“Affet Beni Sevgilim”le büyük bir çıkış yapan Ege Balkız’ı daha yakından tanımak için Dergy’e konuk ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Tüm yaz boyunca Ege Balkız ve Burry Soprano’nun “Affet Beni Sevgilim” şarkısı dilinize dolandı değil mi? Şarkı temmuz ayında yayınlandı ve şu anda 3 milyonu aşkın bir görüntülenme elde etti. TikTok ve Instagram’da viral oldu. Tribünlerden ilham alarak yazdığı “Affet Beni Sevgilim”in mimarı Ege Balkız’ın “Famble”, “Talk to Me”, “Pick Up the Phone” gibi single’ları da dikkat çekmişti aslında. Balkız, ilk yazdığı şarkının çok sıkıcı ve depresif olduğunu söylüyor. “İyi ki o zamanlar bunu farkedip ümidim kırılmamış ve yazıp kendimi geliştirmeye devam etmişim” diye de ekliyor. 26 yaşındaki Ege, Ankara doğumlu. 17 yaşından beri şarkılar yapıyor. Genç müzisyeni Dergy sayfalarında konuk ettik.
Babanızın mesleği nedeniyle pek çok farklı şehri gezdiğinizi ve farklı kültürler tanıdığınızı okuduk biyografinizde. Sizi en çok çeken, kendinizi en yakın hissettiğiniz kültür hangisi oldu?
Açık ara Kıbrıs diyebilirim, Akdeniz kültürü. İnsanları eğlenceli ve sıcakkanlı.
13 yaşında babanız size bas gitar aldığında neler hissetmiştiniz? Babanız/aileniz müzik konusunda size nasıl destek çıkardı, evin içinde neler dinlenirdi?
Bas gitar ilk alındığı ara çok heyecanlanmamıştım açıkçası, elime alıp kurcalamaya başladıktan sonra bağlanmaya başladım. Ailem bir müzik dinleyicisi olarak bana çok katkıda bulundu kesinlikle. Her tarz müzik dinlenirdi bizim evde. Her zaman televizyonda arkaplanda çalan bir müzik kanalı açık olurdu. Çocukluğumdan çok net hatırladığım şarkılar,
Evanescence – “Bring Me To Life”, Maroon 5 – “She Will Be Loved” ve Sonique – “It Feels So Good”.
İlk yazdığınız şarkı nasıldı, hatırlıyor musunuz?
Fazlasıyla sıkıcıydı ve depresifti. İyi ki o zamanlar bunu farkedip ümidim kırılmamış ve yazıp kendimi geliştirmeye devam etmişim.
Muse, Jeff Buckley, Maroon 5 ve The Weeknd ilham kaynaklarınız, peki yerli ilham kaynaklarınız kimler?
Kesinlikle TNK ve Mor ve Ötesi.
Müziğiniz hakkında en çok ne söylendiğinde sinirleniyorsunuz? Siz nasıl tanımlıyorsunuz kendi stilinizi?
Tek bir kalıba sığdırılmaya çalışıldığımda hoşuma gitmiyor. Ben müziğin her türünü icra etmek istiyorum iyi hissettirdiği, organik geliştiği sürece.
Şarkı yazarken her şeyin sınırların dışında olduğunu hissediyor musunuz? Nasıl bir süreç sizin için şarkı yazmak?
Tek bir soruda hakkını vererek cevaplayamayacağım kadar değişken bir süreç diyebilirim. Duruma göre şarkının yarattığı atmosferde anlatılabilecek, kendi tecrübe ettiğim bir hikayem yoksa kafamda karakterler kurup onlar üzerinden bir hikaye anlatmayı planlayıp o şekilde de sürdürebiliyorum, kendi deneyimlerimden direkt içimden geldiği gibi hiçbir filtre olmadan da aktarabiliyorum. Sınırlamayı veya kısıtlama uygulamayı doğru bulmuyorum.
KISA KISA
• Dünya üzerinde en çok görmek istediğim şehir New York City
• Hayalimde Matt Bellamy ile birlikte sahne almak ve birlikte çalışmak var.
• Kesinlikle dinlemeye tahammül edemediğim müzik türü yok
• En çok Daft Punk dağıldığında üzülmüştüm.
• Keşke ben yazsaydım dediğim şarkı My Heart Will Go On
• Telefonumda en çok kullandığım uygulama Spotify for Artists.
