Son dönem alternatif sahnenin en kendine has isimlerinden biri Kum. 14 yaşında tanıştığı rock ve trap ile müzik yolculuğuna İzmir’de başlayan ve devamında İstanbul – Londra hattını izleyerek büyük başarılar ve deneyimler elde eden sanatçı, 2020 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaparak çalışmalarına İstanbul’da devam etmeye başladı. 2021 yılında yayınladığı ilk profesyonel teklisi ‘Düşmanlarıma’ ile alternatif müzik severlerin dikkatini çekerek büyük övgüler alan ve akabinde yayınladığı “Her Şey Çok Güzel Olacak” albümü ile geniş kitlelere ulaşmayı başaran Kum, şimdiye kadar yayınladığı ‘Karolina’, ‘Küstüm’, ‘Keyfe Keder’, ‘Barda’ gibi teklilerle de başarısının tesadüf olmadığını kanıtladı. Biz de bu başarıyı konuşmak ve Kum’u daha iyi tanıyabilmek adına kapısını çaldık ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Fadıl DİNÇER
Biz her şeyi bir kalıba sokmayı seven bir toplumuz. Ve sizin yaptığınız müziğin tarzı ile ilgili olarak da rap, emo rap, alternatif hip-hop gibi birçok yorumlar yapılıyor. Siz kendi müziğiniz ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Ben müziğimi aslında düz singer – songwriter geleneğinin bir versiyonu olarak görüyorum. Tabii ki bu müzik içine doğduğum dönemin, “oradan buradan her şeyi toplayıp karıştırma” eğiliminin de bir örneği olduğu için sound rock’tan trap’e, pop’tan halk müziğine kadar birçok yere göz kırpıyor ama eninde sonunda hepsi eline ilk defa gitar alan birinin basitçe öğrenip çalabileceği şarkılar.
Ülkemizde müzik sektörü başlı başına savaş alanı. Rap, rock gibi alternatif kulvarlar ise çatışmanın tam ortası. İnancınızı, ümidinizi kaybettiğiniz oldu mu hiç? Yoksa hep alayına isyan diyenlerden misiniz?
İnsan doğası başlı başına çirkin bir şey, hele özgüvensizlik ile megalomanlık arasında süzülen yaratıcı insan sektörlerinde bu daha da kötü bir boyut alıyor. Belki eskiden psikolojimi bozan durumlar şimdi kendimi daha da soyutlamamı ve işime yoğunlaşmanı sağlıyor.
Slade School Fine Art’ta kısa süreli bir resim eğitimi almışsınız. Müziğin yanında resimlerinize devam ediyor musunuz? Resim sanatının müziğinize katkısı oldu mu, oluyor mu?
Üniversite eğitimi için kazandığım Slade’de bir ay kadar okuyup özel sebeplerden okulu bırakmam gerekmişti. 14-15 yaşımdan beri de zaten müzikten vazgeçmiş ve resme odaklanmış durumdaydım. Liseden sonra da iki yıl boyunca arkadaşlarımla kurduğumuz resim galerisinde ve yurt dışında bir sürü sergi düzenledik. Sanatın daha teorik uçurumlarından popüler müziğe geçişim ise baya sert ve ani oldu ama işlerimin doğası ve hatta üretim sürecim bile resim yaptığım dönemden etkileniyor. Sinemanın da hayatımızdan yavaşça çıkmasıyla, popüler müziğin gücü karşısında diğer sanat dallarının insanlar üzerinde geçerli bir etkisinin kalmadığını düşünüyorum. Belki bir de meme’ler önemli 🙂
Londra’da rave dünyasından britpop’a, punk’tan trap’e kadar farklı birçok tarzı bir araya getirdiğiniz bir dönem var. O dönemi biraz anlatabilir misiniz? Şu an yaptığınız müziğin ana temelleri orada mı atıldı?
Üniversiteyi bıraktığım ama vizemi kaybetmeme rağmen Türkiye’ye dönmeyip orada tutunmayı denediğim bir dönem var. Kişisel sebeplerden ötürü de moralimin çok bozuk olduğu bir dönem. Birçok şu anki şarkımın da temelinin atıldığı. Bir süre güney Londra’nın o dönem yeniden ateşlenen Rave sahnesinde kaybolduktan sonra, imzalayacağım bir plak sözleşmesiyle oturum izni alabileceğimi düşünerek tekrar müziğe odaklanmıştım. Küçüklükte The Beatles hayranlığıyla başlayan ve büyüdükçe özellikle post-punk olmak üzere İngiliz gitar müziğine olan yatkınlığım, iki Manchester’lı ve aynı benim gibi soundcloud rap dünyasıyla post-punk tınıları arasında bağlantı kurma fikrine kapılmış arkadaş ile tanışmama ve Badgirl$ grubunu kurmamıza yol açtı. Punk dünyasının pasifleşmesi ve sert müzik dinlemek isteyen insanların otomatik olarak drill’ci olmasına bir tepki olarak Manchester’ın eski ve yeni ‘semt’ müziğini internet çağına da karıştırarak harmanlamaya çalıştık biraz ama tabi çok Pop bir yere evrildi sonlara doğru 😅
Son dönemde Billie Eilish, Imagine Dragons, Lil Peep, Machine Gun Kelly gibi isimlerin şarkılarını ilk defa dinlediğimde çok heyecanlanıp alternatif müziğin geleceğine dair korkularım ortadan kalkmaya başladı Aynı duyguyu yerli piyasada sizi dinlediğimde yaşadım. Bu işi çok sevdiğinizi ve ciddiye aldığınızı düşünüyorum. Müzik yaratım sürecinde disiplinli misinizdir?
İşim konusunda çok ciddi ve disiplinliyim ama onun dışında 6 ay askerlik bile beni disiplinli biri yapamadı.
Boşluk doldurma
Müzik sektöründe olmasaydım “denizde bir şeyler yapıyor” olurdum.
İlk dövmemi “2016’da ressam arkadaşım Bora Akıncıtürk” yapmıştı.
Gittiğim en iyi konser “2014’teki Croydon Rave’iydi”
İlk aldığım albüm “Best of Bob Dylan CD’si.”
“Annem” sayesinde müzikle tanıştım