Türk rock tarihinin en köklü vokallerinden Koray Candemir, yeni şarkısı “İhtimaller” ve bu sonbaharda yayınlayacağı yeni albümü öncesi Dergy’nin sorularını yanıtladı.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Onu TV ekranından ilk gördüğümüzde yıl 1996’ydı. Kargo’nun en popüler, en ihtişamlı günleriydi. Kalbimizde yeri olan pek çok Kargo şarkısını Koray Candemir’in sesinden dinledik. 2001 yılında gruptan ayrılan Candemir, Sade adlı ilk solo albümünü kaydetti. 2004’te tekrar Kargo’yla bir araya geldi ama 2008’de ekiple ikinci kez yollarını ayırdı. 2009’da Serkan Çeliköz’le birlikte ABD’nin Seattle eyaletine gitti. Orada kurdukları Maskott’la pek çok konser verdiler. 2013’te Yarım Kalan albümünü yayınlayan Koray Candemir’i çok özlemiştik. Bu yılın sonbaharında yayınlamayı planladığı yeni albümü öncesi, harıl harıl stüdyoda kayıttayken bize vakit ayırdı. Koray Candemir’e merak ettiklerimizi sorduk.
“İhtimaller” aslında Can Baydar imzalı bir şarkıyken, ikinizin güçlerini birleştirmesiyle son haline geldi. Ama son haline gelmesi 2 seneyi aldı. Neden bu kadar zaman geçti, “İhtimaller”in yayınlanması için doğru zamanın şimdi olduğunu nasıl anladın?
Şarkıyı yapıp demo haline getirdikten sonra Serkan’a (Çeliköz) yolladık. Titiz çalışma zaman alıyor. Bir yandan yeni şirketle anlaşma ve plan yapma da zaman aldı. Senenin ilk aylarında çıkaracağız derken pandemi geldi. Biraz daha bekleyip çıkardık.
Yeni albüm 2020 sonbaharında mı gelecek? Peki bu zamana kadar başka bir single daha paylaşacak mısın, albümde kimler olacak, nasıl şarkılar dinleyeceğiz biraz ipucu alabilir miyiz?
Sene sonuna doğru çıkarmayı planlıyoruz. Öncesinde birkaç single daha gelebilir. “İhtimaller” ekipte kimlerin olacağıyla ilgili ipucu veriyor zaten. Onun etrafında döner.
Solo projelerin arasında epey zaman var. İlk albüm Sade 2001’di, sonrası Yarım Kalan 2013’tü. Neden bu kadar uzun aralar veriyorsun?
Sade ile Yarım Kalan arasında iki Kargo albümü ve Maskott albümü var ama 2013’ten sonra biraz fazla açmışım arayı haklısın. Biraz demlenmek istedim ve içime sinen şarkılar yapmaya çalıştım, tahmin ettiğimden daha uzun sürdü. Bundan sonra daha çok üretmek gibi bir hedefim var.
“O ZAMANKİ KORAY’A NE SÖYLESEM BİR KULAĞINDAN GİRER, ÖBÜRÜNDEN ÇIKARDI”
Serkan Çeliköz’le birlikte kurduğunuz Maskott’un da pek çok şarkısı var aama bunları dijital platformlarda bulamıyoruz. Yakın zamanda gelecek mi bu şarkılar?
Soru için teşekkürler, Maskott çok değerli bizim için. Geçen ay planını yaptık ve dijital platformlara çıktı nihayet. Daha çok solo albümümle uğraşıyorum ama Serkan’la birlikteyken her an her şey olabilir.
Kargo’yla 1994’te başlayan ve bugün artık 25 yıl olmuş bir müzik kariyerinden söz ediyoruz. Bugünkü bakış açın, deneyiminle 1994’teki Koray’ın yanına gitsen ona neler söylemek isterdin?
Ne söylesem bir kulağından girer diğerinden çıkardı. “Kendine bir stüdyo kur” diyebilirdim.
Pek çok kişi, Türkçe rock müziğin 90’lar ve 2000’lere göre vites düşürdüğünü ve son 10 yılda dümenin başına rap müziğin geçtiğini düşünüyor. Rock kalesinin sağlam neferlerinden biri olarak sen ne düşünüyorsun bu konuda? Rap dinler misin mesela? “Rock öldü!” yorumuna ne yanıt verirdin?
Dünyada trendler hızlı değişiyor artık. Tarzlar birbirine karıştı, yeni jenerasyon hip hop çok seviyor. Ana akımın içinde başka şeyler dinlemeye başladıklarında o müzik tarzları yükselecek. Rock müzik (benim için gitar müziği) albenisini yitireli uzun zaman oldu. Tekrar küllerinden doğacağını düşünüyorum. Zaten müzik, kendi geçmişinden esinlenerek trendlerini belirliyor.
Kargo sonrası bir dönem ABD’de yaşadın, şimdi yeniden İstanbul’dasın. Bulunduğun şehirler seni müzikal olarak nasıl etkiler? İstanbul çok değişti, gençliğimizin geçtiği pek çok mekan (özellikle de Beyoğlu) eski ruhunu kaybetti. Bunlar sana neler hissettiriyor, müziğine nasıl yansıyor?
Yeni jenerasyonun eğlence hayatını doyasıya yaşayamaması beni üzüyor. Etrafımda hep bu konudan şikayet ediyorlar. Biz talihliydik ve çok renkli yaşadık o dönemleri. Biraz zaman alacak ama İstanbul’un silkelenip gökkuşağı haline geri döneceğini düşünüyorum. Krizi hiç eksik olmayan ortamımızda müzik yapmak zor. Buna rağmen çok iyi işler yapıldığını görüyorum ve mutlu oluyorum.
Müzik dinleme alışkanlıklarımız çok değişti. Biz kasetin üstünden jelatin yırtarken heyecanlanan bir nesilken şimdi Z kuşağı belki de müziği günlük, hatta anlık olarak tüketiyor. Başarı ölçütü olarak Youtube trendlerde olmak, çok izlenmek mi gerekiyor? Sen nasıl değerlendiriyorsun bu yeni anlayışı?
Başarı kelimesini biraz illüzyon bulurum. İstikrar, üretim ve yaptığınız işi sevmek sizi zamansız kılabiliyor. Z kuşağı da büyüyecek, ürettiklerimizle kalıcı olacağız.
KISA KISA…
● Sabah uyanır uyanmaz önce su sonra kahve içmem gerekir, yoksa asla uyanamıyorum.
● En son dinleyip de çok etkilendiğim albüm Elbow’un Giants of All Sizes albümü oldu. Bence muazzam kayıtlar.
● En sevmediğim huyum arada huysuz olmam. Keşke bu huyumu değiştirebilsem.
● Bugüne kadar izleyip de en etkilendiğim film V for Vendetta ve unutamadığım bir sahnesi de şuydu: ‘V’ harfiyle başlayan kelimelerden oluşan tiradı.
● Günün bence en keyifli saati geceyarısı. İşte o zaman kendimi hep daha mutlu hissederim.
● Giydiğim zaman beni en rahat ettiren şey pijama altı. Bıraksalar hep bunu giyerim.