daha en başında net bir şekilde “Gerkesin kendi Bowie‘si vardır” diyor.
The Rise of David Bowie, 1972–1973
Yazının sonunda -tabii ki!- değineceğim Ziggy Stardurst‘a odaklanan bir kitap “The Rise of David Bowie, 1972–1973″. Muhteşem fotoğraflardan oluşan bu kitap tam bir “table top book” (bunu bence biz sehpa üstü kitabı olarak çevirebiliriz!)
Ziggy Stardust’ı anmadan geçmek olmaz
Bowie‘yi anarken Ziggy Stardust‘tan bahsetmemek de olmaz. David Bowie tarafından yaratılan bu kurgusal karakter, 1972 ve 1973 yıllarında Bowie‘nin sahne kişiliğiydi ve yaklaşan bir kıyametten önce bir umut mesajı iletmek için Dünya’ya gelen çift cinsiyetli, uzaylı bir rock yıldızıydı. Öyle ki Bowie bir yana dursun, bu alter ego’nun büyük bir hayran kitlesi vardı. Ziggy en sonunda kendi şöhretinin ve aşırılığının kurbanı olarak teoride öldü. Yani David Bowie, Ziggy‘nin hayatına son verdi. Ama Ziggy Stardust‘ın başarısı ve ikonik görünümü Bowie‘yi uluslararası süperstarlığa taşıdı. Hatta o dönem Rolling Stone Ziggy için, “müziği sonsuza kadar değiştiren ve kariyerini yörüngeye taşıyan ikinci kişiliği” olduğunu yazıyor.
Bowie neresi olduğunu -ve hatta olup olmadığını- bilmediğimiz “o yer”de kendisi gibi onlarca yetenekli isimle bir şeyler üretmeye devam ediyordur diye düşünüyorum… Ve böyle müziklerle tanıştığımız için de bizleri şanslı buluyorum. Yazdıklarıyla, okuduklarıyla ve bizlerle paylaştıklarıyla unutulmayacağı kesin. Değerlerine saygılı, tutkularının peşinden giden ve nice insana ilham olan Bowie‘yi sadece müzik ile tanımlamak olmaz, müziğin çok ötesinde…
