Başlığa böyle “görgü kuralları” yazınca biraz yaşlı biraz da huysuz geliyor kulağa ama 7’den 77’ye birçok kişinin problemiyken neden konser görgü kurallarına değinmeyelim ki dedik? Hem de tüm dünyada sanatçılara gerçekten şaşırtıcı şeyler fırlatılmaya başlamışken…
İpek ATCAN / [email protected]
Hiç sanmıyorum ki biri de çıksın ve “ben müzik ve konser sevmiyorum” desin. Herkesin seveceği tarzda bir müzik ve onun canlı performansı mevcut dünyada. Peki bu sevdiğimiz müziğin o heyecanla beklediğimiz performansına gittiğimizde nasıl davranıyoruz? Fark etmiyoruz ama hepimiz oldukça yanlış davranıyoruz. Şu satırları yazan ve birazdan ahkam kesecek olan ben de dahil olmak üzere hepimiz!
O sohbeti sonraya saklayabiliriz
Sanatçıya ve diğer izleyicilere saygı göstermek için sessiz olmamız ve performansa saygı göstermemiz en temel kurallardan biri aslında. Kaçımız uyguluyoruz? Elbette uygulayanlar var uygulamayanlar daha fazla. Kendimi ele vermek istemem ama zaman zaman ben de… Diğer insanların keyfini kaçıracak şekilde bağırmak, kahkahalar atmak son derece kaba bir davranış. Yıllarca sahneden de uyaran o kadar çok sanatçıya denk geldim ki… “Arkadaşlar yalnız dinlemiyorsanız gidelim.” şeklinde trip içerikli gelse de kulağa o kadar haklılar ki. Ne sanatçı o uğultuya şarkı söylemek zorunda ne de dinleyici o uğultuyla dinlemek…
“Alo, bak sahnede kim var!”
Birbirimizi zor duyduğumuz konser ortamlarında görüntülü bir şekilde birilerinin aranıp konser izletilmesini, eş zamanlı olarak bağırarak -çünkü telefondan daha da zor iletişim sağlanıyor- konuşulmasını oldum olası anlamadım. Bunu kulaklıksız bir şekilde sokakta yapanlar da var ama onun konumuzla hiç alakası yok. Kibarca video çekip, o anı paylaşmak istediğimiz insanlarla sonradan ya da başkalarını rahatsız etmeden paylaşmak daha makul olabilir mi acaba?
Telefon ekranlarından konser izlemek
Madem lafı telefonlardan açtık telefonlardan devam edelim. Biliyorum, hepimiz kendimize bir anılar buketi hazırlamak istiyoruz. Sevdiğimiz sanatçının sahneye çıkış ya da en sevdiğimiz şarkıları söyleyiş anını kaydetmek istiyoruz. Ama peki ya konseri izlemek isteyenler? İşte onlar izleyemiyor… Bunu en son Arctic Monkeys’in Zorlu PSM konserinde yaşamıştım. Ekip sahneye çıktı ve yaklaşık 2-3 şarkı boyunca o telefonlar hiç inmedi. Ki ben uzun da (1.80!) bir insanım ama yok, ekranlardan izledim konseri. Bir miktar daha sakin olmak, videoyu kısa tutmak bir çözüm olur belki de… Bir de tecrübeyle sabit, videosunu çekmediğim konserler hafızamda çok daha net ve canlı. Video çekerek sanki o işi hafızanın elinden alıp teknolojiye mi veriyoruz acaba? Tabii hiç çekmiyor değilim, yine çekiyorum ama az ve öz. Bu konuda sizi Jack White hakkında az bilinenler yazısına almak isterim. Ki kendisi İstanbul konserinde de esip gürlemişti.
Amerikan futbolu değil, konser
Malum konserlerde ve festivallerde genellikle yoğun bir kalabalık var. Öne geçmek isteyen, yerinden asla kıpırdamak istemeyen, sevgilisine sarılmadan konser izleyemeyen ve daha nicesi. İşte tüm bunlar belli bir noktadan sonra önce sıkışmalara ardından da itişmelere sebebiyet verebiliyor. Bu durumlarda sakin kalmaya çalışmaktan ve insanlara saygı göstermekten başka çaremiz yok. Konser demek bir noktadan sonra “serbest salınım” demek. Bir konsere önde başlayıp arkada, arkada başlayıp önde bitirebilirsiniz. Sözüm pogo’dan dışarı. Söz konusu pogo’ysa Amerikan futboluna bağlamanızda sakınca yok. Yine de dikkat etmekte de fayda var tabii.
Boy sorunu
Uzun boylu arkadaşlar, toplanın. Az önce boyumu belirttiğim için tekrar söylemek istemiyorum ama mümkün mertebe köşeleri tercih edip insanlara alan açtığımı da belirtmeliyim. Fakat boydan ötürü önceliği olduğunu düşünen çok fazla insan var. Uzun boylu bir insana “sen uzunsun, arkaya geç” diyemeyiz. O kişi de yıllardır beklediği konseri önden izlemek isteyebilir ve bu da en doğal hakkıdır. Ben ki arkadan konser izlemeyi severim, ne hareketlere maruz kaldım bir bilseniz. Bunlar hep ilkokuldayken uzunları arkada oturtmalarıyla başladı…
Son olarak sahneye atılan ilginç şeyler
Sahneye bir şey fırlatmak çok eski bir gelenek. Ama bunlar daha çok iç çamaşırı ve mektuplar oluyormuş zamanında… Sütyenini bir rockstar’a fırlatmak sıradan bir olaymış hatta bir dönem. Ama şimdi işin rengi değişmiş durumda…
İşte bu sebepledir ki festival ve konserlerde asla cam bardakta içecek verilmez. Ya da alana şişe suyla girmezsiniz. Neden? Çünkü insanlar çeşit çeşit ve ne zaman ne yapacakları belli olmuyor. Bazı insanlar dozajı aşıp sahnedeki sanatçıya telefon bile fırlatabiliyor, hem de bu devirde!
Ülkemizde su şişesi ve telefondan öteye gitmeyen bu vandallığın dünyada o kadar ilginç örnekleri var ki… Mesele benim en aklımın almadığı geçenlerde bir Pink konrerinde annesinin küllerini sahneye atan kişi oldu. Acaba annesinin son isteği miydi? Harry Styles’a kivi atılması, Blur’den Alex James’e peynir atılması, Lady Gaga’ya oyuncak ayı atılması, Ariana Grande’ye limon atılması ve nicesi…
Biz biz olalım onca heyecanla gittiğimiz, günümüzde karşılaması zor olan bu etkinlikleri adabımızla; kimseyi rahatsız etmeden ve saygısızlık yapmadan izleyelim. En azından bir deneyelim ne dersiniz?