Yılın yeni albüme en çok doyduğumuz ayı olmaya aday Ekim’den seçtiğimiz albümlerin ikinci yarısına hoş geldiniz.
Ant Arın ŞERMET
Ay başında, Ekim ayında çıkan radara girebilecek en az 15 albüm olduğunu söylemiş ve aralarından eleyerek iki parça halinde 10 tanesini değinmenin mümkün olduğundan bahsetmiştik. Ekim’in ilk yarısı beklentileri makul çerçevede karşılayan albümlerle tanışmamızı fırsat sundu. Gözümüz şimdi de ayın ikinci yarısının üstünde. Indie müzik ve post-punk severler için merak uyandıran albümleri dinleyeceğimiz bu süreçte Kylie Minogue gibi bir pop ikonu da yeni albümünü dinleyicisiyle buluşturacak. Hem de geçen sene -tıpkı bizim bu ay yaptığımız gibi- ilk yarısını yayınladığı albümün devamını getirmek gibi. Afiyet olsun.
Amyl and the Sniffers – Cartoon Darkness
Ele avuca sığmayan Amy Taylor ve yandaşları da diyebileceğimiz Amyl and the Sniffers, yine göğsümüze tekme vuran, her sorunun en açık haliyle söyleyen, işinize gelirse alın, gelmiyorsa doğumunuza destek olan meslek grubuna kadar yolunuz var diyen bir albümle 2024’e izini bırakacak gibi. Klasik punk estetiğini, Bikini Kill gibi kült bir grubun çizgisinden devam ettirirken hardcore’u da her zaman müziğinde tuttu Amyl and the Sniffers. 25 Ekim’de, Rough Trade etiketiyle çıkacak “Cartoon Darkness”, önceki albümlerde bıraktığı yerden devam etmesini sağlıyor Amy Taylor’ın. Tavizsiz kelimesi birçok grup için kullanılıyor. Ancak Amy Taylor’ın güçlü personası sayesinde bu sıfatın günümüz müzik dünyasındaki en uygun karşılığı Amyl and the Sniffers. Albümün kapağına da bakabilirsiniz bunun için, yayınlanan şarkılara da. ‘Big Dreams’, bedene indirgenmiş bir kadının tiksintiyle attığı çığlığın, hayallerine ulaşmasında nasıl önünde bir engel olduğunu; aynı zamanda hem o beden hem hayalleri hem de çok daha fazlası olduğunun orta parmak gösterilerek ifadesi.
Albümün prodüktörü Nick Launay’den de bahsetmemiz gerekli. Çünkü öyle bir cv’ye sahip ki, Amyl and the Sniffers’ın neden onu seçtiğini anlamak zor değil. IDLES, Yeah Yeah Yeahs, Arcade Fire, Black Rebel Motorcycle Club ve Nick Cave & the Bad Seeds ile çalışıp punk’ı, hatta post-punk’ı yalayıp yutan Nick Launay, grup için bir şans. Albümden maksimumu çıkarıp çıkaramayacakları farklı bir konu olsa da punk müziğe olan hakimiyeti, albümü kıymetli bir noktaya taşıyor. Özetlemek gerekirse, “Cartoon Darkness”, bıçkın bir albüm. Ancak bir yandan da öyle olması gerekiyor. Amy Taylor, Bikini Kill, The Slits, L7, hatta Hole’dan aldığı bayrağı taşımaya devam edişinin üçüncü albümü. Darısı nicelerine.
Kylie Minogue – Tension II
Pop müzik tarihinin en başarılı ve en büyük sanatçılarından biri olan Kylie Minogue, 2024 yılında da üretmeye devam ediyor. Kariyeri boyunca sağlıktan, ekonomiye birçok zorluk yaşadığı halde pes etmeyen Minogue, “Tension II” ile geçtiğimiz sene çıkardığı “Tension” albümünün devamını getiriyor. Synth’i bol, dansa davet eden disko ritimleri ve Kylie Minogue’un yıllara meydan okuyan vokali bu albümde de yerini korumuş gibi duruyor. Birkaç hafta önce yayınlanan ‘Lights Camera Action’ı dinleyince bu konudaki argümanımızın desteklendiğini duyuyoruz.
Albümün bir diğer noktasıysa çok sayıda konuk sanatçıya sahip olması. Tove Lo, Sia, The Blessed Madonna, Bebe Rexha, Diplo ve Orville Peck, Kylie Minogue’a bu albümde sesleriyle/yorumlarıyla destek olacaklar. Pop müzik bakımından oldukça verimli geçen 2024’ün kapanışını işaret eden albümlerden olması muhtemel “Tension II”, tam eski Dream TV’de bolca denk geleceğimiz türden bir iş görüntüsüne sahip.
Porridge Radio – Clouds in the Sky They Will Always Be There for Me
Üzgün ve kırgın temalara olan bağlılığını indie müzik estetiğiyle birleştirirken, öfkesini post-punk kimliğiyle sunan İngiltereli grup Porridge Radio, 4. Stüdyo albümleri olan “Clouds in the Sky They Will Always Be There for Me” ile 2 sene sonraki ilk albümünü yayınlayacak. Dana Margolin’in yukardaki uzun ve karışık gibi dursa da aslında direkt Porridge Radio’nun müziğini tanımlayan vokalleri, albümden şu ana kadar yayınlanan 3 şarkıda kendini gösterdi. Özellikle biraz daha dream pop sularına girdikleri ‘God of Everything Else’, bunun şahikası.
Secretly Canadian’ın elindeki en başarılı gruplardan biri olan Porridge Radio, bu albümle birlikte kendi standartlarında ufak bir yumuşamaya gitmiş gibi duruyor. Yumuşamayla bir bağı olmasa da çıkan teklilere bakınca işitilebilir bir minimalleşmeyi de ifade etmek mümkün. Grubun düzenli dinleyicileri için olmasa da arada denk gelip dinleyen takipçileri için sound’un önceki albümlere göre farklılaşacağını ifade edebiliriz. Ama onların özünde yer alan hüzün, öfke, üzüntü ve pasif agresiflik, kısaca “Clouds” diyeceğimiz albümde yerini almaya teşne. Yolları keşke Türkiye’ye düşse de izlesek dediğimiz gruplardan. Buradan organizatörlere öneriyoruz; 2025 için iyi seçim olur. Bütçeleri de uygun gibidir belki. Bizce bir temas kurun.
Pixies – The Night the Zombies Came
Pixies’ten iyi bir albüm beklemeyi 1990’larda bırakmamız gerekiyordu belki de. “Surfer Rosa”, “Bossanova”, “Doolittle” ve “Trompe Le Monde”un olduğu altın dönemden sonra yaşanan ayrılık ve onlarca yıl sonra gelen birleşme kararının ardından iyi Pixies şarkıları dinledik. Ancak komple iyi bir Pixies albümü dinledik mi? Evet demek pek kolay değil. En son olarak 2022’de “Doggerel”i, BMG etiketiyle yayınlayan grup, 25 Ekim’de dokuzuncu albümü olan “The Night the Zombies Came” ile bildiğimiz, daha doğrusu tahmin ettiğimiz yerlerde dolaşmaya devam ediyor.
Son albümde grupla çalan Paz Lenchantin, birkaç ay önce mantıksız ve acımasız bir şekilde bir anda gruptan kovulduktan sonra “The Night the Zombies Came”de bas gitarlar Emma Richardson’a emanet edildi. Lenchantin’in, Almanya’da verdikleri bir konserde çok eğlenip seyircilerle etkileşime girdiği için hiçbir uyarı almadan kovulması başlı başına rahatsız edici bir konu olsa da bir şey diyemiyoruz. Gelgelelim 35 yılı aşan kariyerlerine devam eden -aradaki boşluk dahil- Pixies’in yeni albümünü dinlemek merak uyandırıcı. Muhtemelen ekstra ya da yeni bir şey duyamayıp altın dönemdeki albümlere döneceğiz… Lakin olsun. Bu da bir şeydir.
Soccer Mommy – Evergreen
Loma Vista plak şirketinin en üretken isimlerinden olduğu kadar dinlenme sayılarıyla aynı zamanda en başarılılarından olan Sophie Allison, Soccer Mommy mahlasıyla ürettiği 4. Albümle karşımıza 25 Ekim’de çıkacak. Önceki Soccer Mommy albümlerinden çok farklı olmayan, çalışan formüle yeni eklemeler yapan müzisyen, Deerhunter, Belle and Sebastian, Animal Collective ve çok daha fazlasıyla çalışmış prodüktör Ben H. Allen’a bir nevi anahtar teslim eder gibi albümü teslim etti. Evet, her şarkı Sophie Allison’ın imzasını taşıyor. Ancak, sadelikten gücüne alan albümün dayandığı kolon Sophie’nin vokali ve akustik gitarın kullanımı. ‘M’ şarkısına bakacak olursak, kusursuza yakın bir kayıt olduğu gibi düzenlemelerde de hiçbir enstrüman, diğerinin ayağına basmıyor. Etliye sütlüye karışmadan yılın akılda kalan işlerinden biri olması muhtemel gözüken “Evergreen”, Soccer Mommy’nin kendi yolunda attığı emin adımların yeni bir göstergesi olarak diskografide yerini alır gibi…