Ana SayfaHaberlerEzhel: "Ben her zaman rock dinledim, gitarımı geliştirmeye çalıştım"

Ezhel: “Ben her zaman rock dinledim, gitarımı geliştirmeye çalıştım”

Ezhel, YouTube’da katıldığı bir programda küçüklüğünden beri rapçilerle rockçıların neden birbirini sevmediğini anlamadığını, hip hop penceresinden de bakarak gençliğinden beri hep rock dinlediğini anlattı.

Berlin’e yerleşen rap sanatçısı Ezhel, gazeteci-yazar Can Dündar’ın YouTube’daki Özgürüz kanalına konuk oldu.

Ezhel “aklı bir karış havada” anlamına gelen mahlasını anlattı:

“Hip hop kültürü içinde alınan lakaplar her zaman kendini övmez. Bu çok eskiden gelen bir gelenek. Kendine iyi mahlaslar takmak yerine, kendini eleştiren, aşağılayan mahlaslar takmak. O yüzden kendime Ezhel mahlasını seçtim. Kızılay çok güzeldi. Bir yandan rockçılar, metalciler, punklar, rapçiler, breakdansçılar… Çok erken yaşta başladım müziğe. Ailem de müzikle ilgileniyordu. Dedem klarnetçi ve davulcu. Düğünlere giderlermiş. Anneannem tef çalar, şarkı sözlermiş. TRT Arşivlerinde bazı türkülerin kaynağı anneannemdir. Dayım da bir sürü enstrüman çalar, caz grubu varmış. Kültür Bakanlığı’nda ses ve ışık teknisyeni oldu sonra. Ankara’da gösterileri olurdu. Küçükken spot tutardım. Annem bana hamileyken şarkı söylemiş, sahneye çıkmış. Annem de Halk danslarında… Ben Zeybek de oynarım Kafkas da…”

ROCK STÜDYOLARINA GİDEMEZDİK, BİZİMLE DALGA GEÇERLERDİ

“Bir gün TV’de bol giyinen bir şeyler söyleyen rapçileri gördüm. Eminem’in de olduğu D-12’ydi o grup. Baktım rap diye bir şey var. 12-13 yaşındaydım. Sokakta bol giyinen başkaları da vardı, onların yanına gittim. Ankara’nın tüm rapçileri orada toplanıp kendi rap dünyamızı yaşıyorduk. Çok saçma, anlamadığım bir şey vardı o dönem. Rapçiler rockçıları sevmedi, rockçılar rapçileri sevmezdi. Ben ama gitar çalmak ve rock şarkıları da söylemek istiyordum. Çünkü benim için çok geniş bir şeydi müzik… Rapçi arkadaşlarımın ev stüdyolarına giderdim. Çünkü rock stüdyolarına gidince bizimle dalga geçiyorlardı, bizimle çalışmak istemiyorlardı. 13 yaşında ilk kaydımı aldım.

Lisede ilk yazdığım şarkılarda okula sövüyordum. Ne yaptıysa bu lise bana? Beden öğretmenine diss yazıyordum mesela. İnternetin gelmesiyle rap tarihini araştırmaya başladım. Türkiye’de rap o zamanlar kendini bulmaya çalışıyordu. Rap albümleri veya rap yayınları çok azdı, bir şey bulduğumuzda gözlerimiz parlıyordu. Hip hop kültürünü çok sevmiştim. Graffiti de yapıyordum, breakdans da… Türkçe rap de Berlin’de doğmuş. Rap’in aslında funk kökenli, çok müzikal bir altyapıdan geldiğini, anlaşılabilir bir isyan olduğunu gördüm. Başkaldırının gücü beni etkiledi. Ama ben her zaman rock dinledim. Müziği her türlü bilmek istedim. Gitarımı daha nasıl geliştirebilirim diye çok çalıştım.”

Programın tamamını izlemek için;

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR