80’ler Production etiketiyle yayınladıkları yeni single’ları “Uzak”la selam eden Miskin’i Keşif bölümümüzde radarımıza aldık.
2015 yılından bu yana Bursa’da pek çok yerde sahne aldığınızı biliyoruz. Miskin’in müziğinin arkasındaki felsefeyi, ana fikri bizimle paylaşır mısınız? Nasıl tanıtırdınız kendinizi, burada şu an sizinle tanışan dinleyicilerinize?
Biz, daha önce farklı gruplarda müzik yapan 4 müzisyen olarak 2015 yılında bir araya geldik. Bir araya gelirken temel düşüncemiz; daha önce yaptığımız müzikten daha iyisini ve en önemlisi de kendimizin de dinlemek isteyeceği bir tarz ortaya çıkarırken, rock alt yapısından taviz vermemekti. Modernize edilmiş bir sound’dansa, eski sıcak analog rock soundunu seviyoruz ve gerçekten bunu yansıtabildiğimizi düşünüyoruz. Bu sayede, Bursa’da özlenen bir rock soundu yakaladık ve kemik bir dinleyici kitlesi edindik. Önceleri cover’larla başlamıştık ancak aklımızda hep kendi şarkılarımızı yayınlama düşüncesi de vardı. 2019’un sonunda stüdyoya girdik ve 2 şarkı kaydettik. Bunlardan ilki “Hediyem”, ikincisi de klibiyle birlikte yeni yayınladığımız “Uzak”. Kendi şarkılarımızda söz-müzik bütünlüğüne ve dinleyiciye duygusal olarak geçebilmesine önem veriyoruz. Güçlü vokallerle bu durumu daha da derinleştirebildiğimize inanıyoruz.
“Uzak” yeni şarkınız. Çok iyi yorumlar aldı ve epey ilgi gördü. Bu şarkının bir hikâyesi var mı, ne zaman yazıldı? Ne zaman bestelendi, nasıl bir kayıt sürecinden geçti? Zorladı mı sizi mesela?
“Uzak” gerçekten çok değer verdiğimiz bir şarkı ve aldığı tepkiler bizi de çok mutlu ediyor. Öncesinde kafamızda klip çekmek yoktu, ancak şarkıyı kaydettikten sonra, şarkı o kadar çok içimize sindi ki klipsiz bırakmak istemedik. Klip süresince de çok güzel insanlarla çalıştık, hepsi şarkıyı çok benimsedi ve sonucundan da çok memnunuz. Tabii klip süreci tam da pandemi ve sokağa çıkma yasakları dönemine denk geldiği için zaman planlaması ve devamlılığı sağlama anlamında bizi çok zorladı. Akşam 6-7 gibi işten çıkıp, koştur koştur klip çekimine gidip, 9’da zar zor eve yetişmeye çalıştığımız akşamlar oldu, ama tüm uğraşlarımıza değdi. Yönetmenimiz Çağatay ve oyuncu arkadaşımız Emre çok iyi iş çıkardılar. Dolayısıyla kesinlikle bir başarı hikayesi oldu bizim adımıza. 🙂
Şarkıyı grubumuzun gitaristi Neyzen, arkadaşlarımız Serdar ve Sedat ile beraber yazdı. Şarkı bir kayıp hikayesi aslında ve ilk olarak akustik olarak ortaya çıkıyor. Miskin olarak da 2017 yılından itibaren üzerinde çalışmaya başladık ve 3 yılın sonunda son haline getirebildik. Şarkıdaki her notanın, her ritmin, başındaki yağmur efektinin, tüm senkopların şarkıdaki kayıp hikayesiyle ve vermek istediği mesajla bir bağlantısı var. Klibimizde de bu kayıp hikayesi üzerinden gittik ve “Uzak” her şeyiyle tam olarak istediğimiz gibi oldu.
Türkçe rock müziğin son birkaç yıldır küllerinden yeniden doğduğunu söyleyebiliriz, siz genel olarak Türkçe rock çerçevesinde üretilen şarkılara baktığınızda bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce rock müzik, 2000’lerin başındaki yükselişine yeniden geçer mi, neler düşünüyorsunuz?
Eski rock müzik soundunun özlendiğinin farkındayız, hatta biz de çok özledik. Bu sebeple de yaptığımız müzikte bunu ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. 2000’lerin başı bizim de çok sevdiğimiz ve örnek aldığımız bir dönem. Bu dönemin şu anda pek çok grup tarafından tekrar gündeme getirilmesi bizi çok memnun ediyor. Umuyoruz ki, bu yükseliş sürer ve biz de Miskin olarak daha da artan bir motivasyonla müziğimizi yapmaya devam ederiz.
İlham kaynaklarınız neler, size en çok ne gibi durumlar yazdırıyor, beste yaptırıyor? Etkilendiğiniz, belki idol olarak gördüğünüz gruplar var mı, Miskin’in yol haritasında hangi isimler yer alıyor?
Grupta çoğumuz bir şeyler yazmaya çalışıyoruz. Çoğu zaman da, ya kendimizin ya da çevremizdekilerin yaşadığı gerçek hikayelerden ilham alıyoruz. Bu durum, bazen izlediğimiz bir filmde ya da dizideki bir kahramana yapabildiğimiz empati sonucu bile olabiliyor.
Örnek aldığımız gruplar ya da müzisyenler sorusuna net bir cevap vermek hiç de kolay değil. Çünkü, herkesin kendine göre öne çıkardığı bir özelliği var. Biz de pek çok farklı türde müzik dinlediğimiz için etkilendiğimiz çok fazla isim var aslında. Aklımıza gelen ilk isimler olarak Linkin Park, Metallica, Red Hot Chili Peppers’ı söyleyebiliriz. Yerli olarak da Cem Karaca, Barış Manço, mor ve ötesi, Pentagram, Bulutsuzluk Özlemi, Şebnem Ferah, Kurban, Pilli Bebek ve Malt en sevdiklerimiz. 2000’lerin başını çok sevdiğimizi ve özlediğimizi söylemiştik.