Genelde şişman ve gözlüklülerin ilk olarak öldüğü klişesi üstüne kurulu olan gençlik temalı korku filmlerinin 1970’lerdeki ilk örneğinden günümüze bir yolculuğa çıkıyoruz.
1970’ler
Stephen King ilk romanı “Carrie” 1974 yılında yayınladığında hem gençlik temalı korku edebiyatının hem de bu türün beyazperdeye yansımasının ilk örneği olacağını kim tahmin edebilirdi? Brian De Palma tarafından çekilen ve doğaüstü korku filmi türünde gençlik temasını merkezine almasıyla ortaya çıkan film, 16 yaşındaki Carrie adlı telekinetik güçleri olan genç bir kızın okulda akran zorbalığına maruz kalmasını konu ediniyor. Özellikle Carrie‘nin okul balosunda sinirden kontrolünü kaybettiği o kanlar içindeki sahne ise korku filmi tarihinin en epik sahnelerinden biri kabul ediliyor. 1976 yılında “Carrie”nin vizyona girmesinden iki yıl sonra ise ta günümüze kadar sürecek olan “Halloween” serisinin ilk filmi sinemaseverlerle buluştu. John Carpenter tarafından çekilen “Halloween”, aynı zamanda 20 yaşında sinema sektörüne adım atan Jamie Lee Curtis‘in de ilk filmi olma özelliğini taşıyor. 64 yaşındaki Curtis serinin son filmi olan ve yakın zamanda vizyona giren “Halloween Ends”de de rol alarak oyunculuk kariyeri boyunca aynı karaktere hayat veren sayılı isimlerden biri oldu. Curtis‘in Cadılar Bayramı gecesinde seri katil Michael Myers‘ın hedefi haline gelmesiyle gelişen olayları konu edinen film yayınlandığı dönemde büyük ses getirmiş ve gençlik korku sinemasının önünü daha da açmıştı.
1980’ler
1970’li yılların ikinci yarısında sinema tarihinde kendine yer bulmaya başlayan gençlik temalı korku filmleri 1980’li yıllara gelindiğinde adeta bir patlama yaşadı. Bunlar arasında 1983 yılında vizyona giren “Sleepaway Camp” ve devam filmleri ise bir adım öne çıktı. Filmin yönetmeni ve senaristi Robert Hiltzik, transfobik yaklaşıma sahip olduğuna dair eleştiriler alsa da “Sleepaway Camp” hem LGBTİ+ hem de gençlik temalı korku filmleri arasında sinema tarihinde önemli bir yere sahip.
80’li yıllara damgasını vuran bir diğer gençlik korku filmi ise “The Evil Dead”dir. Yine doğaüstü korku türünde olan film, ormanlık bir bölgede tatil yapmaya giden beş genç öğrencinin başına gelenleri konu ediniyor. Sam Raimi tarafından yazılan ve çekilen “The Evil Dead” kadar IMDB’de yine yüksek bir puana sahip olan “The Lost Boys” da türün klasikleri arasında yerini almayı başardı. Sonraki yıllarda devam filmleri de yayınlanan bu filmin için de kara komedi olması da onu farklı bir yerde konumlandırmamızı sağlıyor.
Ve tabii ki 80’li yıllarda gençlik temalı korku filmleri diyorsak, “A Nightmare on Elm Street” sadece o döneme değil, günümüze kadar gelecek olan kült yapımlardan birine dönüştü. 1984 yılında Johnny Depp‘in de sinema kariyerine ilk adım attığı film olan “A Nightmare on Elm Street”in ana karakteri Freddy Krueger hangimizin kabusu olmadı?
1990’lar
“A Nightmare on Elm Street”in yönetmeni Wes Craven hem 80’li hem de 90’lı yılların gençlik temalı korku filmlerine imza atan en iyi yönetmenlerden biriydi. Nitekim 1996 yılında vizyona giren ve kült filmlerden birine dönüşen “Scream” serisinde de onun imzası var. Konusu her ne kadar klişe denilecek türde olsa da tıpkı Elm Sokağı’nda yarattığı Freddy Krueger gibi bir karakter yaratması, onun popüler kültürün bir parçası olmasını sağladı ve ikonikleştirdi. Neve Campbell‘ın ise bütün güzelliğiyle en parlak dönemini “Scream”le yaşadığını not düşelim.
Diğer yandan gençlik teması üstüne kurulu bilimkurgu-korku türündeki “The Faculty”i de atlamamak lazım. Robert Rodriguez‘in yönettiği film, yine lisede ve yine bir grup gencin başına gelenleri konu edinse de dünya dışı varlıklara gönderme yapmasıyla farklılaşıyor.
Bize soracak olursanız, 1990’lı yıllarda “Scream”in tek bir rakibi vardı; o da “I Know What You Did Last Summer”. Lois Duncan‘ın 1973 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan film, mezuniyetlerini kutlayan ve geleceğe dair gerçekleştirmek istedikleri hayalleri olan dört arkadaşın başlarına gelen korkunç olayla birlikte yaşadıklarını izliyoruz.
2000’ler
Özellikle 1980’lerde yükselişini yaşayan, 90’lı yıllarda ise Hollywood sinemasındaki aşırı güzel kızların ve yakışıklı çocukların hakimiyetine geçen gençlik temalı korku filmleri 2000’lerde duraklama dönemine girdi diyebiliriz. Bu açıdan bakınca genelde beş arkadaşın terk edilmiş bir arazideki kulübede yaşadıkları hikayeler bir değil, beş değil, onlarca kez karşımıza çıktı. Yine de 2000’lere damgasını vuran gençlik temalı korku filmleri hiç yok da değil.
Bunlardan ilki 2001 yılında vizyona giren “Jeepers Creepers”dı. Victor Salva’nın yazıp yönettiği film,Trish ve Darry Jenner adındaki iki kardeşin bir seri katil tarafından takip edilmesini konu ediniyor. Diğeri ise 2000 yılında vizyona giren ve pamuk ipliğine bağlı hayatlarımızla kader arasında birçok varoluşsal konuyu sorgulamamıza neden olan “Final Destination”dı.
2010’lar
2010’lara geldiğimizde ise birkaç film var ki direkt öne çıkıyor. Bunlardan ilki Dakota Johnson‘ın başrolünü oynadığı ve Dario Argento‘nun 1977’deki aynı adlı filminden esinlenen “Suspiria”. Bir dans akademisinde öğrencilerin yaşadıkları olaylara bol bol kan eşlik ediyor. Bu 10 yıllık dönemin en çok konuşulan filmlerinden bir diğeri ise “The Cabin in the Woods”du. “Lost” dizisinin eş yapımcılığını üstlenen Drew Goddard‘ın ilk uzun metrajı olan bu film, beş arkadaşın ormanın içindeki bir kulübeye gitmeleriyle gelişen olayları ele almasıyla bir korku klişesi olsa da yine de kurgusu ve senaryosuyla dikkat çekiyor.
2014 yapımı doğaüstü korku filmi “It Follows” ise belki de bu dönemin en iyi filmlerinden biri diyebiliriz. Film, sıradan bir hayat süren Jay adlı bir genç kızın yaşadığı ilişki sonrasında halüsinasyonlar görmeye başlaması ve sıra dışı olaylar yaşamasını konu ediniyor.
Ana akım filmlerden çıkacak olursak da IMDB puanıyla da dikkat çeken “Raw”u mutlaka izlemenizi öneririz. 2016 yapımı film, Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapmıştı ve ilginç konusuyla dikkatleri üstüne çekmişti. 16 yaşındaki bir genç kız olan Justine ailesi gibi veteriner olmak için okula gidiyor, ancak okulda ailesinin prensiplerini yıkarak hayatında ilk kez çiğ et yiyor ve bu olayın ardından içindeki karanlık tarafla tanışıyor.
2020’ler
Böyle bir listede 2020’lere dair bir şeyler söylemek için biraz erken, ancak kısa bir süre önce vizyona giren “Bodies Bodies Bodies” gençlik temalı korku filmleri arasında yılın en çok konuşulanlarından biri oldu. Film, eğlenmek için toplandıkları evde oyun oynamaya başlamalarıyla kendilerini bambaşka durumların içinde bulan bir grup arkadaşın hikayesini konu ediyor.
Bir başka dikkat çeken film serisi ise “The Fear Street”. Geçen yıl üç filmi de Netflix’te ardı ardına yayına giren yapım, bir grup gencin kasabalarına yıllardır musallat olan laneti kırmaya çalışmasını konu ediniyor. Henüz önümüzde sekiz yılımız daha olduğunu düşünürsek, 2020’li yılları gözden geçirmek için biraz daha beklememiz gerekecek. 🙂 İyi seyirler!