Elektro-pop dünyasının on parmağında on marifet ekiplerinden KÖFN, yeni yayınladıkları DANS EP’leri vesilesiyle Dergy’nin konuğu oldu.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Gitar, vokal, şarkı yazarı Salman Tin ve prodüktör, aranjör Bilge Kağan’dan oluşan KÖFN, son EP’leri DANS‘ı eylül ayının başında Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle yayınladı. Kendilerine has sound’larıyla yerli elektro-pop sahnesinde oldukça sağlam işler çıkaran ekip, DANS‘tan yayınlanan ilk single’ları “EL” ile de dikkatleri çekti. KÖFN, “Türkiye’de katılaşmış bir Türkçe pop algısı var. Bunu yıkmak değil de alternatif ve güçlü bir yol daha olduğunu göstermek, zor olsa da bunu yapmak istiyoruz” diyor. Yetenekli ikiliye mikrofonu uzattık.
Yeni EP’niz Dans’ın daha dumanı üstünde… Ne kadar zamanda hazırladınız bu çalışmayı, nasıl karar verdiniz, biraz anlatır mısınız?Aslında bu işe başladığımızdan beri aklımızda bir dans albümü yapmak vardı. İlk olarak şu an duyduğunuz şarkılarımızı çıkarma isteği duyduk. “El”in beste tarafına yaklaşık bir yıl falan uğraştık, çünkü bu tarz bir besteyi yapmayı çok istiyorduk. Besteyi Aralık 2019 gibi tamamladıktan sonra üç ay gibi bir sürede de prodüksiyonu bitirdik, geri kalan üç şarkıyı da konsepte uygun olarak bu üç ayda tamamladık. Yani “EL” dışında üç ay diyebiliriz.
KÖFN’ün müzik kariyeri ne zaman başladı, yollarınız ne zaman kesişti? Grubun ismine dair de internette pek çok efsane dolaşmakta, nedir anlamı? Veya bir felsefesi var mı? 🙂
Salman: Ev arkadaşı aradığım ve Bilge Kağan’ın da ev aradığı bir dönemde ilk olarak ev arkadaşı olduk. Bu da 2017 yazı oluyor. Zaten 1 ay içerisinde kaynaşıp, kafalar da uyunca benim besteciliğim onun prodüktörlüğünü hızlı bir şekilde birleştirdik. İsmimize gelince; biz öncelike kendi label’ımıza isim ararken Bilge Kağan Türkçe kelimelerden ‘”Köfün’’ü bir kenara yazdı ama benim çok içime sinmemişti: ) Sonra birde ü’süz yazdık, öyle bir hoş durdu. Köfün’ün direkt anlamı “bir sepet” demek. Biz de her tarzda çalışmamızı yapıp attığımız bir sepet gibi düşündük hep. Sonrasında menajerlerimiz ikimizin bir adının olmasının gerektiğini söylediğinde bizim de aklımıza ilk olarak KÖFN geldi. Hem yazım olarak da elektronik müzik grubuna yaraşır bir havası var.
Bu EP’den yayınlanan ilk klip “EL” oldu. Bir de çok renkli bir klibi var, biraz klipten bahsedebilir misiniz? Nasıl çekildi, fikir kimden geldi?
Bilge Kağan: İlk olarak evde bi pandemi klibi çekecektik. Çünkü pandemi zamanı klip fikri gelmişti. Klipteki genel havayı oluşturmuştuk. Fakat sonra Salman’ın çok sevdiği tenis konsepti yönetmenlerimizle (Ümit Şahin, Samet Eruzun) işbirliği içinde kısa bir zamanda şekillendi ve son halini aldı. Güzel bir ekiple çok sevdiğimiz bir iş oldu.
“EN BÜYÜK HAYALİMİZ HER ZAMAN SAHNEDE OLMAK”
KÖFN şarkıları hem çok sakin, hem de dinleyende kesinlikle dans etme isteği uyandıran şarkılar… Türkçe pop deyince aslında işin bir de global ritimlerden beslenen elektronik altyapılı tarafı da var, siz peki nasıl değerlendiriyorsunuz Türkiye’de yapılan elektro-pop müziği?
Bu noktada bize çok görev düştüğünü düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’de katılaşmış bir Türkçe pop algısı var. Bunu yıkmak değil de alternatif ve güçlü bir yol daha olduğunu göstermek, zor olsa da bunu yapmak istiyoruz. Çünkü pop müzik çok önemli. 90’lardaki Türkçe pop geleneğini özlüyor ve oralara taşıma niyetinde oluyoruz hep. Elektronik müzik gelenekleriyle birleştirme çabaları da hep olmuştur. Fakat biz bu konuda da işi ileri bir boyuta taşımak istiyoruz. Kendimizi geliştiriyoruz.
KÖFN olarak en büyük hayaliniz nedir? Çok sevdiğiniz bir yönetmenin filminde soundtrack olmak mı, dünyaca ünlü büyük bir festivalde kitleleri şarkılarınız eşliğinde dans ettirmek mi?
Sanırım sahnede olmak. Nerede, nasıl olduğunu bilemem ama sahnede olmak her seferinde aklımıza gelen ilk hayal oluyor.
Şarkı yazma ve besteleme süreçlerinde neler dinler, neler izlersiniz? Ya da etkilenmekten çekindiğiniz için bambaşka şarkılar mı dinlersiniz, üretim süreçleriniz nasıl geçer?
Zaten sürekli beraber dinlediğimiz şarkılar olabiliyor ya da beraber keşfediyoruz ve bizce güzel Türkçe müziğe böyle bişey kazandıralım diyoruz. Türk müzik sahnesinde olmayan şeyleri yapmak güzel bir his yaratıyor.
Bizi çok şaşırtacak, ters köşe bir müzik zevkiniz var mı?
Salman: Ben inanılmaz derecede arabesk ve bozlak dinlerim.
Bilge Kağan: Ben de her şeyi dinlemeye çalışıyorum o yüzden şaşırtıcı gelmeyebilir.
DANS EP’sinden sonrası için neler planladınız, EP’deki şarkılara da klipler gelecek mi mesela? Bundan sonrası için ne yapacaksınız?
Sürprizlerimiz var, saklamak isteriz ama şunun garantisi verilebilir: Müzik yapmadan asla duramayız 🙂
KISA KISA…
● 18 yaşına dönseydik kendimize vereceğimiz en önemli öğüt şu olurdu: Bildiğin yolda devam!
● Netflix başına geçtiğimizde hiç düşünmeden Oynat’a bastığımız dizi Avatar: The Last Airbender.
● İlk kez sahnesini canlı olarak izlediğimiz ve kalbimizde yer eden, hiç unutamadığımız konser Pink Floyd 2013 İstanbul konseri idi.
● Bugüne kadar hiç gitmediğimiz ama mutlaka gitmek istediğimiz ülke Japonya.
● En çok kullandığımız sosyal medya Instagram. Hakkımızda en güncel bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
