Verdiği uzun bir aranın ardından geçen sene geri dönen Fanta Fest ile Antalya’daydık. 35 bin kişinin katıldığı festival serinin dördüncü ayağıydı.
İpek ATCAN / [email protected]
İlk olarak 2001 yılında gerçekleşen ve kesintisiz olarak 14 yıl boyunca devam eden festivalin Antalya ayağındaydım. Edis, Ceza ve Güneş sahnedeydi. İlk olarak sahnede Güneş yer aldı. Sıradışı makyajı, kostümü ve dans performansıyla oldukça iyiydi. Bana Christina Aguilera, Lil’ Kim, Mya ve P!nk’in ‘Lady Marmelade’ klibinden fırlamış gibi bir his verdi. Hafif dark görüntüsünün altından son derece enerjik bir birey çıktı. Festivalin devamında en çok ilk kez gideceği Kayseri ve Gaziantep için heyecanlandığını da not edeyim. Yani oradaki hayranlarına duyurulur!
Güneş’in ardından sahnede yıllardır sayısız konserini izlediğim Ceza vardı. Her zaman derim, kendisi sadece bir rapstar değil aynı zamanda bir rock star. 35 bin kişinin hep bir ağızdan ‘Yerli Plaka’, ‘Sus Pus’ gibi şarkıları söylemesi muazzamdı. Konserde Ceza’ya sürpriz olarak bir şarkıda Gazapizm de eşlik etti. ikisini aynı anda sahnede görmek birçok rap-sever için unutulmaz oldu. Bu arada gece kuliste yakında çıkacak olan 2 yeni Ceza şarkısını dinlediğimi de not etmeden geçemeyeceğim. Her ikisini de çok beğendim ama özellikle bir tanesi var ki üf! Çıkar çıkmaz zaten röportajı da burada sizlerle olacak 🙂
Gecenin benim için sürprizi Edis oldu. Bunca yıldır hiçbir Edis konserine gitmemiş ve hatta kendisi ile tanışmamış ben, kendisine bayıldım. Öncelikle aşırı mütevazı biri olması ile ardından da büyük bir emek ve özenle hazırlandığı konserlerden dolayı (kostümünden dansına) gönlümü fethetti. En kısa zamanda bir Edis konserine gidip baştan sona dikkatle izleyeceğim 🙂 Havanın o sıcağında (100 derece filandı Antalya) hem dans edip hem de full canlı şarkı söylemek takdire şayan.
Farklı tarzlarda ve hatta farklı dönemlerden bu 3 ismin peşpeşe uyumu da şahaneydi.
Eski günlerdeki gibi
Şimdi “eski” güzellemesi yapmaktan bıkmadık mı artık diyeceksiniz ama yok, bıkmadık. Bir neslin asla yakalayamadığı nice festivaller geçti bu ülkeden. Mesleğim gereği çok fazla backstage ortamında bulundum. Backstage’ler benim için hep ikiye ayrılır, mutlu backstage’ler ve mutsuz backstage’ler. Mutsuzlarda genelde işini sevmeyen insanların somurtkan suratları ve “bitse de gitsek” halleri tüm ortama sirayet eder. Mutlularda ise işini severek yapan bir grup insanın nasıl da aile gibi olduğunu görürsünüz. İşte dün öyle bir aile ağırladı bizi. İçeri girdiğim ilk anda kendimi Hayal Kahvesi’ne girmişim gibi hissettiğim, istisnasız herkesin tanıdık olduğu, gözlerinin içi gülen bir ortamdı. Bence kulisin bu ev hissinde Nihan’ın da (Hatipoğlu) etkisi büyük. Evini dekore eder gibi kulisi dekore etmiş 🙂 Sanatçıların bir arada sohbeti, binlerce anıdan bahsedişimiz ve daha nicesi. Diyeceğim o ki bol bol böyle festivalimiz olsun. Ve sizler de şehrinizi ziyaret ederlerse asla ama asla kaçırmayın.
Bir de kapanışta şunu söylemek isterim ki yaz mevsimi yasaklansın. İlkbahar, sonbahar, kış olarak 3’e bölelim ve rahatlayalım 🙂