Birleşik Krallık’ın yükselen canlı elektronik müzik sahnesinin önemli isimlerinden Kosheen, 2001 yılında çıkardıkları ilk albümleri “Resist” ve albümdeki ‘Hide U’ şarkısıyla büyük bir ün kazanmıştı. O zamanlar ortaokula yeni başlamış olan ben bağıra bağıra bu şarkıya eşlik etmeye bayılıyordum. Kim derdi üzerinden 24 sene geçtikten sonra bir röportaj yapacağımı? Ufak bir aranın ardından 2019’da yeni bir kadro ile tam anlamıyla geri döndüler. 25 yıllık müzik kariyerlerini kutlamak için büyük bir turneye çıkan ekibin solisti Sian Evans ile 23 Şubat akşamı IF Performance Hall’da gerçekleşecek konserleri öncesi konuştuk.
Bu yıl müzik kariyerinin 25. yılı. Geriye dönüp baktığında seni en çok etkileyen anlar neler?
2001 Glastonbury sahnem kariyerimin en büyük dönüm noktalarından biriydi. Yıllarca yollarda yaşadım, gezici bir kafe olan ‘The Golden Moon’da, komünlerde, gezici kamplarda kaldım. Brechfa Dağı’ndaki gezici okulumuzda eğitim verdiğim arkadaşlarımın çocuklarını gördüm. Üzerine “BİZİ HATIRLA BRECHFA ÇOCUKLARI” yazılmış bir kutu boyamışlardı. 30.000 kişiyle birlikte teyzeleri Siân’ın hayalini gerçekleştirmesini izliyorlardı ve böylece hiçbir hayalin ulaşılmaz olmadığını görüyorlardı. Eğer teyze Siân başarabiliyorsa, onlar da başarabilirdi. O an, kariyerimdeki en inanılmaz anlardan biri olmaya devam ediyor. Ayrıca birçok kişisel hedefime ulaştım; genç bir kadınken hayalini kurduğum mekânlarda ve festivallerde sahne aldım. En büyük başarım, kariyerimin ilk yıllarında hissettiğim ayrılıktan dolayı zarar gören ilişkileri onarıp yeniden inşa etmek oldu. Şu anda grubum ve ekibimle olan ilişkimden çok gurur duyuyorum. Bunun seyircilere yansıması, turne boyunca hissettiğim sevgi benim için her şey demek. Şimdi biraz durup bu bağı takdir edebiliyorum ve bu her şeyden önemli.
Yıllar içinde yaratıcı sürecin nasıl değişti? Şarkı yazımına yaklaşımın eskisine göre farklı mı?
Kosheen’den çok önce de şiirler ve şarkılar yazıyordum. Bu, dünyayı anlamlandırma yöntemim oldu her zaman. Duygularımı ifade etmek ve çevremde gelişen hikâyeleri yansıtmak için yazıyorum. Başlangıçta kendimi bir söz yazarı olarak görmüyordum ama “Resist” albümünün başarısı ve o şarkıların birçok insanla kurduğu bağ, beni bu kimliği sahiplenmeye yöneltti. Sürecim her zaman hikâyelerle başlar. Not defterlerim bu hikâyeler ve şiirlerle dolar. Bazen, sihirli bir şekilde, bir şarkının dizeleri bu farklı hikâyelerin içinde belirir. Yıllar içinde sürecim çok fazla değişmedi. İşbirliği yapmayı seviyorum ve en iyi işlerimden bazılarını yapımcılarla çalışarak ortaya çıkardım. İki sanatçının bir araya gelip bireysel olarak yapamayacağı ama birlikte başarabileceği bir eser yaratması çok özel bir şey.
Erkek egemen bir türde daha fazla kadın vokalistin var olmasına ilham verdiğimizi umuyorum.
Kosheen’in müziği her zaman farklı türleri kusursuz bir şekilde harmanladı. Sence müziğiniz elektronik ve trip-hop sahnesini nasıl etkiledi?
Kosheen’in elektronik müziğe daha fazla vokal ve lirik boyut kazandırdığını düşünüyorum. Biz, ulusal bir radyo istasyonunda gündüz yayınına giren ilk drum and bass grubuyduk. Bu, türün daha yaratıcı bir yaklaşıma açılmasını sağladı. Ayrıca, erkek egemen bir türde daha fazla kadın vokalistin var olmasına ilham verdiğimizi umuyorum.
2000’lerin başındaki elektronik müziğin yeniden popüler olması hakkında ne düşünüyorsun? Kosheen’in müziği sizce yeni ve genç kitleyle buluştu mu?
Şarkılarımızın tekrar radyoda çalındığını duymak çok heyecan verici. ‘Hide U’nun yeni kaydı viral oldu. Ayrıca konserlerime gelen birçok genç insan görmek beni şaşırtıyor ve mutlu ediyor. Müzik paylaşımının ve erişiminin bu kadar özgürleşmesi, dinleyici kitlemizin genişlemesine olanak tanıyor.
Önceliğimiz artık içecek listemiz değil, seyircilerimiz!
Canlı performanslar sizin için yıllar içinde nasıl değişti? Sahneye çıkmadan önce hâlâ aynı heyecanı hissediyor musunuz?
İlk zamanlarda çok düzensizdik! Menajerimiz yoktu ve turne programı tam bir kaostu. Bekâr bir anne olarak benim durumuma yönelik hiçbir düzenleme yoktu ve kendimi oradan oraya savrulmuş hissediyordum. O günlerden bu yana çok şey değişti ve şimdi sahnede çok daha mutlu ve kendime güvenli hissediyorum. Grubun orijinal üyeleriyle yaşadığımız uzun süreli sorunlardan sonra yollarımızı ayırdık ve Kosheen’den önce de birlikte çalıştığım müzisyenlerle yeniden bir araya geldik. Birbirimize duyduğumuz saygı çok derin ve hepimizin ortak amacı her gece sahnede en iyi performansı sergilemek. Önceliğimiz artık içecek listemiz değil, seyircilerimiz! Birlikte seyahat ediyor, yaşıyor ve yemek yiyoruz; bu gerçek bir aile hissi yaratıyor.
25 yılın ardından müzik yapmaya dair seni hâlâ en çok ne heyecanlandırıyor?
Müzik yaparken beni en çok heyecanlandıran şey, insanları bir araya getirerek özgürlüklerimizi kutlamak. Bu buluşmalara ev sahipliği yapabildiğim ve neşe, pozitiflik ve sevgi dolu bir müzik sunduğum için inanılmaz derecede minnettarım.
Bu dönüm noktasını kutlamak için turneye çıktınız. Nasıl gidiyor?
Birleşik Krallık, Avrupa ve Avustralya’da harika turneler gerçekleştirdik. Aldığımız tepki inanılmaz. Uzun süredir gitmediğimiz şehirlerde bile sıcak karşılandık. On yıldan fazla süredir görmediğimiz şehirlerde konserlerin tükenmesi bizi şaşırtıyor. Enerji eskisi gibi, hatta daha da iyi. Beni gözyaşlarına boğacak kadar etkileyici.
Gelecekte sizi neler bekliyor? Heyecan duyduğunuz yeni projeler veya iş birlikleri var mı?
Yeni bir albüm üzerinde çalışıyorum ve ürettiğim parçalar belirli bir türe bağlı değil. Sadece kaliteye ve dürüstlüğe odaklanıyorum. Kosheen’in her zaman müziği bu şekilde temsil ettiğini düşünüyorum. Dinleyicilerimiz bizimle birlikte büyüdü ve bu yolculukta bir bütünlük hissi olacak.
Türk hayranlarınıza ne söylemek istersiniz?
İstanbul’u ziyaret etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum, çeşitlilik ve renklerle dolu muhteşem bir şehir. Seyircimizi müziğimizin ve performanslarımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen aynı enerjiyle karşılamak için sabırsızlanıyorum.