Ana SayfaÖzel DosyaEn az orijinali kadar iyi 5 remake film!

En az orijinali kadar iyi 5 remake film!

Çoktan beğenilmiş hatta farklı yönleriyle sinema tarihinde özel bir yer edinmiş iyi filmlerin belli bir zaman sonra yeniden çekilmesi doğal olarak kulağa daha en baştan berbat bir fikirmiş gibi gelir… İşte karşısınızda bu önyargıları tersine çeviren iyi remake film örnekleri!

Ne kadar en genç sanat dalı olsa da sinemanın, bazı klasikleşmiş ürünlerinin tekrar tekrar anlatılacak yaşa geldiğini de biliyoruz. Çok daha eski örnekleri bulunsa da büyük şirketlerin yeniden çevrimlere, devam filmlerine, orijinal hikayenin bir de öncesini anlatan prequel’lara bel bağladığı içinde yaşadığımız bu dönemin tam bir remake çağı olduğunu söylersek yanlış olmaz. Dolayısıyla bu özgün içerik sıkıntısı beraberinden orijinalinin yerini asla tutmayan hatta yanından bile geçemeyen filmlerle dolduruyor. Peki ya bu genellemenin istisnaları yok mu? Tabii ki var… Gelin birlikte en az orijinalleri kadar iyi olan yeniden çevrim filmlere bakalım.

Fakat bakmadan önce çok kısa “Ah Belinda”ya da değinelim. Geçtiğimiz günlerde Netflix’te yayınlanan orijinal filmde Müjde Ar’ın yıldızlaştığı başrolü günümüzün sevilen oyuncularından Neslihan Atagül’ün canlandırdığı bu filmde yorumlar değişik. Neslihan Atagül’ün performansı her ne kadar yüceltilse de filmin orijinal dokusunun, yer yer siyasi dokunuşlarının değiştirilmesi kimilerince haklı olarak eleştirildi ve sadece “paralel evren”den ibaretmiş hissi verdi… Film üzerine daha bir süre konuşulacak gibi duruyor. Gelin biz “iyi”lere gidelim…

“A Fistful of Dollars” (Sergio Leone, 1964)

Remake konusu açılınca belki de yeniden çevrim filmlerin hepsinin şanını tek başına kurtaran büyük bir filmle başlıyoruz. Sergio Leone’nin klasik filmi yalnızca iyi bir yeniden yapım olmakla yetinmemiş, aynı zamanda sinema tarihine geçecek yeni bir tür olan spagetti western’in ilk taşını ortaya koymuş ve Dolar Üçlemesi’ne başlamıştı. Usta yönetmen Akira Kurosawa’nın epik klasiği “Yojimbo”nun samuraylarını alıp yerlerine kovboyları koyduğu bu yeniden çevrim ayrıca Clint Eastwood’u da bir beyazperde yıldızı haline getirmişti.

A Fistful of Dollars - remake film

“The Thing” (John Carpenter, 1982)

Howard Hawks’un 1951 yapımı bilim-kurgu korku filmi “The Thing from Another World” ilgi çekici öyküsüne rağmen sinema açısından yeni bir şey ortaya koymuyordu. Çıktığı dönem izlenildikten sonra hızlıca unutulan bu film tam 30 yıl sonra John Carpenter’ın ellerinde gerçek bir korku klasiğine dönüşecekti. Antarktika’nın hayat belirtisine rastlamak için bir grup bilimadamının arasında olmanız gereken ıssız bir noktasında geçen “The Thing” kahramanlarını ve biz izleyicilerini hiç beklemediği yaşam formlarıyla baş başa bırakacaktı.

Scarface (Brian De Palma, 1983)

O zaman hemen üstüne bir başka Howard Hawks filminin yeniden çevrimine geçelim. Kendisinin kariyerinde yeterince iyi film yokmuş gibi bu kadar iyi yeniden çevrime malzeme yaratmış olmasını da Hawks’un karnesine bir artı olarak ekleyelim. Usta yönetmenin 1932 tarihli İtalyan-Amerikan kültüre odaklanan gangster filmi “Scarface” yıllar sonra Brian De Palma’nın ellerinde hepinizin çok yakından tanıdığı Al Pacino’lu klasik haline gelecekti. İlkinden daha popüler olduğu zaten aşikar olsa da en az o kadar iyi bir yeniden çevrim olduğunu da söylemiş olalım.

The Man Who Knew Too Much (Alfred Hitchcock, 1956)

İşte sinema tarihinde gördüğümüz en ilginç remake örneklerinden biri… Gerilim filmlerinin büyük ustası İngiliz yönetmen Alfred Hitchcock bir başkasının filmini değil kendisinin yıllar önce çektiği filmi bir kez daha çekmek istemişti. Kariyerinin erken döneminde çektiği ve gayet başarılı görülen 1934 yapımı “The Man Who Knew Too Much”ı tam 22 yıl sonra yeniden çekmişti. Etkileyici bir casusluk gerilimi olan hikaye ilkinde İsviçre’de bir kayak tatilinde geçerken yeni film Fas güneşinin kavurduğu sıcak bir tatili mekan bellemişti. Hitchcock’un elinden farklı bir ihtimal beklemesek de sonuç yine en az ilki kadar iyi bir remake’ti tabii ki.

The Ring (Gore Verbinski, 2002)

Asıl gerçek bir istisnadan bahsetmemiz gerekirse belki de şu an en doğru noktadayız. Çünkü 1990’lar ve 2000’lerin başında fırtına gibi esen uzakdoğu korku filmleri dalgası beraberinde yüzlerce niteliksiz Amerikan uyarlamalarını da getirmişti. Ancak onların içindeki en popüler ve farklı örneklerden birisi kesinlikle Gore Verbinski’nin yönettiği ve orijinalini de tüm dünyada gerçek bir fenomene dönüştüren “The Ring”di. Hideo Nakata’nın yarattığı müthiş korku evreninde sinemada halihazırda “Ringu” gibi iyi bir filmle anılan hikaye belki de ilk (ve son) kez iyi bir Amerikan remake’inin talihlisi olmuştu.

The Ring - remake film

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR