Gelecekte yerimizi robotlar mı alacak diye düşünürken yapay zeka teknolojiyle yaratılan sanal gruplar gerçeklerini aratmamaya başladı.
Başta Blackpink ve BTS olmak üzere K-pop’un son yıllardaki yükselişini yadsıyamayız. Bütün dünyayı etkisi altına alan K-pop akımı şimdilerdeyse sanal gruplarıyla adından söz ettiriyor. Bunlar arasında en dikkat çekeni ise Eternity adlı grup. İlk teklisi ‘I’m Real’ geçen yıl yayınlandığında çevrimiçi milyonlarca görüntülenme alan Eternity‘nin şarkı söylemeleri, dans etmeleri ve fanlarıyla kurdukları ilişki bakımından herhangi bir gruptan farkı yok diyebiliriz. Diğer pop gruplarından tek ve belki de en büyük farkı ise grubun 11 üyesinin de sanal karakterlerden oluşması.
Gerçeklerinden ayırt edilemeyecek kadar benzer olan, yapay zekanın işin içine girdiği bu hiper-gerçek avatarların dünyası hem hayranlık uyandırıcı hem de kendinizi adeta bir bilimkurgu filminin içindeymiş gibi hissettirmesiyle de biraz ürkütücü.
Eternity grubunun yaratıcısı Park Jieun, “Bu yeni bir iş ve bence yeni bir tür. Sanal sanatçılara sahip olmanın avantajı, K-pop yıldızları, insan oldukları için, genellikle fiziksel sınırlamalarla ve hatta zihinsel sıkıntılarla mücade etmek durumunda kalıyor, sanal sanatçılar ise bunlardan tamamen muaf” diyerek durumu özetliyor. Günümüz dünyasında tükenmişlik sendromundan mustarip, akıl sağlığını korumak adına çıktıkları turneyi iptal eden onlarca sanatçının haberini her geçen gün alıyoruz. Evet, bu sanal gruplar ne fiziksel ne de ruhen yorulmak biliyor ve yapay zeka teknolojisinin geldiği nokta itibarıyla gerçeklerinden ayırt edilmeleri neredeyse imkansız.
Sanal gruplar nasıl yaratılıyor?
Sanal grup Eternity‘nin sanal yüzleri derin öğrenme (deep learning) teknolojisi şirketi Pulse9 tarafından yaratıldı. Başlangıçta şirket 101 tane sanal yüz yarattı ve bunları da öne çıkan özelliklerine göre dört kategoriye ayırdı: şirin, seksi, masum ve zeki. Ardından bu teknolojiyi yakından takip eden fanların oylamasına sunuldular. Kazanan karakterler ise tasarımcılar tarafından hayata geçirildi. Canlı sohbetler, videolar ve çevrimiçi hayran buluşmaları için bu avatar yüzler, Pulse9 şirketiyle sözleşmeli olarak çalışan anonim şarkıcılar, aktörler ve dansçılara yansıtılarak tasarlanıyor.
Avatarlar gerçek sanatçılara destek olabilir mi?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yoğun bir üretim sürecinde olan, konser ardına konser veren ve aynı zamanda sosyal medya üstünden fanlarıyla da iletişim kurmayı sürdüren müzisyenlerin hem fiziksel olarak hem de ruhen çöküşe geçtiğine, hatta hayatlarını bile sonlandırdıklarına maalesef şahit oluyoruz. İşte bu noktada yapay zeka teknolojisiyle üretilen avatarlar gerçek müzisyenlerin hayatını kolaylaştıracak bir alternatif olarak görülüyor. En azından sanal dünyada fanlarla bir araya gelme işini sanatçının yapay zeka teknolojisiyle üretilmiş avatarı yerine getirerek o yoğun temponun azaltılması ve sanatçıya soluk aldıracak vakit bırakması hayal ediliyor.
Diğer yandan birçok K-pop grubu, özellikle de Blackpink, bu yeni teknolojiye hızlıca adapte olmuşa benziyor. Kendilerinin sanal kopyalarını kullanıyor olmak, onlara saat farkına ya da dil engeline takılmadan hayranlarıyla buluşma olanağı tanıyor. Bu anlamda Blackpink tarihe geçen ilk grup oldu. Hatırlarsanız, PUBG Mobile kapsamında verdikleri ilk sanal konser ile MTV Video Müzik Ödülleri’nde En İyi Metaverse Performans ödülünü almışlardı.
Hatta bundan önce, pandemi döneminde, K-pop grubu Billlie canlı performanslarını ve hayranlarıyla buluşmaları iptal etmek durumunda kaldığında, bağlı oldukları yapım şirketi grup üyelerinin sanal kopyalarını yaratarak sanal dünyada grubun fanlarına bir parti düzenlemişti.
İleride bu yapay zeka teknolojisiyle işler ne kadar ilerler, nereye varır bilemeyiz ama her yenilikte olduğu gibi bu gelişme de insanları ikiye bölmüş durumda. Bir grup bu işe büyük bir hayranlık beslerken, diğer grup hem etik hem de telif hakları açısından oldukça endişeli. Sizce ileride sanal karakterler gerçek idollerin yerini alır mı? Bütün bu soruların yanıtını hep beraber yaşayarak alacağız.