Günümüzde her şeyi trendler belirliyor, trendlere uymayan ne varsa demode sayılıp tarihin tozlu raflarına kalkıyor. Haliyle müzik de bundan etkilenen şeylerin başında geliyor. 2024’e çok az bir süre kalmışken gelecek yıl müzik dünyasında karşılaşacağımız 2024 trendlerini inceleyelim mi?
Batıkan BAKSI / [email protected]
Trendler… Trendlerimiz… Artık neredeyse içeceğimiz kahvenin bile trendlere göre belirlendiği bir dünyada günlük yaşantımız da bundan nasibini alıyor. Önceleri daha uzun periyotlarla değişen bu trendler sosyal medyanın dinamik yapısı sebebiyle de günden güne değişen bir hâl almaya başladı. Artık geçtiğimiz hafta benimsediğimiz bir trend, bir sonraki hafta bir anda popülaritesini yitirmiş oluyor ve bu hıza yetişmek özellikle popüler kültüre gönül vermiş bireyleri zorlayabiliyor. Eğer popüler şeylerle ilişkiniz yoksa bile trendlerin dünyasından kaçışınız yok çünkü ortalığı kasıp kavuran bir sosyal medya şarkısı, izlediğiniz reels’lardan tutun, bindiğiniz taksinin radyosuna kadar ulaşıyor. İşte böyle bir ortamda da trendleri ister istemez hepimiz takip etmek durumunda kalıyoruz. 2024’e girmemize 1.5 ay gibi bir süre kalmışken ve trendlerden bahsetmişken ben de “neden 2024’ün müzik trendlerine göz atmıyoruz ki?” diye düşündüm ve şimdiden önümüzdeki sene müzik dünyasında nelerle karşılaşacağımıza göz atmaya karar verdim. Yeni yıla girmeden global ölçekteki müzik endüstrisinde görme ihtimalimiz olan trendleri haydi gelin hep birlikte inceleyelim!
Z kuşağı yükselmeye devam edecek!
İşin kuralıdır, genç isimler her zaman piyasada önce yadırganır ve yaptıkları müziklere burun bükülür. Sonrasında ilginin yavaş yavaş üstlerine dönmesiyle kitleler tarafından dinlenilmeye başlanır ve bir anda piyasayı domine etmeye başlayan isimler genç şarkıcılar olur. İşte biz de şu an tam bu dönemi yaşıyoruz. Sosyal medyanın da verdiği yetkiye dayanarak bol bol üretim yapıp, seslerini daha özgürce duyuran z kuşağı müzisyenleri, 2024’te de yükselişlerine devam edecekler. Zaten bugün bile iyi işler çıkarıp belirli bir noktaya ulaşan bazı z kuşağı müzisyenleri, gerek politik ve sosyal açıdan gerekse de müziğe yeni bakış açıları getirmelerinden ötürü yeni yılda da pek fazla karşımıza çıkacak gibi gözüküyor.
Müzisyenlerin zeki asistanı: Sahne yapay zekanın!
Artık yapay zekanın gücünü kabul etmek gerekiyor. Onu dijital bir araçtan bağımsız bir şekilde düşündüğümüzde, üretimde olduğu gibi müzikal tüketimde de oldukça iş görür bir hale çeviriyor. Müzikte kullanılan yapay zeka uygulamaları, müzisyenlerin hayatını kolaylaştırırken aslında onlara sınırsız da bir evren sunuyor. Mesela bir müzisyenin tarzını tanıttığımız yapay zeka, saniyeler içinde onun gibi bir eser ortaya koyabiliyor ki bu yaratıcılığı baltalayan bir şeyden çok, müzikle uğraşanlara yeni fikirler vermek için oldukça makbul bir araç haline dönüşüyor. Müzikal bir bilgisi olmayanların bile aklındaki melodiyi kolayca şarkıya çevirebildiği bir dünyada yapay zeka, müziğin niteliğini nasıl etkiliyor o tartışma konusu olsa da özellikle prodüksiyon süreçlerini kolaylaştırdığı için bile sanatçılar tarafından 2024’te de bol bol kullanılacak gibi duruyor. Yine de inanıyoruz ki yapay zeka hiçbir zaman sanatçıların yerine geçmeyecek, onların hayatını kolaylaştırarak bizim karşımıza daha kaliteli işler çıkmasını sağlayacak.
Müzik tarzları hibritleşmeyi sürdürecek!
Farkındasınız değil mi artık tam manasıyla bir müzik tarzından bahsetmek mümkün değil. Çünkü artık müzik hibrit bir şekle bürünüp, tarzları da iç içe bir duruma sürükledi. Herhangi bir pop şarkısında bir anda rap duyabiliyoruz ya da bir metal grubunun bol autotune’lu vokalinin elektronik müziğe göz kırptığına rastlayabiliyoruz. Bu durum, ateşli müzik fanlarının tadını kaçırsa da yapılan üretimlerin daha geniş bir kitleye yayılması için endüstrinin küçük bir oyunu olarak hayatımızda bir yere sahip. Önceleri yeni bir tarz gibi lanse edilen bu hibrit karışımlar, 2024’te yapılan müzikal üretimlerde de bolca rastlayacağımız çalışmalardan olacak.
Konserlerin ateşleyicisi dijital deneyimler olacak!
Canlı performanslarda heyecan verici görsel deneyimler yaşamayı çok seviyoruz! Bu zamana kadar yerleştirilmiş ekranlarla ya da fiziksel alanlarda yaşadığımız bu deneyimler, yavaş yavaş AR / VR teknolojilerine de dönüşmeye başladı. Daha gerçekçi bir görsel tecrübe yaşatmayı hedefleyen müzisyen ve gruplar, müziklerindeki hikayeleri üst düzeyde yansıtacak teknolojiler kullanıyor. Yapay zekanın da işin içine girmesiyle izleyenlerin ağzını açık bırakacak bu görsel deneyimler 2024’teki konserlerde, şov yapmayı seven müzisyenlerin sahnesinde bol bol kendisine yer bulacak. Konserleri interaktif bir hale de getirecek bu yenilikler, yalnızca duyusal olarak değil performansları 5 duyusuyla yaşamak isteyen tüm seyircilerin çok hoşuna gidecek gibi.
Algoritmalar kişiye özel dinleme ayrıcalığı sunarsa!
Şurada hemfikiriz, hepimiz özel hissetmeyi seviyoruz. Bunu yapan streaming platformu bile olsa bize özel hazırlanmış listeler bize çok hoş hissettiriyor. İşte 2024’te bu kişiye özel deneyimlerin bir üst seviyeye çıkacağı düşünülüyor. Mesela şu an dinlediğimiz şarkılara göre listeler oluşturan platformlar, yeni sistemde o an bulunduğumuz yerin hava durumuna göre karışık şarkılar ya da müzik dinlerkenki ruh halimiz nasılsa o doğrultuda bir podcast önerecekler. Haliyle bu da bizim müzik dinleme platformlarıyla olan bağımızı daha da güçlendirecek. Bu algoritma yapısıyla daha da kişiselleşecek olan dinleme profillerimiz hem daha isabetli seçimler yapacak hem de anı yaşarken bize daha iyi hissettirecek.
NFT ve Blockchain daha adil bir telif sistemi getirebilir mi?
Müzik koleksiyonu yapmayı sever misiniz? Mesela ben delice plak, kaset ve cd toplayan bir müzikseverim. Bunu dijital olarak da yapanlar hard disk ve USB’lerde binlerce şarkı bulunduruyorlar. Tabii bu da ortaya telif sıkıntısı doğurabiliyor. Eğer orijinal şekilde edinildiyse, telifi ödeniyor ancak ya korsan işin içine girdiyse? Online dinleme platformlarının da telif konusundaki eşitsizlikleri söz konusu olduğunda müzisyenlere iki yol kalıyor: Ya plak bastırmak ya da eserlerini NFT olarak dijital koleksiyonerlerle paylaşmak. İlki daha büyük maliyetler gerektirdiğinden, blockchain dünyasına adım atmak özellikle genç müzisyenler için daha mantıklı bir hareket. Dijital koleksiyonerlerin de arşivini oluşturmak için tercih ettiği bu yöntem, 2024’teki telif ve gelir dağılımını eşitleyebilmek için daha sık seçilecek.
Afrobeat’i daha sık duyacağız!
70’lerin afrobeat müzisyenleri aradan 50 yıl kadar geçtikten sonra yeniden revaçta olacaklarını hiç tahmin ederler miydi? Biz hip-hop’tan sonra neler duyacağız diye düşünürken, 2024’ün en rağbet görecek türlerinden birinin afrobeat olacağı yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Yüksek ritimler, enerjik melodiler ve dans etme dürtüsünü harekete geçiren sözlerle afrobeat, dijital çağda kendisini oldukça öne çıkarmayı başardı. Geleneksel medyada kendilerine dolu dolu bir yer bulamayan siyahi müzisyenler, sosyal medyanın etkisiyle daha çok seslerini duyurur olunca afrobeat de yeni jenerasyonlar tarafından da dinlenilmeye başlandı. Ünlü isimlerin de afrobeat sanatçılarıyla yaptığı düetler, onların bilinirliğini arttırdı. İşte bu bilinirlik, meyvelerini 2024’te vermeye başlayacak ve biz afrobeat şarkılarını özellikle dijital mecralarda bol bol duyacağız.
2024’te müzik endüstrisine yön verecek bazı trendler bunlar gibi gözüküyor. Ama o kadar hızlı bir dünyada yaşıyor ve bu hızın getirdiklerini hayatımıza dahil ediyoruz ki, belki de tüm bunlar 2024’ün ilk aylarında tüketilecek ve biz yepyeni gelişmelerden bahsedeceğiz. Heyecanı kaybetmeyelim ve bekleyip görelim!