İnsanı iyileştiren şarkıların icracısı Fikri Karayel, yeni albümü Uzaktan‘ı yayınladı. Karayel’i Dergy’e konuk ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Naif, kendine dönük, sakin sakin akan şarkılar… Yaz mevsiminin sonlarına doğru gittiğimiz bugünlerde, ihtiyacımız olan tek şey belki de biraz sakinleşmek. Günümüz müzik dünyasının en yetenekli kalemlerinden Fikri Karayel’in yeni albümü Uzaktan insana bu duyguları hissettiriyor. Müzik yapmanın özgürleştirici olmasından ziyade, kendine daha da bağımlı kıldığını düşünüyor başarılı müzisyen. Ama yazdığı şarkıların seyircilerin ağzından ona geri dönüşü konusunda da “Bundan daha güzel bir duygu yok hayatta” diyor. Aşk şarkıları konusundaki yeteneği malum. Sanatçı, “Aşka her zaman muhtacım. Sadece romantizm anlamında değil. Şu an hepimizin bolca aşka, şefkate, anlayışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” diyor. Fikri Karayel’i Dergy sayfalarında ağırladık, merak ettiklerimizi bir bir sorduk.
Yeni albümünüz Uzaktan’ın dumanı üzerinde. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi, nasılsınız? Üzerinizden bir yük kalkmış gibi oldu mu mesela, gelen tepkiler sizi mutlu etti mi?
Albümle ilgili kendimi müthiş hissediyorum. Uzun bir yapım sürecinden geçtik. Uzun zamandır da bu albümü yapmak için fırsat kolluyordum. Bitirdiğim için inanılmaz mutluyum, gelen tepkilerden de çok mutluyum. Çıkmış olduğunu sağda solda gördüğümde hâlâ şaşırıyorum. Şarkılarımı da sahneye kattığım için, konserlerle ilgili çok heyecanlıyım. İyi ki yapmışız diyorum.
“Ve Acilen Aşka İhtiyacımız Var” ne güzel şarkı! Evrene güzel bir mesaj yollar gibi sahiden de. Söylediğiniz sözlerin büyüyüp güzel bir enerji olarak geri döndüğüne inanıyor musunuz? Ve bir de tabii, sizin de aşka ihtiyacınız var mı bu aralar?
Kesinlikle inanıyorum. Yazma amacım da bu. Kafalarda ampüller yakmak, fikirler doğurmak. Her şey fikirle başlar. Şarkılarda kelimelerimizi özenle seçmemiz gerektiğine inanıyorum çünkü iyi veya kötü bir enerji yaratıyor hepsi de. Aşka her zaman muhtacım. Sadece romantizm anlamında değil. Şu an hepimizin bolca aşka, şefkate, anlayışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
“Uzaktan”da yazın güzelliğinden, güneşin verdiği güvenden bahsediyorsunuz. “Bitmezse Kış”ta da kış mevsimi hüzünle özdeşleşiyor. Yaz mevsimi size ne ifade ediyor, daha mı çok seviyorsunuz yazı?
Güneş bana güven veriyor. Yazın sakin havası ruhumuza yansıyor bence. Bu yüzden daha rahat oluyorum. Kış beni düşündürür. Yağmurlar, fırtınalar çok dinamiktir… hiç durağan durumlar değil. Hep bitmesini beklerim. Kışın geçmesini yazın kalmasını isterim hep.
Uzaktan albümü ilk dinlemede çok sakin, çok naif tınlıyor. Yani pek çok duygu çok sadeleşmiş olarak geçiyor dinleyene. Şarkı sözlerinizi yazarken sadeleşmeyi başarmak kolay iş değil, kendinizi geliştirmek için nasıl bir disiplinle çalıştınız? Size en çok neler yazdırır?
Şarkı yazmayı geliştirmek için “çalışmak” diye bişey düşünmüyorum aslında. Aktif olarak bişey yapmıyorum. Sadece kaliteli müziğe yakın kalmaya, yeni fikirlere açık olmaya, kendimi daha açık ifade etmeye çalışıyorum o kadar. Daha cesur olmak için psikolojimi zorluyorum. En özelimi paylaşıyorum sonuçta.
“Bana neler yazdırır”ın cevabı ise şarkılarda 🙂
“ŞARKIYI İCAT ETMEK DEĞİL DE, KEŞFETMEK İSTERİM”
Şarkılarınızı bitirdikten sonra ilk kime dinletirsiniz? Gelen yorumları dikkate alır mısınız, hatta şarkılarda değişiklikler yapar mısınız?
Biraz şarkısına bağlı. Bazı şarkılarda aşırı heyecanlanıyorum ve kime bulursam ilk ona dinletiyorum. Genellikle ev arkadaşım duyuyor her şeyi. Ama bazen de çalışmak istediğim aranjör arkadaşıma atıyorum. “Bunu dinlesene, buna baksana, bak ne buldum!” diyorum.
Size göre iyi bir şarkı yapmanın matematiği nedir?
Bence iyi bir şarkı yapmak şarkıyı zorlamamaktan geçer. Ben her zaman şarkıyı yapmaya şu şekilde bakarım. Onu icat etmek değil de, keşfetmek isterim. Doğru duygu akışını sağladıktan sonra bence çıkmasına izin vermek lazım. En samimi, en güzel tınılar bu şekilde çıkar.
Müziğe yeni yeni başlayan, ilk kez sahneye adımını atan Fikri’yle bugün karşılaşsanız ona neler söylemek isterdiniz?
Sabırlı ol, devam et, bozma kendini.
Müzik yapabiliyor olmanın en özgürleştirici yanı nedir sizce?
İnsan kafasındakileri büyük bir kitleye anlattığı zaman inanılmaz bir huzur hissediyor. Bununla birlikte gelen bir bağımlılık da var aslında, çok da özgürleştirmiyor. Müziğe daha da bir bağımlı oluyorsunuz. Ama insanlardan şarkılarınızı geri duymak… Bundan daha iyi bir his bilmiyorum hayatta.
Üniversitede İngiltere’de biyokimya eğitimi aldığınızı biliyoruz. Bu eğitim size neler kattı, sizi nasıl bir bakış açısıyla şekillendirdi? Belki ilerde müzikle birlikte yine de bu mesleğinizi de icra etme gibi bir planınız var mı?
Biyokimya eğitiminin hayatıma kattığı en önemli şey bilimsellik. Soru sormayı, cevap aramayı bilmek. Her şeyin cevabı olmadığı kabul etmek. Kanıt aramak. Sebep sonuç ilişkisi hayatın büyük bir parçası. Benim için bilimsel disiplin pusuladır. Yine de kendimi sahneden, stüdyodan başka bir yerde hayal edemiyorum.
İngiltere’de okurken orada kalmak istediniz mi? Türkiye’ye dönme kararını nasıl verdiniz? Pişman mısınız da demek istiyorum tabii 🙂
İngiltere’den Türkiye’ye gelme sürecinde Kıbrıs durağı oldu. Çok özlemiştim memleketimi. Ayrıca “Zor Zamanlar” albümü için de hareket etmem gerektiğini hissediyordum. Kıbrıs’ta doğru bir ortam oluşmuştu bu üretim süreci için. Beni Türkiye’ye getiren bu birkaç senelik hareketin tetikleyicisi ilk albümümdü yani. İngiltere’ye taşındığımızda orta bire gidiyordum. Üniversite’den sonra doyduğumu hissettim. Orayı ikinci evim olarak görüyorum ama ayrıldığım için hiç pişman değilim.
KISA KISA
- Günün kesinlikle ilham veren en sevdiğim saatleri turuncu saat, gün batımı.
- Para harcamayı en sevdiğim şey tatil.
- Müzik yapabiliyor olmanın en özgürleştirici yanı duygu ortaklığı.
- Türkiye’de yaşamıyor olsaydım yaşamak isteyeceğim şehir Barselona.
- Şu hayattaki en büyük korkum arılar ve yılanlar.