Huzurlarınızda; geçmişten gelen köklü ezgilerimizi rock’n’roll ruhuyla harmanlayan ve yeni EP’si Yort Savul: İsyan Manifestosu için gün sayan Gaye Su Akyol hakkında bilmeniz gerekenler…
Şarkıcı, söz yazarı, besteci ve prodüktör Gaye Su Akyol; geleneksel Anadolu müziğinin, psikedelia’nın, surf rock’ın ve post-punk’ın zıtlıklarını fütürist yaklaşımıyla bir araya getiriyor. Bestesi ve güftesi kendisine ait ilk albümü Develerle Yaşıyorum’u 2014 yılında yayımlayan Gaye Su Akyol, ilk uluslararası albümü Hologram İmparatorluğu’nu 2016’da, üçüncü uzunçaları İstikrarlı Hayal Hakikattir’i de 2018’de yayınladı. İşte, 30 Ekim’de 3 şarkıdan oluşan yeni EP’si Yort Savul:İsyan Manifestosu’nu yayınlamaya hazırlanan Gaye Su Akyol hakkında bilmeniz gerekenler…
GAYE SU AKYOL KİMDİR?
Gaye Su Akyol, 30 Ocak 1985 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, ressam Muzaffer Akyol. İlkokulu ve liseyi İstanbul’da okudu, üniversite eğitimini ise 2002-2007 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi antropoloji bölümünde tamamladı. Ortaokuldan beri müziğin içinde olan Akyol, Seni Görmem İmkânsız grubuyla tanındı. Müzisyenlik dışında ressam ve antropolog olarak da bilinen Akyol, 2016’da Çilekeş ve Lalalar gibi topluluklardan tanıdığımız müzisyen Ali Güçlü Şimşek’le birlikte Dunganga Records’u kurdu.
YENİ EP NASIL BİR ŞEY OLACAK?
Akyol, yeni EP’si hakkında bazı bilgiler de veriyor. Yort Savul:İsyan Manifestosu, Akyol’un prodüktörlüğünü de üstlendiği bir çalışma. Sanatçı, çok heyecanlı olduğunu söylüyor. Bu EP de Glitterbeat ve Dunganga ortaklığıyla yayınlanacak. Söz, müzik, aranje ve altyapıları Akyol’a ait olan EP’nin mix’leri Görkem Karabudak ve Ali Güçlü Şimşek imzalı. Albümde ayrıca trompette Dilan Balkay ve bağlamada Ahmet Ayzit gibi isimler dikkat çekiyor.
YURTDIŞINDA FIRTINA GİBİ ESTİ
Akyol, Anadolu ve Klasik Türk Müziği’ni psikedelik ve rock gibi öğelerle birleştirdiği stiliyle yurtdışında büyük ilgi gördü. Pitchfork, The Observer, The Guardian, The Wire gibi önemli müzik mecralarından övgü dolu eleştiriler aldı. İngiltere’nin en önemli müzik dergilerinden Songlines’ın kapağına konuk oldu, hatta dergi onu “2019’un en iyi sanatçısı” seçti. Haftalarca Transglobal World Music Chart Avrupa listesinde 1 numarada kaldı.
“BEN BU HİKÂYEYİ YAZMAYA YILLAR ÖNCE BAŞLAMIŞTIM”
Gaye, Londra’daki ilk konserinde yakaladığı başarıların tesadüf olmadığını söylüyor: “Galiba şaşırmam gerekiyor ama şaşırmıyorum. Hikâyesini kendi yazdığına inananlardanım. Bu hikayeyi yıllar önce yazmaya başlamıştım. Tabii ki insanın hayatında hiç beklenmedik şeyler olabiliyor, benim de oldu. Ama önemli olan yolundan şaşmamak. O yolun seni her şeyden çok mutlu ettiğine ikna olmak. O hikayeyi yazan kişi olmak, kendi evrenimin sahibi olmak beni mutlu ediyor.
NEW YORK TIMES’DA ÖVGÜ DOLU YORUMLAR
Gaye’nin bu başarısının doruğuna çıktığı an, şüphesiz dünyanın en önemli gazetelerinden The New York Times’da yer alması oldu. 4 Aralık 2019 tarihinde Alex Marshall imzasıyla yayınlanan bu yazıda Gaye hakkında şunlar yazıldı: “Gaye Su Akyol bir dönem pek de havalı sayılmayan bir müzik tarzını yeniden canlandırdı ve bu müzik aracılığıyla ülkesindeki duruma dair şairane yorumlar getiriyor.”
IGGY POP’UN AKYOL SEVGİSİ
Dünyaca ünlü ABD’li müzisyen Iggy Pop, Akyol’u çok seviyor. BBC Radio 6’daki radyo programında Akyol’un pek çok şarkısını çalıyor. Hatta en son Akyol’un “Bir Yaralı Kuştum” şarkısını çalan Pop, kendisi hakkında şunları dile getirdi: “Gaye bir çeşit Türk hazinesi, kültürel miras. Her ne kadar bunun için biraz genç, popüler ve rock’n roll olsa da… Ancak o bunu başarıyor çünkü çoğunlukla İngiltere ve Amerika’da popüler olmuş saykedelia ve saykedelik trendlerin, 70’ler Türkiye progresif müzisyenlerinin ve progresif toplumsal görüşleri olan müzisyenlerin yaşadığı çağa gönderme yapıyor.”
SOSYAL MEDYA GERÇEKTEN ÖZGÜRLÜK MÜ?
Sosyal medyada oldukça aktif olan Akyol, bir röportajında bu konuyla ilgili şunları söylemişti: “Yapay bir dünyada gerçek duygular kovalıyoruz, sosyal medyanın onaylanma arzumuzu manipüle edişini ve beynimizi ele geçirişini izliyoruz. Çok mutsuzsun, iki dakika sonra Instagram’a ağzı kulaklarında fotoğraf koyuyorsun, sonra tekrar dev bir mutsuzluk. Neyi, niye örtüyoruz? Bilgisayarın ya da telefonun öbür ucunda senin gibi onaylanmayı bekleyen yetişkin görünümlü çocuklar var. Ciddiye alıp kahrolmak yerine her dakikası ömründen eksilen kıymetli vaktini kendini inşa etmeye ayırmak daha iyi fikir değil mi? Birilerinin duygularını yönetmesine izin veriyorsan, gerçekten özgür olduğunu söyleyebilir misin?”
MİZAH ANLAYIŞININ MİMARLARI CENK VE ERDEM BEYLER
Akyol’un sosyal medya hesaplarında da, röportajlarında da tanık olduğumuz kendine has bir mizah anlayışı var. Ünlü sanatçı, çocukluğundan bu yana Cenk-Erdem izlediğini söylüyor: “Tam ilkokul sonlardaydım, onlar estiriyordu o dönem. Benden 6 yaş büyük bir ağabeyim var, o büyük fanıydı. İkimiz oturup sürekli Cenk ve Erdem izliyorduk sürekli. Hiç küfür etmeden aralarındaki o muhabbet, birbirleriyle inanılmaz akmaları, yaptıkları saçma şarkılar…” diyor ve ekliyor: Çocukken Cenk ve Erdem’in ‘Hiç dinazordun mu’ şarkısından etkilenerek Develerle Yaşıyorum’u yazmış olabilirim!”
İDOLÜ SELDA BAĞCAN
Gaye Su Akyol, Selda Bağcan’ın idolü olduğunu söylüyor. Konserlerinde sık sık “Yaz Gasteci Yaz”ı yorumluyor. Yasaklı olduğu dönemlerde dahi dünya çapında bir bilinirliği olan Selda Bağcan ve Gaye Su Akyol’un birlikte bir röportajı da var. Akyol, Bağcan’ın “Ulusal olmadan, uluslararası olunamaz” sözünü sevdiğini söylüyor, röportajda. Selda Bağcan da “Bu toprakların müziğini yapınca, ulusal olacaksın. Gerçekten uluslararası da seni fark ediyor o zaman” diye ekliyor. Akyol, Selda Bağcan’ın Türkiye’de gelmiş geçmiş en büyük rockstar olduğunu düşünüyor. Bağcan da “En büyük ben, başka büyük yok!” diyor.
Kaynaklar: GZone, Twitter, BBC Türkçe, NeyseNe, NY Times, Bant Mag