Bu hafta, pop müzik tarihinin gördüğü en büyük albümlerden “Thriller”ın ilk teklisi ve zamansız dev bir hit olan ‘Billie Jean’in ardındanki ilham perilerine bakacağız.
Kaan DENK / [email protected]
Sevdiğimiz şarkıların ortaya çıkış hikayelerini ve bestecilerinin şarkı yazımı aşamasında aldıkları ilhamları irdelediğimiz İlham Perileri köşemizde bu hafta parkelerin tozunu attırıyoruz! Çünkü bu haftaki konuğumuz popun kralı… Michael Jackson’ın altıncı albümü “Thriller”ı çıktığı andan itibaren başyapıt mertebesine taşıyan en önemli şarkılardan birinin, ‘Billie Jean’in hikayesine bakalım.
Aslında Michael Jackson’ın bestekar yönü çok fazla konuşulmayan oldukça ilgi çekici bir konu. Kendisiyle birlikte çalışan müzisyenlerin yıllardır anlattıklarından bildiğimiz üzere MJ’in yeni şarkılarını kafasının içinde tamamlama gibi huyu var. Müzikal deha denilen şey buna mı karşılık gelir bilmiyoruz ama aklında canlandırdığı melodinin her bir parçasını stüdyoda grup arkadaşlarına ağzıyla çalarak anlatıp istediği sonucu alabilmek özel bir şey. ‘Billie Jean’in ortaya çıkışı da temelinde tam olarak bu şekilde gerçekleşiyor. Beat yaratma konusundaki ustalığını anlatmaya gerek olmayan Jackson, şarkının bugün bildiğimiz 58 bpm’lik ritmi ile ikonik bas motifini kafasında döndürüp durmuş.
Hatta kendisinin anlattığı hikayeye göre MJ bu şarkının ilham perilerinin yolda giderken kendisine geldiğini söylüyor. Hikaye öyle ki, trafikte araba kullanırken kendisini kafasının içindeki bu melodiye öylesine kaptırmış ki yanına gelen bir motorsikletli söyleyene kadar aracının alev almaya başladığını fark etmemiş bile. Bir melodi sizi (hele Michael Jackson’ı) böylesine ele geçiriyorsa oradan bir hit çıkıyor olması hiç de şaşırtıcı değil. MJ de tam olarak böyle düşünüp büyük bir heyecanla şarkının çok büyük bir hit olacağından emin şekilde prodüktörlerine kaydettiği demoyu dinletmeye gitmiş. Enteresandır ki yapımcı Quincy Jones şarkı hakkında yıldızla aynı fikirde olmamış, hatta “Thriller” albümü için “zayıf” bulmuş.
Tabii ki elindeki işe gerçekten inanan inatçı bir Michael Jackson’ı yolundan döndürmek mümkün olmamış. Sanatçı Jones’u ikna edene kadar kafasında ilk çalan haliyle parçayı tam istediği gibi kaydedip kabul ettirene kadar mücadele etmiş. Öyle ki şarkının ilk 29 saniyesinin atılmasını dahi isteyen Jones, Michael’ın 4/4’lük çalan davul ve üzerine gelen efsane bas motifinin “kendisine dans etme isteğini veren esas kısım olduğunu” söylemesiyle ikna olmuş: “Michael Jackson bunu söylüyorsa geri kalanımızın çenemizi kapatıp oturmamız gerekir.”
Şarkının sözlerini ve temasını oluşturan (ve prodüksiyon aşamasına nazaran) daha ünlü hikayesiyse malumunuz… The Jackson 5 döneminden itibaren kulislere ve mekan çıkışlarına gelip ilan-ı aşk eden ve MJ’e göre çoğunun adı “Billie Jean” olan fanatik kadın hayranlarından esinlenmiş. Bu esin kaynağı hayranlarından özellikle 1981 yılında kendisine mektuplar yazmaya başlayan ve kendisinden çocuğu olduğunu iddia eden bir kadın şarkının asıl sorumlusu olmuş. En son bu mektuplar, içinde silah içeren tehditkar paketlere kadar varmış. Quincy Jones ise dönemin en ünlü tenisçisi Billie Jean ile karıştırılma ihtimaline karşın şarkının adını “Not My Lover” yapmayı teklif etmiş. Prodüktörün her önerisi gibi bu da gerçekleşmemiş ve Michael kafasında çalan ilk versiyonu stüdyo ortamına aktarıp yayınlamayı başarabilmiş.
Jackson’ın, kafasında duyduğu sesi yakalayabilme çabasıysa bambaşka bir hikaye… İstediği davul sesini alabilmek için kick ile hi-hat arasına stüdyo ortamında kendilerinin uydurduğu bir deri kılıf sıkıştırmaları ya da istediği tonu duyabilmek için basçı Louis Johnson’ın sahip olduğu tüm bas gitarlara aynı motifi çaldırıp içinden meşhur Yamaha’nın sesini seçmesi de hep bu yüzden. Şarkının mix’ini yapan Bruce Swedien ile birlikte tam 91 versiyon tamamladıktan sonra en başa gidip ikinci versiyonu yayınlamalarıysa bu yorucu prodüksiyon sürecinin en komik hikayelerinden biri.