Bir müzik tutkunu olarak izlenmesi gereken filmler listenizde hangi filmler var? Beatles şarkılarının resmi geçitte olduğu “Across The Universe” mi yoksa Live Aid performansını her izlediğinizde gözlerinizin dolu dolu olduğu “Bohemian Rhapsody” mi?
Dünyaca ünlü şarkıların nasıl ortaya çıktıklarını, sözlerinin nasıl yazıldıklarını, arkalarında hangi hikâyeleri barındırdıklarını öğrenmeyi seviyor musunuz? O halde, buyrun, izlemediyseniz eğer mutlaka listenize eklemeniz gereken, konusu müzik olan filmler içinden seçtiklerimize…
Once (2007)
IMDB: 7.8
Yönetmenliğini ve senaristliğini John Carney’in üstlendiği müzikal romantik dram türündeki 2007 yapımı İrlanda filmi. Başlıca rollerini Glen Hansard ile Markéta Irglová’nın paylaştığı film, Dublin’de sokak müzisyenliği yapan biriyle karşılaşan göçmen bir kızın birlikte çalışarak bir albüm çıkarma sürecini konu alıyor. “Once”da yer alan “Falling Slowly”, 80. Akademi Ödülleri’nde “En İyi Özgün Şarkı” kategorisinde Oscar ödülü aldı. Soundtrack’i ile ise “Görsel Medya İçin Oluşturulan En İyi Toplama Albüm” kategorisinde Grammy Ödülü adaylığı elde etti. Kendinizi tuhaf biçimde iyi hissettiren filmde Glen Hansard’ın canlandırdığı karakter, aşk acısı çeken ve kendini Dublin sokaklarına atan bir müzisyen. Bu filmin masalsı bir aşk öyküsünden ziyade çok gerçekçi bir yaklaşımla kalbinizi unufak edecek detaylara sahip olduğunu söyleyelim.
Accross The Universe (2007)
IMDB: 7.3
Seni İstiyorum adıyla Türkçe’ye çevrilen Across The Universe’in yönetmeni Julie Taymor. Eğer Beatles şarkıları seviyorsanız tam size göre olan bu filmin başrollerinde Evan Rachel Wood ve Jim Sturgess yer alıyor. Jude, Liverpool’dan hareketle yola çıkan bir genç. Tek amacı kayıp olan babasına ulaşmak ve onunla bir kez daha konuşabilmektir. Yol üzerinde Lucy adında bir kızla tanışır ve kendisini bir maceranın içinde bulur. Jude’un kardeşi olan Max ise Vietnam’a gitmiştir, bu da karşılaşan ikilinin üzerinde oldukça bunalımlı bir baskı oluşturmaktadır. Hayatın gerçekleri, her zaman hayatın başrolünde olacaktır… Beatles’ın 33 şarkısından derlenen bir hikaye sunan Across The Universe, görsel ve işitsel kolajların göz kamaştıran birlikteliğini sunuyor. Başroldeki Jim Sturgess’in John McCartney’e olan benzerliği de sizi şaşırtacak.
Bohemian Rhapsody (2018)
IMDB: 8.0
Dünyaca ünlü İngiliz rock grubu Queen’in ve elbette onun efsaneleşmiş solisti Freddie Mercury’nin hayat hikayesini anlatan filmin başrolünde “Mr Robot” dizisinden de hatırladığımız yetenekli oyuncu Rami Malek yer alıyor. Yönetmenliğini Bryan Singer’ın üstlendiği filmde Mercury’nin ilk gençlik günleri, evliliği, sonrasında kariyerinin şekillenişi, Queen’den ayrılışı, görkemli geri dönüşü gibi konular işleniyor. Rami Malek’in üstün performansı sayesinde Oscar, BAFTA, Altın Küre gibi pek çok ödülü kazandığı filmde Roger Taylor’ı canlandıran Ben Hardy, Ray Foster’ı canlandıran Mike Myers ve Brian May’i canlandıran Gwilym Lee’nin de uyumlarını takdir etmeliyiz. Mercury’nin 1985’teki Live Aid performansının birebir canlandırıldığı filmi izlemediyseniz, mutlaka listenize ekleyin.
Almost Famous (2000)
IMDB: 7.9
“Şöhrete Bir Adım” adıyla Türkçe’ye çevrilen film, tutkuları ve idealleri zamanın müziğiyle şekil bulan bir gencin hikâyesini anlatıyor. Cameron Crowe’un yönetmen koltuğunda oturduğu filmin başrollerinde Kate Hudson, Frances McDormand, Patrick Fugit ve Billy Crudup var. “New Girl”ün yıldızı Zooey Deschanel ve “True Blood”la büyük popülerlik kazanmış Anna Paquin’in de rol aldığı “Almost Famous”ın konusu şöyle: 15 yaşında yetenekli bir müzik yazarı olan William, ünlü müzik dergisi Rolling Stone için çalışmaya başlar. İlk görevi yükselen rock grubu Stillwater ile bir röportaj yapmaktır. William annesinin itirazlarına rağmen grubun çıkacağı turneye katılarak yeni tecrübeler yaşayacağı bir yolculuğa adım atar. Genç, özgürlük âşığı ve sevimli “groupie” Penny’nin de (Hudson) yardımıyla gittikçe grupla yakınlaşır ve neredeyse onlardan biri olur. Stillwater’ın gitaristi Russell Hammond (Crudup) ile sıkı bir dostluk kuran William’ın grupla olan ilişkisi geliştikçe, yazılarındaki objektifliği azalmaya başlar. Turne sırasında, masum anti-sosyal bir genç olan William, âşık olacak, alkol, uyuşturucu ve seks ile tanışacak, hayatı tamamen değişecektir.
Whiplash (2014)
IMDB: 8.5
Whiplash, genç bir müzisyenin öykünü anlatıyor. Küçük yaşlardan itibaren bateri çalmaya başlayan Andrew, işinde tam anlamıyla bir usta olmak ister. Üniversite tercihinde de ülkenin en iyi müzik okulu olarak gördüğü Shcarffer Konservatuarı’na girer. Henüz 19 yaşındadır ama dersler harici var gücüyle antrenman yapar. Bir gün, okulun en sert hocalarından biri olan caz duayeni Terence Fletcher’ın dikkatini çeker. Fletcher Andrew’ü okulun en parlak öğrencilerinin seçildiği ve sürekli yeni yarışmalara hazırlanan “studio band”e seçer. Başarısı kadar acımasızlığıyla da ün yapmış olan Fletcher, Andrew’un kapasitesinin sonuna kadar kullanmadan asla başarmış saymayacaktır. Genç bateristin önünde sadece mesleki bir test değil, psikolojik bir sınav da vardır… Senaristliğini ve yönetmenliğini Damien Chazelle’in üstlendiği filmin başrolünde Miles Teller yer alırken kendisine J.K. Simmons eşlik ediyor. İstanbul zillerini bol bol gördüğümüz bu filmde davul çalarken parmakları kanayan ama çalmaya devam eden Andrew’un hikayesi sizi derinden sarsacak.
Begin Again (2013)
IMDB: 7.4
“Begin Again”in afişinde yer alan slogan şöyle: “Bir şarkı hayatınızı değiştirebilir mi?” Biz cevap verelim: Kesinlikle evet! Begin Again bize bazı kötü sonların iyi başlangıçlara vesile olabileceğini anlatan, müziğin ise nasıl hayat kurtaran bir rolü olduğunu anlatan bir film. Farklı hayatlar yaşayan iki müzisyenin yolları hiç ummadıkları anda kesişir. Yaşadıkları olaylardan sonra hayatlarında yeni başlangıçlar istemeyen bu ikili aslında hayatlarını değiştirecek noktayı çoktan keşfetmişlerdir ve sadece içlerinden gelen sese kulak vermeleri bu değişim için yeterlidir. Peki, plak şirketinden kovulan Dan ve rockstar sevgilisi tarafından terk edilen Gretta’nın yolları nasıl kesişecek? Filmin yönetmeni, “Once”ın da yönetmeni olan John Carney. ‘Begin Again’de Keira Knightley, Mark Ruffalo, ünlü komedyen James Corden ve Maroon5 grubunun solisti, müzisyen Adam Levine gibi isimleri görüyoruz.
A Star is Born (2018)
IMBD: 7.6
Başrollerinde Lady Gaga ve Bradley Cooper’ın yer aldığı “Bir Yıldız Doğuyor” özellikle soundtrack’iyle büyük ilgi görmüştü. Ünlü aktör Bradley Cooper’ın ilk yönetmenlik denemesi olan film, kariyerinin sonuna doğru ilerleyen bir country müzik yıldızı Jackson Maine ile yetenekli genç kadın Ally’nin hikayesine odaklanıyor. Birbirlerine aşık olan Ally ve Jack, Ally’nin keşfedilmesi için elele verir. Ancak bu sırada Jack’in yıldızı sönmüştür. Ally büyük bir yıldız olma yolunda ilerler. Bu da aralarındaki sevgiye zarar verir. İlki 1937 yılında William A.Welmann tarafından yazılıp yönetilen A Star is Born / Bir Yıldız Doğuyor’un 1976 yılında çekilen versiyonunda Barbara Streisand ve Kris Kristofferson rol almıştı. Ally karakteri ise uzun zaman Beyoncé olarak düşünülmüş ancak rol eninde sonunda Lady Gaga’ya kalmış.
Walk The Line (2005)
IMDB: 7.8
Sınırları Aşmak adıyla Türkçe’ye çevrilen “Walk The Line” dünyaca ünlü müzisyen Johnny Cash’in hayatını anlatıyor. Bu film hem sınırları, hem sınırların iki tarafındaki kazançları ve kayıpları en iyi anlatan filmlerden.1955 yılında, adının J.R Cash olduğunu söyleyen genç zayıf bir gitarist Memphis’teki Sun Stüdyolarına ünlü olmak için gelir. Bu Amerikan kültürünün üzerinde silinmez bir iz bırakacak adamın şöhrete ilk adımlarıdır… İdol haline gelen “Siyah Giyen Adam” karakteriyle özdeşleşen Johnny Cash’i Joaquin Phoenix canlandırıyor. Filmin başrolündeki diğer isim ise Reese Witherspoon. Filmin yönetmen koltuğunda oturan isim ise James Mangold. Bu filmdeki en etkileyici sahnelerin, Cash’in bir dönem ünlü olmuş hapishane konserleri olduğunu söyleyebiliriz.
The Doors (1991)
IMDB: 7.2
Amerikalı rock grubu The Doors üzerine yapılmış, gelmiş geçmiş en iyi biyografi filmlerinden biri sayılan film, grubun efsanevi solisti Jim Morrison üzerine odaklanıyor. Grubun sıkı bir dinleyicisi olan yönetmen Oliver Stone, solistin fırtınalı yaşamını etkili bir anlatımla gözler önüne seriyor. Çoğu zaman kalın çizgilerle anlatılan ve gerçek anlamda içselleştirilemeyen rock felsefesini gerçekçi ve ihtiraslı bir anlatımla aktaran filmde Val Kilmer oyunculuk hayatının en önemli rolünü başarıyla yerine getiriyor. (Öyle ki pek çok kişi uzun bir zaman Val Kilmer’ı Morrison’ın bizzat kendisi sanıyordu!) Sadece dahil olduğu Amerikan toplumunu değil, tüm dünyayı değiştiren bir devrimin panoramasını yansıtan film klasikler arasındaki yerini almış durumda.
8 Mile (2002)
IMDB: 7.1
Yaşadığımız yer önemli değil. Kim olduğumuzun da önemi yok. Hepimizi kuşatan sınırlar var. Kimisi gerçek, kimisi sanal… Bazılarımız bu sınırların içinde gönüllü olarak yaşarız. Bir kısmımız ise sınırlarla çevrili yaşamak zorunda kalır. Ancak bazı insanlar vardır ki, sınırları parçalayıp yok etme ihtiyacı duyar. O sınırların ne kadar korkutucu veya bilinmez olmasının önemi yoktur onlar için… “8 Mil”de (8 Mile) hepimizin yaşam biçimini belirleyen sınırların portresi çizilirken genç bir insanın bu sınırları parçalayıp yok etme cesareti ve gücünü kendisinde bulmasının öyküsü anlatılıyor. 1995 yılında Detroit’te geçen film, “siyahların müziği” olan hip hop ve bu müziği yapmak isteyen beyaz bir genci, Jimmy “B-Rabbit” Smith Jr.’ı anlatıyor. Başrolünde Eminem’in olduğu filmde Kim Basinger ve 2009 yılında hayatını kaybeden aktris Brittany Murphy var. Bu filmin soundtrack’i “Lose Yourself”in de vakti zamanında listelerde tozu dumana kattığını söylememize gerek yok.