Müzik hayatın her anına farklı bir renk, tat, doku katabiliyor. Bir şarkı bütün bir günün, ortamın, anın modunu değiştiriyor. Tüm varlığımızla içine girip alternatif dünyaları deneyimlediğimiz, rekabet duygusunu sonuna kadar hissettiğimiz oyunlarda da şarkılar benzer şekilde aldığımız keyfi katbekat artırmayı başarıyor. Ben de hafızamda iz bırakmış 5 oyun müziğini sizin için derledim. Gelin, ufak bir nostalji yapalım.
Merve ÖZDOLAP
FIFA: Road to World Cup 98
‘Song 2’ – Blur
FIFA yıllar içinde popülerliğini asla kaybetmeyen oyunlardan. Futbol ve oyun severler her sene yeni versiyonunu alıp oynamaya devam ederken oyunun müzikleri de her zaman merak konusu oluyor. EA Canada’nın geliştirdiği bu versiyondaysa tema müziği olarak Blur’un ‘Song 2’ adlı şarkısı kullanılmıştı. Oyunun ruhuna tam anlamıyla uyan şarkı çok sevilmiş ve İngiliz grubun dünyada tanınırlığının artmasına büyük katkı sağlamıştı. Hatta şarkı, oyundan aldığı rüzgârla o dönem stadyumlarda da çaldı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ ‘Song 2’ çalınca aklımıza FIFA 98, FIFA’da çalan şarkılar denince de aklımıza ilk önce ‘Song 2’ geliyor.
Silent Hill 2 (2001)
‘True’ – Akira Yamaoka
Konami’ye bağlı Silent Team tarafından geliştirilen oyun, hayatta kalma/korku türü olarak geçiyor ama bu tür oyunlarda sık sık gördüğümüz ‘jump scare’leri hiç kullanmadan mükemmel bir psikolojik gerilim hikâyesi anlatıyor. “Silent Hill 2”, hikâyeli oyunlardan aşina olduğumuz biçimde şıklı seçenekler sunarak oyuncuyu bu seçimler üzerinden farklı finallere yönlendirmiyor, bunu oyunu oynayış tarzınızı analiz ederek yapıyor. Bunun gibi ufak ayrıntılarıyla farkını ortaya koyan oyunun sesleri, sessizliği ve müzikleri kullanma biçimi de gerçekten sahnelerle inanılmaz uyumlu ve etkileyici. Oyundaki tüm müziklerin ve seslerin mimarı Akira Yamaoka şahane bir iş çıkarmış. Semboller ve imgelerle dolu oyunda kafamızda soru işaretleriyle gezerken karakterimiz James Sunderland’in izlediği video kasetle birlikte hikâyeyi çözümleyen bir yüzleşme yaşadığımız sahnede ‘True’ çalmaya başlıyor ve oyun boyunca gerginlikle biriktirdiğimiz duyguların boşalımının sesi oluyor. Şarkı hem oyun tarihine hem de hafızamızın bir köşesine ismini altın harflerle yazdırıyor.
Need for Speed: Underground 2 (2004)
Riders on the Storm – The Doors & Snoop Dogg
“NFS Underground: 2” birçok yarış modu, detaylı modifiye seçenekleriyle araba yarışı oyunları içinde adeta bir devrim yapmış ve bu tarzı sevenlerin gözdesi olmuştu. Daha oyunun girişinde, ana menü ekranında The Doors’un en iyi şarkılarından ‘Riders on the Storm’u duyuyoruz ama hiç beklemediğimiz bir versiyonuyla. Bu versiyonda Snoop Dogg, şarkıyı remix’leyerek sokak yarışları ve sokak kültürünü odağına alan oyuna uygun hâle getirmeyi başarmış. Bu pek tahmin edilecek bir işbirliği olmasa da sonucu hayal kırıklığı yaratmıyor ve şarkı tüm “NFS” serisinin en ikonik şarkılarından biri oluyor.
Assassin’s Creed II (2009)
‘Ezio’s Family’ – Jesper Kyd
Bir sanal gerçeklik makinesi olan Animus’la 15. yüzyıl Floransa’sına, Ezio Auditore da Firenze’nin anılarına giderek başladığımız oyun Ezio’nun hikâyesinin anlatıldığı üçlemenin ilki. Intro’da Ezio, abisi Federico’yla yarışarak kilisenin çatısına çıkıyor ve aralarında geçen efsaneleşmiş diyalogun ardından tüm Floransa ayaklarının altındayken tüyleri diken diken eden bu müzik giriyor. Ezio’nun hikâyesini öğrendikçe müziğin etkisi de giderek artıyor ve karakterimizle neden bu kadar bütünleştiğini anlıyoruz. Jesper Kyd’in bestelediği şarkı oyunla öyle özdeşleşti ki daha sonra farklı versiyonlarıyla tüm “Assassin”lerde kullanıldı.
The Witcher 3: Wild Hunt (2015)
‘The Wolven Storm (Priscilla’s Song)’ – Emma Hiddleston
Bu oyun başlı başına bambaşka bir deneyim. Hem başından saatlerce kalkamıyorsunuz hem de hemen bitmesin diye gıdım gıdım oynamak istiyorsunuz. Rivialı Geralt’ımız vahşi canavarları avlayıp dosta güven, düşmana korku salarken tek boyutlu bir karakter olarak kalmıyor ve kendisiyle bağ kurup o dünyanın içine giriyorsunuz. Bu dünyanın içinde birbirinden etkileyici müzikler var ama ana görevlerimizden birini yaparken Yalıçapkını Hanı’na gittiğimizde dinlediğimiz Priscilla’nın şarkısının yeri bence bambaşka. Geralt ve Yennefer’in aşkını şiirsel bir dille anlatan şarkıyı Emma Hiddleston öyle bir seslendirmiş ki gözlerinizin dolmaması neredeyse imkânsız. Ayrıca Emma, soy isminden de tahmin edeceğiniz gibi Tom Hiddleston’ın, namıdiğer Loki’nin kız kardeşi.