2025’in sonu yaklaşırken yeni yıl, yeni umutlar diye kendimizi motive etmeye çalışmamıza az kaldı. Tatil süresi bakımından oldukça çalışan dostu bir sene olacak 2026’da bir de kendime iyi davranayım ve bu sene vize işini çözüp bir yerde bir festivale katılayım düşüncesine sahip müzikseverlerdenseniz önceki iki senede olduğu gibi bu sene de önerilerle geldik. Aralarından bir tanesine bilet aldığım ama hepsine ayrı içimin gittiği bu festivaller, Türkiye’de izlemeye hazırlandığımız onlarca iyi isme alternatif niteliğinde. Hazır yurt dışı planına girişmişken bu sene deniz, kum ve güneş olmasa da olur diyorsanız doğru yerdesiniz.
3-7 Haziran, 11-14 Haziran
Avrupa’daki festivallerden bahsederken Primavera’yı pas geçmek pek kolay değil. Hele ki Glastonbury’nin olmadığı bir senede en geniş kapsamlı ve güçlü kadroya sahip oldukları gerçeği masadayken… Her sene olduğu gibi bu sene de önce Barselona, sonra da Porto’da gerçekleşecek festivalin, iki ayağı da ilgi çekici. The Cure, The xx, My Bloody Valentine, Gorillaz, Massive Attack, Doja Cat gibi headliner isimlerin yanında güncel müzik dünyasının birçok yıldızını ağırlayacak Barselona ayağı, 2026’nın en iştah kabartan festivaline dönüştürüyor diyebiliriz. Barselona’da 10 gün sonra Porto’da gerçekleşecek Primavera Porto ise The xx, Gorillaz ve Massive Attack’ı Barselona’yla paylaşırken IDLES, Black Country, New Road ve Nation of Language gibi ek isimlerle vizesi olanların Haziran başı için planlarını süslüyor. 2026’da kesin bir festivale gideyim ve ne var ne yok izleyeyim diyorsanız Primavera’nın Barselona ayağını kesinlikle öneririz.
8-11 Temmuz
İspanya’nın festival dünyasındaki dominantlığının arşa çıktığı sene olacak 2026. Tıpkı Primavera gibi Mad Cool da İspanya’da yer alırken ülkenin başkentine Madrid’e gitmek de kulağa gayet ilgi çekici geliyor. Ancak asıl ilgi çekici nokta bu kadarla kalmıyor. Foo Fighters, Moby, Nick Cave & the Bad Seeds, Pulp, Florence + The Machine, Twenty One Pilots, Kings of Leon, Pixies ve nicesi 8-11 Temmuz tarihleri arasında Madrid’de olacak. Tabii ki festivalin bu isimlerle kısıtlı kalmadığını anlamak için aşağıya bıraktığımız postere bakmanızı öneririz. Oldukça heyecan yaratan bir kadro var. Bilet fiyatının önceki senelere göre zamlandığını belirtmemiz lazım. Ancak yine de Temmuz’da İspanya’ya gidip yıllık izni kullanırken bir yandan festival izleyip bir yandan Madrid’i keşfederim diyorsanız doğru yerdesiniz. Vize kuyruklarında buluşmak üzere.
12-15 Ağustos
Kuzey Avrupa’nın üç büyük festivali aynı tarihlerde yapılmaya bu sene de devam ediyor. Kopenhag’daki Syd for Solen’in bu sene biraz daha küçülmeye gittiğini, İsveç’teki Way Out West’in de %50’ye yakın biletlere zam yaptığını görünce Norveç’te gerçekleşen Oyafestivalen öne çıktı. Birkaç sene önceye kadar en pahalı festivallerden biri olduğu için gitmeye tereddüt edilen Oyafestivalen, diğerlerinin yaptığı hamlelerle birlikte tercih edilebilir bir opsiyona dönüştü. 12-15 Ağustos’ta müzikseverlere kapısını açacak festivalde kimleri izleyeceğimiz konusuna gelirsek, The Cure, Nick Cave & The Bad Seeds, Amyl and the Sniffers, CMAT, Sombr, Ravyn Lenae, Underworld ve Lambrini Girls’ü görüyoruz ilk başta. Kısa süre içinde kadroya bir bu kadar güçlü isimlerin ekleneceğini de Instagram hesaplarından öğrendik. Norveç’in Avrupa’daki en pahalı birkaç ülkeden biri olmasına hazırlıklı gelmenizi önermemiz gerekiyor. Bir de ek olarak, Norveç’in Schengen konusunda Cascade kuralına uyduğunu ve yakın zamanda bitmiş bir vizeniz varsa muhtemelen eli yüzü düzgün bir vize alacağınızı notlarımız arasına düşebiliriz.
10-14 Haziran
10-14 Haziran tarihleri arasında Çekya’nın başkenti Prag’a 1 saat mesafedeki Hradec Karlove’de gerçekleşecek Rock for People biraz daha sert müzik seven müzikseverleri de mutlu etmeye oynuyor. Schengen konusunda %20 üstünde verdiği red ile korku salan Çekya’nın aynı zamanda Cascade’e en dikkat eden 2-3 ülkeden biri olduğunu baştan belirtelim. Rock for People izlemeye diye gidip 6 ay ile 1 yıl arasında vize almak muazzam bir deneyim olmaya aday. Şimdi festivale geçelim; Gorillaz, Limp Bizkit, Bring Me The Horizon ve burayı seçme nedenimiz olan Iron Maiden 4 günlük etkinliğin headlinerları. Bunların yanında Papa Roach, Electric Callboy, Megadeth ve nicesi de gelecek. Festivalin 4 gün olması sebebiyle oldukça pahalı olduğunu ama kombine bilet almadan günlük biletlerle de bu deneyimi yaşama şansınız olduğunu aktarabiliriz.
17-19 Temmuz
Coğrafi yakınlık ve The Cure sebebiyle seçtiğimiz Phillgood Festival, 17-19 Temmuz tarihleri arasında Bulgaristan’ın en özel ve turistik şehirlerinin başında gelen Plovdiv’de gerçekleşecek. Ki festivalin ilk seçkisi olacağı notunu da düşelim. İstanbul’da 14-16 Temmuz tarihlerinde iki kere izleyeceğimiz Gorillaz’ın 18 Temmuz, 29 Haziran’da Zorlu PSM’de dinleyeceğimiz Moby’nin 19 Temmuz’da sahne alacağı festivalin zirvesiyse The Cure. Hem heniş kapsamlı Avrupa turnesinde bir tek Türkiye’ye gelmeyen The Cure’u yakalamadan geçmeyeyim hem de İstanbul’dan uzaklaşmayayım düşüncesindekiler için harika bir lokasyon. Bilet fiyatlarının da ilgi çekici seviyede uygun olduğunu söyleyelim. Yeşil pasaportlular ve Schengen’i olanlar, belki Plovdiv’de de görüşürüz sizinle.
