Oyuncu ve müzisyen Gökhan Gürdeyiş, “Yapamadıklarım” adını verdiği yeni single’ını Universal Müzik Türkiye etiketiyle yayınladı.
21 Haziran 1997’de Adana’da dünyaya gelen Gökhan Gürdeyiş Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü 4. sınıf öğrencisi. İlk şarkılarını karantina döneminde yazmaya başlayan Gürdeyiş, şarkılarını çocukluk arkadaşı Bahadır Gökalp’le beraber hayata geçiriyor. Gürdeyiş aynı zamanda TRT’de yayınlanan “Teşkilat” dizisinde rol alıyor.
Sözü ve bestesi genç sanatçıya ait olan “Yapamadıklarım”ın prodüktörlüğünü ise sanatçının uzun süredir birlikte çalıştığı çocukluk arkadaşı Bahadır Gökalp üstlendi.
Genç sanatçıyı radarımıza aldık ve ona birkaç soru yönelttik. İşte cevapları…
Oyunculuk okuyorsunuz ama aynı zamanda müzikten de kopmadınız…
Liseye kadar oyunculuk ve müzik arasında gidip gelirdim. Bu git geller sonucunda tercihim oyunculuktan yana oldu ve yetenek sınavlarına girip oyunculuk bölümünü kazandım. Ama öyle bir şey ki müzik yapma fikri hiçbir zaman aklımdan çıkmıyordu. Doğmuş olduğum Adana’dan Ankara’ya gelmemle beraber müzik zevkim, dinlediğim şarkılar bir anda değişti. Bununla beraber ben de değiştim. Yeni bir şehir, yeni bir çevre… Evde tek yaşamamın da getirisi olan bir şey sanırım bu. Kendimle çok fazla konuşmaya başladım. Bana eşlik eden şarkılarla beraber enteresan bir yolculuğa çıktım diyebilirim. Bu dönemde Can Kazaz’ın şarkıları beni çok etkiliyordu. Bu durum hala değişmedi sanıyorum… Samimi yapılan iş kendini bir yerde belli ediyor mutlaka. 3 yıl geçti. Ben Ankara’ya alıştım. Hatta artık Ankara’ya delicesine bağlandım diyebilirim… Dostlarım, okulum bunda çok etkili oldu. Yanlış insanlarla yanlış bağlar kurmuş olsaydım her şey bambaşka olurdu şu an…
Şarkı yazma sürecinde pandemi döneminin de etkisi oldu, değil mi?
Müzik alanına ciddi olarak girişim koronanın bizi evlerimize tıkmasıyla oldu diyebilirim. Çocukluk arkadaşım Bahadır Gökalp’le beraber çok spontane bir şekilde Can Kazaz’ın “Biraz” şarkısını coverladık. Ve onun şevklendirmesi üzerine YouTube’a koyduk… O kadar çok yorum geldi ve bu beni o kadar mutlu ve motive etti ki… Birkaç gün sonra kendimi ilk şarkımı yazarken buldum. Evde tek başıma hiç bilmediğim bir yönümü keşfettim bu karantina sürecinde. Yazabiliyormuşum… Duygusal olarak yoğun hissettiğim ya da düşük hissettiğim anları beyaz duvarlar izlemek yerine kağıda dökmeye başladım o günden beri.
Size neler şarkı yazdırıyor?
İlk şarkımdan bugüne kadar hiçbir zaman şarkı yazmak için oturmadım masanın başına. İçinde bulunduğum ruh halim, yaşadıklarım, üstümden atamadığım kasvetim, huzursuzluğum, mutluluğum, mutsuzluğumun bir dışavurumu olarak geldi bana şarkılarım. Yani yaşamadığım, hissetmediğim hiçbir şeyi dökmedim kağıda. Yaptığımız şarkıların arkasında duruşum ve onları bir üründen ziyade manevi bir şekilde sahiplenişimde bu samimi halden ötürü hiç şüphesiz.
Derdi kendiyle olan bir insanım. Bu yüzden şarkılarımda hep suçu kendimde ararım. Bazen sadece kendime sitemimi işlerim şarkılarımda bazen de derdim kendimleyken kendimi aşk arayışına kaptırıp daha çıkılmaz bire yola sürüklerim. Yaşamaya devam ettikçe, hissetmeye devam ettikçe yazmaya da devam edeceğim hiç şüphesiz.