Bursa’dan Şenol Hatipoğlu, Ankara’dan Erkin Yanyalı ve Kıbrıs’tan Can Kara’nın beyin takımını oluşturduğu ESKİ LİMAN, yeni şarkıları “Dön ya da Dönme”yi geçtiğimiz günlerde yayınladı.
Grubu Keşif bölümümüzde ağırladık.
“Dön Ya da Dönme” bize özlediğimiz bir sound’u hatırlatıyor ama bir yanıyla da günümüz sound’undan izler taşıyor. Müzikte sizi en çok etkileyen dönem ve sanatçılar kimlerdi? Kimlerden ilham alırsınız?
Şarkıyla ilgili bu analiziniz tam olarak yapmaya çalıştığımız şeye denk düşüyor. Şarkıyı duyduğunuzda bunları hissetmiş olmanız beni çok mutlu etti. Önce kendi adıma şunu söylemeliyim dinlediğim müzikler ile gitarı elime aldığımda mırıldandığım ve sonra şarkıya dönüşen tasarılar birbiriyle genelde örtüşmüyor hatta benzeşmiyor. Yani örneklemem gerekirse ben AC/DC şarkılarına bayılırım ama o temel rock riff’erinden oluşan bir şarkı bestelemedim hiç (En azından şimdilik).
Dönem olarak en çok 68 kuşağının tavrından ve yaptıklarından etkilendik diyebilirim ama elbette 90’ların çocukları olarak o dönemin hard rock ve heavy metal gruplarının kasetlerini ezberleyerek büyüdük.
Sanatçı yada grup ismi söylemem gerekirse beni en çok sahnedeki alışılmış rock star standartlarına uymayan muhalif duruşlar etkiliyor. Suya sabuna dokunan cesur insanların söz, müzik ve canlı performans kayıtlarını dinlemek büyük haz veriyor bana. Lennon, Morrison, Strummer, Marley, Waters ilk aklıma gelenler.
Eski Liman’ın müzik felsefesini, şarkılarındaki ana fikri, duruşunu bugün sizinle burada yeni tanışan dinleyicilerinize nasıl anlatırsınız?
Eski Liman geç kalmış bir proje aslında; grubun adındaki “Eski” biraz buna gönderme. Lise ve üniversite hayatı boyunca devam eden sahne ve müzik dönemine “geçim sıkıntısı v.b” nedeniyle verilen 20 yıllık bir mecburi araya karşılık geliyor bu gecikmişlik. Ama 20 yıl sonra tüm riskleri göze alarak o “Limana” bir dönüş bizim için Eski Liman.
2021 içinde başka single’larınız da olacak mı? Ve 2022 için daha uzun soluklu bir kayıt niyetiniz var mı?
O konuda ilk söyleyebileceğim halihazırda mix ve masteringi tamamlanmış üç parçamız var ve bu parçalar dışında halen kayıtlarda son aşamaya gelmiş bir o kadar daha şarkımız mevcut. Üretken bir grubuz ama bu çalışmaların hangi sırayla ve teknikle insanlara ulaşması gerektiği oldukça profesyonel yaklaşım gerektiriyor. O konuda yapımcımız doğru zaman ve doğru şarkı konusunda bizi yönlendiriyor ve bazen frenliyor.
Özellikle benim içimden geçen her ay bir şarkı yapmak sunmak, çalmak yenilerini yapmak yönünde, bu konuda bitmeyen bir enerjim var ama elbette bunu belli bir plan çerçevesinde yapmak ve profesyonellerden yardım almak gerekiyor. Yoksa ne kadar başarılı şarkılar yaparsanız yapın dijital platformların hiç bakılmayan kıyılarında kalma ve insanlara hiç ulaşamama riski mevcut.
“Dön ya da dönme” beklediğimizden o kadar fazla ilgi gördü ki biraz bunun tadını çıkarmak istiyoruz.
Gözlerinizi kapatıp bize hayallerinizde çaldığınız sahneyi anlatın: Neredesiniz? Nasıl bir yerde, nasıl bir seyirciye çalıyorsunuz? Sizi heyecanlandıran, düşündükçe mutlu eden o konseri bize tanımlayın…
Nefis bir soru!
Büyük bir alan, sınır yok, bilet yok, paraya gerek yok.
Öncelikle benim olmazsa olmazım, harika bir ses sistemi hayal ediyorum. Alandaki herkes müziği net bir şekilde duyuyor ve biz de müthiş tonlarla ve duyarak çalıyoruz. Yaz günü ama gölgedeyiz hep beraber. Farklı inançlardan, dillerden, kimliklerden insanlar hep beraber tüm dillerde şarkılar söylüyoruz ve o farklılıkların ne kadar önemsiz ayrıntılar olduğunu hissediyoruz, bağırıyoruz sesimiz kısılana kadar.