Her ölüm erken ölümdür derler ama özellikle de çok genç yaşta hayata veda eden ünlü müzisyenleri düşününce, onların gidişleri bugün düşündüğümüzde de çok canımızı yakıyor. Bıraktıkları şarkıları bugün yeniden dinlerken, bugün olsa neler yaparlardı, konserleri nasıl geçerdi diye düşünmeden edemiyoruz. Güzel kalplerinden çıkan tüm o eşsiz şarkıları kalbimizde saklıyor ve genç yaşında aramızdan ayrılan müzisyenlerimizi sevgiyle anıyoruz.
Sebla KOÇAN
Barış Akarsu
Henüz 29 yaşında, doğum gününden birkaç gün sonra geçirdiği bir trafik kazasında yaşama gözlerini yumdu Barış Akarsu. Vefatının üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen Akarsu, bu temmuz ayında da unutulmadı ve sosyal medya dahil pek çok yerde hayranları tarafından özlemle anıldı. Bir dönemin ünlü yarışma programı Akademi Türkiye’de uzun saçları, temiz ve yakışıklı yüzü, gönülleri titreten sesiyle ve ‘Islak Islak’ yorumuyla kalpleri fethetmişti, genç yıldız. Bu üzücü olayın üstünden yıllar geçse de, hayranları onu unutmadı. Akarsu’nun hayatını anlatacak filmin çekimleri sürüyor. Hatta “Barış Akarsu Merhaba” adını taşıyan filmde onu canlandıracak olan oyuncu İsmail Ege Şaşmaz’ın merhum sanatçıya olan benzerliği de geçtiğimiz günlerde çok konuşulmuştu.
Gökhan Semiz
Eğer siz de bir 90’lar çocuğu iseniz ya da etrafınızda 90’larda çocuk olmuş kişiler varsa, Gökhan Semiz’in vefat haberi bu neslin evlatlarını inanın ki derinden üzmüştür. 90’larda fırtınalar estiren Grup Vitamin’in klişe tabiriyle “beyni” olan Gökhan Semiz, 1998 yılında 29 yaşındayken geçirdiği bir trafik kazasıyla hayatını kaybetti. ‘İsmail’, ‘Ellere Var da Bize Yok Mu?’, ‘Turkish Cowboylar’, ‘Al Aşkını Sok Gözüne’ gibi parodi şarkılara imza atan ve dönemin şarkılarıyla epeyce dalga geçen Vitamin’in yanı sıra Semiz, 97’de de “İnan ki Teksin” adını verdiği bir solo albüm kaydetmişti. Semiz’in ardından dağılan Vitamin, bir süre sonra ünlü sanatçının yakın arkadaşı Tolga Sünter’in kaptanlığında yeniden bir araya geldi. Müziğin susmasını, hele ki Vitamin efsanesinin bitmesini muhtemelen merhum sanatçı da istemezdi.
Ajlan Büyükburç
Erol Büyükburç’un kızı Ajlan Büyükburç’un en büyük hayali Türkiye’ye cazı sevdirmek ve bir caz albümü yapmaktı. Muhteşem bir sesi ve aileden gelen oldukça sağlam bir altyapısı vardı. Ancak 90’lar Türkçe pop müziğin atak yaptığı altın bir dönemdi ve o dönem 20’li yaşlarında olan Ajlan, yakın arkadaşı Mine’yle birlikte bir ikili olmuş, “Tutunup Kendime” adını verdikleri bir albüm kaydetmişti. ‘Pranga Zinciri’ ve ‘Aşk Olsun’ şarkıları da epey ilgi görmüştü. Ancak bu başarı uzun sürmedi, ikili yollarını ayırdı. O zamanlar 28’inde olan Ajlan, 1999 yılının temmuz ayında Fethiye’de geçirdiği bir trafik kazasından ne yazık ki sağ kurtulamadı. “Caz yaşlanmakla ilgilidir, sesini ne kadar iyi kullanırsan o kadar iyi caz söylersin, ben 30’umu bekliyorum caz söylemek için.” demişti, bir röportajında…
Kerim Tekin
“Karbeyazdır ölüm, ellerinden gülüm…” Bu şarkının sahibi, henüz 23 yaşında Türkçe pop dünyasına adım atan Kerim Tekin’di. 1998 yılının haziran ayında konser için gittiği Afyon’un son durağı olacağını nereden bilebilirdi ki? Ne yazık ki genç şarkıcı da dönüş yolunda menajeriyle birlikte kullandığı otomobilin şarampole yuvarlanmasıyla aramızdan ayrıldı. Kerim Tekin hakkında yıllar sonra ortaya çıkan bir gerçek de ne yazık ki hayranlarının boğazını düğümler nitelikteydi. Tekin, yakın arkadaşı Tayfun Duygulu’ya hep bir trafik kazasında öleceğini, belki o zaman albümlerinin daha çok satacağını söylermiş. Ne demişler, ne dilediğinize dikkat edin çünkü gerçek olabilir…
Kazım Koyuncu
Karadeniz müziğiyle rock müziğini harmanlayarak kendine has bir tarz oluşturan Kazım Koyuncu da çok erken yaşta hayata gözlerini yuman isimlerden biri. Artvin, Hopa’da dünyaya gelen Koyuncu kanser hastalığı nedeniyle 33 yaşında aramızdan ayrıldı. Devrimci bir sanatçı olan Koyuncu, üniversite yıllarında bildiri dağıttığı gerekçesiyle birkaç ay cezaevinde yatmış. Cezaevinden çıktıktan sonra da müzik yapmaya başlamış. Koyuncu’yu en çok “Gülbeyaz” dizisinin müzikleriyle bilsek de, sanatçının 2004 yılında yayınladığı ikinci ve son albümü “Hayde”nin rock müzikteki önemini belirtmeden geçemeyiz. Koyuncu, 2005 yılında vefat etti.
Yavuz Çetin
Türkiye’nin en iyi gitar virtüözlerinden biri olarak gösterilen Yavuz Çetin, özellikle blues konusunda pek çok dinleyicinin de müzisyen arkadaşının da alkışını alacak çapta bir sanatçıydı. Batu Mutlugil, Zafer Şanlı ve Kerim Çaplı ile Blue Blues Band’i kurmuş, birçok sanatçının albüm kayıtlarına da gitarıyla imzasını atmıştı. Kıraç’ın ‘Deli Düş’ ve ‘Bir Garip Aşk Bestesi’, Göksel’in ‘Sabır’ gibi şarkılarını buna örnek gösterebiliriz. MFÖ ile de çalışan Çetin, 2001 yılında tüm söz ve müziklerinin kendisine ait olduğu Satılık adındaki ikinci albümünü yayınladı. Bu albümün stüdyo çalışmalarını sürdürdüğü sırada, içinde bulunduğu depresyondan çıkamayan sanatçı, Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak ne yazık ki yaşamına son verdi.
Bergen
Arabeskin Kraliçesi ve Acıların Kadını lakaplarıyla tanınan ünlü arabesk müzik sanatçısı Bergen de ne yazık ki tıpkı şarkılarında söylediği gibi hayatını acılar içinde geçirmiş, trajik bir biçimde vefat eden müzisyenlerden biri. 1989 yılında henüz 30 yaşındayken kendisine yıllarca şiddet uygulayan eşi tarafından öldürülen Bergen’in hayatı, yakın geçmişte de Farah Zeynep Abdullah’ın başrolünde olduğu “Bergen” filminde anlatılmış ve büyük ilgi görmüştü. 1982 yılında eşinin azmettirdiği bir kiralık katil tarafından yüzüne kezzap atmasıyla bir gözünü kaybeden Bergen, arabeskin altın çağını yaşadığı 80’li yılların sonlarına doğru büyük bir ikon olmuş ancak ne yazık ki genç yaşında aramızdan ayrılmıştı. İlginçtir ki Bergen’in katili, eski eş Halis Serbest sadece 7 ay ceza aldı ve “Bergen” filmine de kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle dava açtı.