Kısa süre içinde elektronik sahnede imza attıkları başarılarla ses getiren ikizler Emre ve Mert, onları tanıdığımız isimleriyle Lunar Plane’i Dergy’de ağırladık.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Lunar Plane, Emre ve Mert Altınok kardeşler tarafından 2014 yılında hayata geçirilmiş bir elektronik müzik grubu. İstanbul doğumlu ikiz kardeşler, düşünce yapısı olarak birbirlerine çok paralel olduklarını söylüyorlar. İlginç bir şekilde ikisi de milli yüzme takımındaydı ve Yale Üniversitesi’nde biyomedikal mühendisliği ve ekonomi okudular mesela. Bu ortaklık müzik tutkularına da aynı şekilde yansıdı. Dünyaca ünlü DJ Solomun’un plak şirketi 2DIY4 ile anlaştılar ve elektronik müzik o günden sonra hayatlarını şekillendiren en temel tutkuları oldu. Melodik tekno, progressive house ve elektronica gibi yönlere doğru direksiyonu kırdılar. 40’tan fazla şarkıları dünya çapında listelerde yer aldı. Oliver Koletzki, Moby gibi önemli isimlere remixler yaptılar. Elektronik sahnenin kısa sürede aranan ekiplerinden olan Lunar Plane’i Dergy sayfalarına konuk ettik.

40’i aşkın parçanızı Beatport’un Top100 listelerine sokmayı başardınız. Bu parçalardan 11 tanesi Top10 listelerine girdi; “Olappa”, “Seraglio” ve Oliver Koletzki’ye yaptıkları “Fire in the Jungle” remix’i kendi genre’larında birinciliğe ulaştı. Tüm bu başarılar karşısındaki hissiyatınız nedir?

Prodüksiyon yapıp, yaptığımız çalışmaları dinleyicilerimizle paylaşmak bizim hayattaki en büyük tutkumuz ve bu tip gelişmeler motivasyonumuza motivasyon katıyor. İnsanın verdiği emek karşılığında bu tip geri donüşler alması gerçekten çok güzel bir his.

Yaz sizin için nasıl geçiyor? Sonbahar dönemi için planladığınız yeni projeler neler?

Yaz maalesef pandemi sebebiyle biraz durgun geçiyor. Tüm müzisylenler olarak gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Zamanınımız çoğunu evde geçirdiğimiz bu dönemi, yaptığımız işi daha ileri seviyelere taşımak adına kendimizi geliştirmeye adadık diyebiliriz. Yaptığımız prodüksiyonları görsel öğelerle destekleme ve farklı müzik tarzlarında prodüksiyon yapma üzerine çalışmalar yapıyoruz yoğun olarak. Önümüzdeki dönemlerde yepyeni projeler geliyor yani 🙂

lunar plane dergy rop5

Tek yumurta ikizi olduğunuzu, milli yüzme takımında yer aldığınızı ve Yale Üniversitesi’nde biyomedikal mühendisliği & ekonomi okuduğunuzu okuduk. Her şeyi hep beraber mi yaptınız, iki kardeş olarak ilgi alanlarınız, yetenekleriniz, düşünceleriniz tamamen paralel mi?

Birbirlerinden çok farklı ilgi alanlarına ve düşünce yapılarına sahip tanıdığımız ikiz arkadaşlarımız var, ama bizim ilgi alanlarımız, yeteneklerimiz ve düşünce yapılarımız birbirine çok paralel. Biz de çocukluğumuzdan beri bu durumdan faydalanıp ne yaparsak beraber yaptık ve hep bir takım olarak birbirimize destek olduk. Tek bir beyni, iki kişilik kapasite ile çalıştırıyoruz diyebiliriz 🙂 Lunar Plane de bu sistemin son meyvelerinden.

İki kardeş olarak birlikte müzik yapma deneyimi göründüğü kadar zevkli mi? Birlikte çalışırken sık sık tartışmalar oluyor mu, anlaşamadığınız durumlarda ne yapıyorsunuz? Sizce birlikte çalışmak bir avantaj mı?

Tahmin edilenin aksine çok nadir beraber studioya girip aynı parça üzerinde çalışıyoruz. Bunun iki sebebi var. Birincisi, ikimiz de çalışırken en iyi sonuçları dış dünyayla tamamen bağlantımızı kesip yüzde 100 önümüzdeki işe odaklandığımız zaman alıyoruz. İkincisi, müzik yapmanın belki de en zor kısmı, üzerinde çalışılan parçayı binlerce kere dinleyip o parçadan sıkılmak veya kötü bestelenmiş bir melodinin dinleye dinleye kulağa iyi gelmeye başlaması. Biz de bu sebeplerden dolayı eş zamanlı olarak farklı parçalar üzerinde çalışıp gün sonunda birbirimizin yaptığı parçaları yorumluyoruz, parçalardan sıkılma noktasına gelince de parçaları değişiyoruz 🙂 Bu sayede hem daha fazla parça yapıyoruz hem de parçalardan sıkılmıyoruz. Zevklerimiz çok benzer olduğu için de nerdeyse hiç tartışmıyoruz. Sonuç olarak, evet, birlikte çalışmak bizim için bir avantaj, hatta en büyük avantaj.

“ELEKTRONİK MÜZİĞİN DOĞASINDA SINIRSIZ OLASILIK VAR”

lunar plane dergy rop3

Günümüz elektronik müzik dünyasında pek çok genç yetenek de kendine bir şans arıyor. Siz bugünkü çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz, bu gençler arasında beğenerek dinlediğiniz kimler var?

Sadece bir bilgisayar ve kulaklıkla prodüksiyon yapabildiğimiz günümüz dünyasında prodüktör sayısı çok artmış durumda ve dolayışla piyasada çok rekabet var. Genç yeteneklerin aradan sıyrılmak için gerçekten çok büyük çaba göstermesi gerekiyor. Yani yeteneğin yanısıra çalışma disiplini ve doğru yönlendirme de önemli unsurlar haline geldiler. Bu durumda genç yetenekleri yönlendirme konusunda bizlere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Dostlarımız Mahmut Orhan ve Sezer Uysal’ın girişimi olan Sibourne, bu konuda önemli adımlar attı ve biz de elimizden geldiğince kendilerine destek oluyoruz. Ülkemizde bu yolda ilerleyen ve onu açık olan genç yeteneklerimiz var. Bunlardan bazılar: Wapı, Batıkan Tanrıkulu, Batıkan Abız, Yiğit Karakaş, Ayhan Akça ve Mert Öksüz.

Müzik yapmanın sizce en özgürleştirici tarafı ne?

Müzik yapmanın bizim için en özgürleştirici tarafı özellikle elektronik müziğin doğasında var olan sınırsız olasılıklar. Hayatımızdaki pek çok seçimde önümüze sunulan kısıtlı seçeneklerden tercih yapmamız gerekiyor. Ama müzik için bu geçerli değil. Tabii ki başarlılı olmak için endüstrinin üstü kapalı olarak bize verdiği kurallar çerçevesinde prodüksiyon yapmamız gerekiyor. Fakat bestelenmiş bir melodi yüzbinlerce farklı sesle çalınabilir, bestelenmiş bir parça yüzlerce farklı şekilde aranje edilebilir, altyapısı bitmiş bir parça yüzbinlerce farklı perküsyonla desteklenebilir. Ve bunlar sadece birkaç örnek. Daha bestelenmeyi bekleyen milyonlarca yeni melodi var 🙂

lunar-plane-dergy-rop

Bugüne kadarki müzik kariyerinizi düşündüğünüzde “Keşke öyle yapmasaydım” dediğiniz bir pişmanlığınız var mı?

Böyle bir pişmanlığımız yok. Her kariyer için hata yapmanın ve bundan ders çıkarmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. “Keşke öyle yapmasaydık” dediğimiz şeyi yapmasaydık belki suan olduğumuz yerde olmayacaktık.

Birbirinizden sonra müzik söz konusu olduğunda en çok kimin sözünü dinlersiniz?

Müzik kulağına güvendiğimiz birkaç tane arkadaşımız var. Arada kaldığımızda mutlaka fikirlerini alıyoruz.

lunar plane dergy rop

KISA KISA

MERT
  • Sahnedeyken başıma gelen en tuhaf şey: Odessa’daki bir setimin sonunda, sahneyi Armonica’ya devretmeden hemen önce Ukraynalı bir genç sahneye çıkıp kız arkadaşına evlenme teklif etmişti. Armonica ikilisiyle beraber şok içinde izlemiştik 🙂
  • Beni bugüne kadar en büyüleyen konser / set: HVOB, 10 yıl kadar önce Brooklyn’de ufak bir barda bir konser vermişti. Görkemli bir durum yoktu ama ortamın sıcaklığı ve insanların enerjisi tam olması gereken yerdeydi. Deneyim bir bütün olarak büyüleyiciydi benim için.
  • Araba kullanırken / yolculuk yaparken dinlemeyi en sevdiğim şarkı: Bu aralar yolda WhoMadeWho dinlemeye sarmış durumdayım 🙂 Özellikle Abu Simbel ve Heads Above’u en çok dinliyorum sanırım.
  • Ters köşe bir müzik zevki olarak en çok boogie dinlerim.
  • Dünya üzerinde en çok görmek istediğim şehir Kuzey Işıkları’nı görmek için, Lapland (Finlandiya).
  • Bilgisayarımda en çok kullandığım program Ableton Live

EMRE

  • Sahnedeyken başıma gelen en tuhaf şey: Takım elbiseli ciddi görünüşlü bir adamın yanıma gelip gayet normal bir şekilde back-to-back çalalım mı demesi. 
  • Beni bugüne kadar en büyüleyen konser / set: Diynamiç Open Air, memleketleri Hamburg’da aile, arkadaş, fan herkes sağnak yağmur altında şemsiyelerle dans ederken oluşan görüntü ve atmosfer.
  • Araba kullanırken / yolculuk yaparken dinlemeyi en sevdiğim müzisyen Ben Böhmer.
  • Ters köşe bir müzik zevki olarak en çok klasik müzik dinlerim.
  • Dünya üzerinde en çok görmek istediğim şehir Atlantis (Kayıp Kıta, sular altında kaldığı düşünülen şehir.)
  • Bilgisayarımda en çok kullandığım program Ableton Live.