Profesyonel olarak 2 yıldır çıkardığı single’lar ve 17 Mayıs’ta yayınladığı EP’si “Kırmızı” ile sentez seven dinleyicilerin radarına giren Derenova (Dere) ile biraz söyleştik. Hayalleri ülke sınırlarını aşan Dere bize hem “Derenova Pop” dediği müzik türünü anlattı hem de müziğini taşımak istediği nokta hakkındaki düşlerini de söylemeyi ihmal etmedi tabii. Gelin Derenova’nın müzik dolu dünyasına bir bakış atalım!
Batıkan BAKSI / [email protected]
Merhaba Dere! Keşif bölümümüze hoş geldin, haliyle ben de okuyucularımız gibi merak ediyorum; kendini biraz anlatır mısın bize? Neler yapıyorsun? Hem kendin hem de müziğin hakkında biraz konuşalım mı?
Hoş buldum! Adım Dere, sanatçı ismim Derenova. 25 yaşındayım, Antalyalı’yım. Göbek adım azim. Her gün daha iyi bir sanatçı olmakla ilgili çalışıyorum diyebilirim. Ben Derenova’nın bir çalışanıyım Dere olarak aslında, onu geliştirmek için her gün çalışmam gerekiyor. Z kuşağı bir popçuyum, müziğimde ve kültürümde pop da var, hip-hop da var, flamenko da var, 2000’ler R&B de var, hepsini karıştırıp kek yapınca büyüdüğüm yerin müziği yani Akdeniz pop ortaya çıkıyor. Derenova’ca pop 🙂
“Sokaklarda, sahillerde büyüdüm; o yüzden sokağın sosunu ekliyorum şarkılarıma.”
Müziğini “Akdeniz Pop” olarak tanımlıyorsun ama aslında seninki biraz karma bir tür bu yüzden “Derenova Pop” diye bir tanım da bulmuşsun bence çok iddialı. Derenova pop bize ne vaadediyor? Bunu belirlerken ismini de insanların aklında daha kalıcı bir hale sokmak mı istedin?
Son dönemde flow’larım olduğu için “rap’çi misin pop’çu musun?” sorusuyla çok karşılaştım çevremden. En sonunda “eh yeter be Derenova pop yapıyorum” deyip işin içinden çıktım. Pop kısmı daha ağır basıyor melodi yazmayı çok seviyorum ama sokaklarda, sahillerde büyüdüm o yüzden sokağın da sosunu ekliyorum hep şarkılarıma.
Geçtiğimiz günlerde “Kırmızı” adlı bir EP çıkardın, ki bu bir süredir gelen single’larının birleşimiydi. Bu EP’nin sürecini de bir anlatmak ister misin?
İlk EP’m “Kırmızı”. İlk kez kalemimle bedenimi birleştirdiğim bir proje oldu, 1 senelik dans çalışmalarımın karşılığını aldım. ‘Kurtar‘ şarkısında çok beğendiğim 2 koreografla çalıştım: Berke Taşdelen ve Gülşah Alan. İnanılmaz bir deneyimdi. ‘Begonya’ ise benim için gerçekten “kızım işte flamenko yaptın hem de begonyanın ağzından yaşadıklarını anlattın” şarkısıydı. Deneysel bir şarkı ve 22 dakikada yaptık prodüktörüm Aje ile. Şarkıların hepsinin ayrı hikayesi var anlayacağınız. Favorimi soracak olursanız ‘Sen Yapma’ diyebilirim. Revart ile feat yaptığımız bir parça oldu. Bundan 2-3 sene önce sıkı bir Revart dinleyicisiyken şimdi birlikte şarkı üretmek paha biçilemezdi.
Yaptığın şarkılarda hem batı hem de doğu sentezi olduğu için dinleyicilerde bir merak uyandırdığını düşünüyorum. Biliyorsun artık bu tarz sentezler, yabancılar arasında da çok tutuluyor, nasıl tepkiler alıyorsun yerli-yabancı müzik dinleyicilerinden?
Açıkçası kendimi anlatabildiğim ve duyurabildiğim yerli-yabancı çoğu dinleyiciden güzel dönüşler alıyorum. Senteze gelecek olursak, sentezler sevilir ama anlatana kadar biraz zordur. Ama ben bunun peşindeyim ne aşırı batıyım ne aşırı doğuyum. O yüzden sonuna kadar sentezciyim/z. 🙂
Senin çok küçük yaşlarda aldığın bir yarı zamanlı konservatuvar eğitimin olduğunu okumuştum, müzikal altyapın o süreçte oldukça gelişmiştir diye düşünüyorum. Tabii yaptığın müzik bu eğitimden biraz ayrıksı, peki o sürecin bugünkü müzikal anlayışında ne gibi bir etkisi oldu sence?
Akdeniz Üniversitesi’nde yarı zamanlı keman bölümündeydim 10-11 yaşlarımda. Keman dersinden çıkıp babamın düğün salonuna giderdik. O süreçte konservatuar sınırlarında Vivaldi’nin konçertolarına çalışırdım, düğün salonu sınırları içerisinde de babamın verdiği doğu melodilerini kulaktan kemanda çalmaya çalışırdım. Yani bahsettiğim sentez böyle başladı. İlk besteciliğim de kemanda beste yapmamla ortaya çıktı. Halen melodi kaydederken ağzımla keman çalarım. 🙂
“Türkiye’den global sanatçıların çıkmasının peşindeyim…”
Biraz önce yabancı dinleyicilere değinmişken şunu da sorayım: 2023’te İspanya adına Eurovision’a katılan Blanca Paloma seni Instagram’da takip etmiş, o nasıl oldu, hikayesini duymak isterim. Daha öncesinde bir tanışıklığınız var mıydı yoksa tamamen rastlantı eseri şarkını mı dinlemiş?
İnanılmaz bir andı. Globalde yaptığım müziğin çok takipçisiyim ve kontaklarımı şimdiden kurmaya çalışıyorum. İspanya’dan bir akıl hocam var aslında kendisi müzikolojist, Daniel Gomez Sanchez. Rosalia’nın müziğini akademik olarak inceliyor. Kendisi beni ve müziklerimi hep paylaşır. Blanca Paloma da onun arkadaşıymış. Takipleştikten sonra ben durur muyum hemen mesaj attım. Instagram keşfetinde karşısına çıkmışım. Halen de iletişimdeyiz. Türkiye’ye kendimi tanıttıktan sonrasını hazırlıyorum, Türkiye’den global sanatçıların çıkmasının peşindeyim. Ülkem beni anlayıp, tanıdıktan ve arkamda durduktan sonra yapabileceğim şeylerin sınırı yok.
Aslında hayatında iki farklı rol oynuyorsun; akademik bir kısmın da var aynı zamanda müzisyensin. İkisini karıştırmadan nasıl sürdürüyorsun ya da iki taraf da birbirini besliyor mu? Nasıl bir tempoya sahipsin?
Aslında diyetisyen ve psikolog tarafımı Derenova tarafı bilmiyor, Derenova tarafını bilen de diyetisyen psikolog olduğumu bilmiyor. Yerli ve milli Hannah Montana gibiyim. Tempo iyidir, dik tutar 🙂
“Sahne, kendimi en ait hissettiğim yer…”
Bundan sonra neler yapacaksın, yeni şarkılar için çalışmaya başladın mı; konserlerle karşımıza çıkacak mısın mesela yakın zamanda?
Bence güzel şarkılar hazırladım. Yeni dinleyicilerimi bulmak için rotamı oluşturdum diyebilirim. Birkaç hafta önce Sefo’nun Yenikapı’da bir konserine konuk olduk Jako ile birlikte. Dönüşleri o kadar iyiydi ki! ‘Bu Dünya’yı söyledik, kendisi en özel şarkımdır. Sahne kendimi en ait hissettiğim yer. Konserimin olmasını manifest’leyelim hadi. Buradan enerji gönderelim birlikte! Derenova bir işçi ve işini göstermesi için daha çok sahada olması gerekli.
Gelecek planlarından bahsediyorken biliyorsun hayal ve planlar genelde farklıdır. Henüz 2 senedir müziğini insanlarla paylaşıyorsun, peki mesela 10 yılı geride bıraktığında nerede olmak istersin?
Yıllardır müzik yapsam da profesyonel anlamda 2 sene oldu evet. Hayallerim ve gitmek istediğim yer boyumu çok aşıyor biliyorum ama istiyorum. Söylemekten de çekinmiyorum. 10 yıl sonra belki biz Eurovision’a katılırız, belki çoktan bizi temsil etmişimdir? Ya da temsil edecek sanatçının yapımcısıyımdır? Neden olmasın?
Seni yeni keşfedecek olanları ve dergy.com okuyucularını müziğine davet etmek için neler söylemek istersin, onları da bir duyalım 🙂
Öncelikle bu röportaj için İpek Atcan’a ve Batıkan Baksı’ya teşekkür ederim. Müzik serüvenimde çok azimliyim, çok çalışkanım ve üretkenim. Böyle bir serüveni keşfetmek ve destek vermek isteyen herkesi hemen şarkılarıma davet ediyoruuum! 🙂