Ana SayfaÖzel Dosyaİkinci el modadan çıkarılan dersler: İşçi sınıfı modası ve eskitilmiş kıyafetlerin adaleti

İkinci el modadan çıkarılan dersler: İşçi sınıfı modası ve eskitilmiş kıyafetlerin adaleti

İkinci el moda epeydir “moda” ve hayatımızın içinde. Fakat artık ikinci el vintage, bir yaşam tarzı olarak başka bir hikayeyi anlatmaya başlıyor. Birbirlerine uyum sağlayamamış renklerin bir arada kullanılması, 80’lerden kalan bir ünlü rock grubunun solmuş tişörtü, çocukluktan kalma kolyelerle süslenen “alt-sınıf” tarzı…

Eylül BOMBACI

Bunu söylemek veya düşünmek kimilerine göre değişik kimilerine göre ise kulağa “yanlış” gelebilir. Fakat özellikle Almanya’da Berlin’in rave kültüründen ortaya çıkan bu stile bir TikTok kullanıcısı “poverty play” yani “fakirlik şovu” gibi çevrilebilecek bir isim koymuş. Fakirlik şovu aslında fakirlerin ekonomik sebeplerle gardırobunu yenileyememesinin üzerinden oluşan kıyafet seçeneklerinin orta sınıfın elinin altında bir seçenek haline gelmesi oluyor.

Özellikle, parti kültürleri ve sokak hayatı bu tarzdan besleniyor: dağınık, eski, salaş ve umursamaz bir hava katıyor çünkü kişiliğe. TikTok kullanıcısı H4ckmag bunu şu şekilde açıyor, “Hayat pahalılığından şikayet eden, vintage kıyafetler giyinen kişilerin aslında çokça gösterişli hayatları olduğunu görüyoruz…” Bunu söylemek belki de kimilerinin aklında “çıkar telefonunu göster”den doğan sokak röportajı kavgalarını getirebilir. Fakat H4ckmag’in TikTok’unda açıkladığı gösteriş, ihtiyaçtan alınan telefonun çok ötesinde lüks yaşam tarzından bahsediyor. İşçi sınıfını estetikleştiren bu tarz aslında ilk bakıldığında o kadar göze çarpmasa da ünlü isimlerin kırmızı halılarda bu tarzı benimsemeleri durumu problematik bir hale getiriyor. “Eski giyim”, ikinci el, ve işçi sınıfını tarzlaştırmanın problematik yanlarına hep beraber bakalım.

Lüks evsizler, üst düzey vasatlar

Dünyaca ünlü hızlı moda giyim markası Urban Outfitters Türkiye’de satışı yapılmasa da oldukça meşhur ve çoğu gencin kulaklarında dolaşıyor. Aynı seviyedeki mağazalar gibi, günlük sokak tarzı genç giyim ürünleri satan Urban Outfitters bir röportajda müşterilerini “Urban Outfitters müşterisi, lüks evsiz kişi, hafif derecede kaygılı ve 18-26 yaş arası” olarak tasvir ediyor. Buradaki evsiz kavramı aslında kira ödeyen, ev sahibi olmayan olarak kullanılsa da genel evsizlik kavramından yola çıkarak ekonomik olarak sıkıntı çeken insanlara ithafen kullanılmış. Tarzını sokaktan, genç ve popüler kültürden alan bu marka aslında sembolize ettiği şeyi birtakım ekonomik güçlükler yaşayan kişilerle tanımlarken diğer hızlı moda markalarına kıyasla fiyat çıtasını ise bir tık daha yüksek tutuyor.

Berlin, özellikle geçmişin düşük gelirlilerin yaşadığı yer olan, Türkiye’de ise kalplerde çok daha başka bir yeri olan Kreuzberg artık Berlin’in en popüler ve hip mahallelerinden biri olmuş. Berlin, diğer Avrupa ülkelerine hatta dünyaya göre alternatif bir merkez olarak görülebiliyor. Sosyal devlet anlayışı, anti-kapitalist değerlere sahip oluşu ve bununla bağlantılı olan yakın geçmişiyle oldukça politik bir yere sahip olan Berlin Kreuzberg gibi göçmen mahallelerinden doğan hibrid alt kültür ve rave kültürüyle başka bir hal alıyor. Berlin’de doğan ve kendine has ve aslında binbir türlü zorluğu yansıtan bu alt kültürler popülerleştikçe daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlıyor. Aynı 2000’lerde hip-hop, break dans kültürü artışa geçerken düşük bel pantolonların moda olması gibi…

Sınıf ayrımı ve kıyafetlerin politikası

Alice Capelle’in videosunda da bahsettiği gibi aradaki ayrımın sebebini ünlü Fransız sosyolog Bourdieu’nün analizinden görmek mümkün. Bourdieu’ya göre burjuva sınıfı ve işçi sınıfının etraflarını saran koşul, olanak ve durumlara bakış açıları farklı oluyor. Burjuva kesimde form ihtiyacın fonksiyonundan daha büyük önem arz ederken, işçi sınıfında ise fonksiyon çok daha ön plana çıkıyor.

Bunun en büyük örneklerinden biri de Balenciaga gibi lüks kıyafet markalarının yüzünü işçi yeleklerine ve eskitilmiş ayakkabılara çevirmesi. Geçtiğimiz yılların önemli aktivizm hareketlerinin sembolü olmuş sarı yeleğin bir benzer versiyonu Balenciaga’da binlerce avroya satılıyor. Normalde sadece çalıştığı ortamda kazaları önlemek için fosforlu sarı ve yansımalı şeritlerden oluşan bu mont ve yelekler, bu fonksiyonu içerisinden çıkartılarak sadece estetik bir tarza dönüşürken bir yandan da belki de giyen kişiye birtakım karakter özelliklerinin taşınmasına sebep oluyor. İş montları, yırtık ayakkabılar biraz zorunluluktan lükse dönüşmeye başlarken işçi sınıfı ise çıkılan her grevde, ekonomik her şikayette kıyafet veya sahip olunan telefonla eleştiriye tutuluyor. Bu sebeple “işçi sınıfı ne giyer” içerisinde insanların kafasında problematik ve haksızlıklarla dolu bir profil oluşuyor. Bu profil ise medyada yansıtılan haline tutmayınca, işçi sınıfı eleştirilirken diğer kesim ise aslında fonksiyondan doğan kıyafetlerin estetik yaşamına entegre ediyor.

Son zamanlarda ikinci el modanın trend olması sebebiyle ikinci el fiyatları bit pazarlarında bile arttı. Bu durum ise sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkiledi. Bit pazarında bulunan malları dönüşüme sokan butik ikinci el mağazalar, internet siteleri ve aplikasyonlar… Bütün bu etkenler genel olarak ikinci el giyimin üst tabakaya ulaşması ve çok daha yaygınlaşması, bir yandan da ikinci elde kalmış kaliteli ürünlerin ihtiyaç sahipleri kişilere ulaşmasını zorlaştırdığını öne süren iddialar var.

clem onojeghuo HNTuVU2F kw unsplash

Yani yine toplum tüketim toplumu, alışveriş sevdalısı sevdalıyken; yine kişilerin tekelinde yoğun bir şekilde ürünlerin birikmesi sorun haline geliyor. Bu sıkıntı ise aynı işçi “stili”nin moda olması gibi, bir nevi ikinci elin jentrifikasyonu yani “soylulaştırılması”ndan doğuyor. Ne kadar çok insan ikinci el alışveriş yaparsa o kadar çok talep ve fiyat artışı demek oluyor. Hatta bunun üzerine bir Twitter kullanıcısı İkinci el ürün keşfedip satan Z jenerasyonu kişilerini “zamane ev sahipleri” olarak tanımlıyor. İkinci el kıyafet alışverişi sadece ucuzluk değil bir diğer yandan sürdürülebilirlik açısından tüketicilere bir argüman ve sebep sunarken yeni alınan kıyafetlerin yanında da bir vicdan rahatlatma yolu olarak kullanıldığı da iddia ediliyor. 80’lerde patlayan hızlı moda anlayışıyla artık bir büyük bir kesim ihtiyaçtan değil modanın hızlı değişimine yetişmek için alışveriş yapıyor. Bu nedenle “vintage” yani kağıtta ikinci el ürünler moda olurken bir o kadar da büyük tekstil şirketleri de üretimden kendine pay biçiyor.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR