
Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen, bartenderların yaratıcılığını, bilgisini ve ustalığını ölçen global yarışma Ultimate Bartender Championship (UBC), Make it Monkey’nin katkılarıyla bu yıl Türkiye’de üçüncü kez yapıldı. Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen, bartenderların yaratıcılığını, bilgisini ve ustalığını ölçen global yarışma UBC’nin Türkiye’deki bu üçüncü edisyonunda, değerlendirilen yüzlerce başvurunun içinden finale katılmaya hak kazanan 20 profesyonel bartender kıyasıya yarıştı. Finalistler, doğru servisten yaratıcılığa uzanan 5 etaplı zorlu yarışmada gün boyu büyük bir mücadele örneği gösterdi.

İstanbul’da gerçekleşen finalin jürisinde sektörün çok önemli isimleri yer aldı. Finalistleri, 20 yılı aşkın sektör deneyimiyle çok sayıda uluslararası ödüle sahip bir bartender David Rios, beş Türkiye şampiyonluğu bulunan ve sanat eseri kokteylleriyle tanınan Bar Gabriel’in kurucusu Osman Baycan ve içecek kültürüne olan tutkusu ve global eğitimleriyle tanınan Yiğit Akdemir, yarışmacıların performanslarını değerlendirdi.

Final etabına kalan dört yarışmacı son sunumlarını yapmaya başlayınca heyecan seviyesi bir kat daha arttı. Son reçetelerini bir yandan yapıp diğer yandan da anlatan yarışmacılar jüri üyelerini etkileyebilmek için ellerinden geleni yaptı. Yapılan değerlendirmelerin ardından; Tavern İstanbul’un Head Bartender’ı Mahammad Valiyev, üstün performansı ve özel reçetesiyle yarışmayı kazanan isim oldu. Türkiye’nin en iyi bartenderı seçilen Valiyev, yarışmaya özel tasarlanan UBC şampiyon yüzüğünü takmaya hak kazandı.

dergy.com olarak, şampiyonluğunun açıklanmasının hemen ardından Mahammad Valiyev ile bir araya geldik ve kendisine şampiyonluğa giden süreci sorduk.
Yarışmaya hazırlık sürecinde nasıl bir yol izledin?
Şefime özellikle teşekkür etmek istiyorum. Hem mesleki anlamda hem de mental olarak benimle çok yakından ilgilendi. UBC gibi çok katmanlı bir yarışmada yalnızca reçetelere değil, zamana, sahneye ve detaya odaklanan bir hazırlık süreci geçirdik. Farklı senaryoları düşündük, hangi etapta nasıl bir strateji uygulayacağımı birlikte planladık. Benim için bu yarışma, kendimi yalnızca barın içinde değil, büyük bir sahnede test etme fırsatıydı. Hayal kırıklığına uğramamak için de en kötüsüne zaten kendimi hazırlamıştım. Neyse ki en güzeli oldu.
Hislerini nasıl tarif edersin?
Son dörde kaldığım anda içimde güçlü bir his oluştu, “Evet, başarabilirim” demeye başladım. Gün boyu heyecanımı kontrol etmeye çalıştım, nefesimi ve odağımı korumaya özen gösterdim. Günün sonunda şampiyon olmak ise elbette çok gurur verici.

Organizasyon hakkında ne düşünüyorsun?
Make it Monkey’nin oluşturduğu atmosfer bence çok özenliydi. Başvuru sürecinden finale kadar her aşamada iyi organize olmuş bir ekip vardı. Yarışmacıların rahat çalışabileceği ama aynı zamanda rekabeti hissedebileceği bir ortam sağlandı. Benim açımdan başından sonuna kadar çok keyifli ve öğretici bir deneyim oldu.
Bu işe kaç yaşında, nasıl başladın ve şu an neler yapıyorsun?
18 yaşında, büyük bir hevesle başladım. Bara geçmek benim için önemli bir hedefti ve o bar tezgahının arkasına geçtiğim günü hala çok net hatırlıyorum. Mevcut malzemelerle neler yapabileceğimi görmek, denemek, öğrenmek istiyordum. Öğrenmeye açık olmam, hedeflerime giden yolu da güçlendirdi. Azerbaycan’dan yüksek lisans için Türkiye’ye geldim. İlk etapta serviste çalışıyordum, sonra odağımı bara çevirdim. Her zaman “İyi bir yerde çalışmak istiyorum” dedim. Şu an bir yılı aşkın süredir Tavern’deyim. Şehrin en iyi kokteyl barlarından birinde çalışmaktan mutluyum ama hayallerim bunun da ötesinde, kendimi her zaman daha ileri taşımak istiyorum.
Bundan sonrası için nasıl planların var?
Make it Monkey ile yapılacak takeover etkinlikleri var, ayrıca planlanan bir yurt dışı seyahati var. Farklı barları, farklı kültürleri yerinde görmek benim için çok önemli. Bu şampiyonluğun bana yeni kapılar açacağına inanıyorum ve ve bunun gerçekleşeceği günleri dört gözle bekliyorum.

Mesleğin bilinirliği hakkında neler söylemek istersin?
Bu mesleği “tam olarak meslek saymayan” kişilere baktığımızda, genelde işin arka planını hiç bilmediklerini görüyoruz. Biraz merak edip araştırdıklarında, aslında ne kadar kapsamlı bir alan olduğunu fark ediyorlar. Ben kendi adıma iyi ki zamanımı ve enerjimi bu işe vermişim diyorum. Gelecekte ailemin, “Sevdiğin işi yapıyorsun, başarılısın ve biz seninle gurur duyuyoruz” demesini istiyorum. Aynı zamanda kişisel tatminim de önemli, geldiğim noktanın önce beni tatmin etmesi gerekiyor.
Son olarak, mesleğe yeni başlayacak gençlere ne önerirsin?
Yapabildikleri kadar iyi restoranlarda yemek yemeye zaman ayırsınlar, farklı yerlerde yeni tatlar denesinler, bar kültürüne merak duysunlar. Çok okusunlar, çok araştırsınlar. Ne kadar çok deneyim ve bilgi biriktirirlerse, ileride kendi tarzlarını o kadar sağlam kurabilirler.
