Son aylarda yaşadıklarımız yaza, güneşe ve güzel günlere olan inancımızı, motivasyonumuzu zorlasa da güneş doğmaktan, yaz mevsimi de gelmekten vazgeçmiyor. Yazcılar için yılın en güzel dönemi, güneş alerjisi olanlar içinse Kont Dracula yaşamalarına neden olan bu 3 ayın ilk durağı olan Haziran’la birlikte yılın ilk yarısını bitirirken dinlemek üzere olduğumuz çok sayıda heyecan verici albümle buluşmayı bekliyoruz. Günümüzün en enerjik ve başarılı hardcore grubunun da 24 senelik yeni albüm hasretini dindiren bir klasik grubun da günümüze dair söyleyecek sözlerini aynı ay içinde duyacağız. Umuyoruz ki bu sözleri duyup melodileri hayatımıza katarken doğan güneş, gelecek ümidimizin de koruyucusu olur. Afiyet olsun.
Edgar Allan Poe ve The Wire’dan sonra Baltimore’dan çıkan en özel şey diyebileceğimiz Turnstile, ilk albümüyle global ölçekte başarıya ulaştı. Bitmek bilmeyen enerjileri, ele avuca sığmayan şarkıları ve klasik hardcore ruhunu 2020’lere taşımaktaki maharetleri onları ayrıştırdı. Aynı anda Z kuşağını hem işitsel hem de görsel tercihleriyle yakalayabilmeleri onları 2025’in en merak edilen gruplarından biri yaptı. 6 Haziran’da Roadrunner Records etiketiyle çıkacak “NEVER ENOUGH”, ilk albümdeki çizgilerini koruduklarının bir göstergesi olacak gibi duruyor. Şu ana kadar yayınlanan 4 şarkının tamamı iştahımızı kabartırken grubun verdiği konserlerdeki viralleşen videolarını izleyip biri getirse de izlesek diye parmaklarımızı çaprazlıyoruz.
Jarvis Cocker, Britpop dünyasının en kendine özgü insanlarından biri olarak 35 yıldan fazladır hayatımızda. 24 yıldır yeni bir Pulp albümü dinleyememiş olsak da solo işleriyle üretmeye devam etti. Pulp’a da arada vakit ayırmayı bırakmayan Cocker için kırılma 2 Mart 2023 günü yaşandı. Grubun bas gitaristi ve Jarvis Cocker’ın iyi arkadaşı Steve Mackey’nin ölümüyle birlikte Pulp’ın yeri değişti. Kendi içine kapanıp geçmişiyle yüzleşmeye giden Jarvis, önce Rough Trade ile anlaştı. Sonrasındaysa bugüne kadarki en melankolik Pulp albümünü hazırladı. Özellikle ‘Grown Ups’ ve ‘Background Noise’, Steve Mackey’nin ölümünü kabul etmeye çalışırken kendi yaşamını da anlamlandırmaya çalışan Jarvis Cocker’ın bizlere en içten hediyesi. Prodüktörlüğünü James Ford’un yaptığı “More”, bazen az çoktur bazen de çok sandığımız şey azın ta kendisidir dedirten cinsten.
Günümüzün en önemli pop müzik figürlerinden biri olmasının yanı sıra en önemli pop kültür ikonlarından biri de olan Lorde, 10’lu yaşlarında başladığı kariyerinin dördüncü adımını 30 Haziran’da “Virgin” ile atıyor. Heji Shin tarafından hazırlanan albümün kapağı Lorde’un tam olarak istediği çalışmaydı. Jim E-Stack ile Lorde’un büyük çoğunluğunu birlikte kaydedip prodüktörlüğünü üstlendiği albümde birkaç şarkıya ayrı prodüktörler de geldi. Şu ana kadar ‘What Was That’ ile ‘Man of the Year’, albümden yayınlanan tekliler oldu. Lorde’un kariyerindeki önceki üç albüme pek benzemese de yer yer “Solar Power” havasını sezdiğimiz şarkılarda Charli xcx’in ikonik albümü “BRAT”ten esinlenilmiş noktalar var. Charli’nin, Lorde’a ithaf ettiği gibi, girl, so confusing…
Sadece Little Simz’in değil, 2021’in en özel albümlerinden biri olan “Sometimes I Might Be Introvert” ile Mercury’i 2022’de kazandıktan sonra kimselere haber vermeden aynı senenin sonunda “NO, THANK YOU”yu çıkaran sanatçı, bir müzisyenden daha fazlası. Meltdown Festivali’nin 30. senesinin küratörlüğünü de üstlenen Little Simz, AWAL etiketiyle 6 Haziran’da buluşturacağı yeni albümü “Lotus”ta çok daha minimal ve karanlık denizlerde yüzüyor. Sampha, Michael Kiwanuka, Moses Sumney, Obongjayar ve Moonchild Sannely gibi isimlerle iş birliği yaptığı yeni albümünde Lotus çiçeğini, bir metafor olarak kullanıyor. Albüm boyunca tekrar eden bir tema ve aynı zamanda genel anlatıya yansıyan Lotus, Little Simz’in bir müzisyen, sanatçı ve insan olarak yaşadığı dönüşümün işitsel bir yansıması.
Yaklaşık olarak 10 senedir haftada 1 albüm yaparak muhtemelen 9689386938603 tane albüm çıkarmış olan King Gizzard & The Lizard Wizard, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor ve yeni bir albüm yayınlıyor. 13 Haziran’da dinleyiciyle buluşacak 10 şarkılık “Phantom Island”, grubun orkestra düzenlemelerini klasik rock formatına yedirip enerjisini hiç düşürmeyen bir albüm olmaya aday. Grubun üyelerinden Stu Mackenzie’nin prodüktörlüğünü yaptığı “Phantom Island”, muhtemelen grubun bu sene çıkardığı tek albüm olacak. Ancak söz konusu King Gizzard & the Lizard Wizard’sa kesin konuşmak pek doğru olmaz. Ekim, Kasım gibi bir bakmışız yeni bir şeyler çıkmış. Göreceğiz…