Ana SayfaEtkinliklerMüzik iyileştirir: Gezgin Salon Festivali'nin ardından

Müzik iyileştirir: Gezgin Salon Festivali’nin ardından

Dillerden düşmeyen “ah o eski festivaller” ve aslında şu an muhteşem bir sene geçiriyor oluşumuz… Halk olarak -ben de başı çekiyor olabilirim- nostaljiyi o kadar seviyoruz ki bazen yaşadığımız şeyleri kaçırıyoruz. O yüzden gelin “eski günler”i, “ah o festivaller”i ve ’93 yazını bırakalım ve henüz üzerinden 24 saat geçmeden Gezgin Salon Festivali‘ne bakalım.

İpek ATCAN / [email protected] 

Müziğin hayatımda kelimelerle ifade edemeyeceğim bir yeri var. Müzikle uyuyorum, müzikle uyanıyorum, bazen sadece bir şarkıyı günlerce dinleyebiliyorum. Konser ve festival dendiğinde de akan sular duruyor benim için. Hayatımı onlara göre planlıyorum da diyebiliriz. Sevginin o seviyesi yani… Bu yaz için de beni heyecanlandırdan birkaç konser/festivalden biri de Gezgin Salon’du. Mekanın çok sevdiğim Bonus Parkorman olması, line-up’ın son derece keyifli olması, havanın aşırı sıcakla üzmemesi gibi birçok güzel bileşen bir aradaydı.

2 gün boyunca saat 14:00 – 00:00 arası muhteşem anlar yaşattı festival. Benim için en önemli isim Parcels‘dı çünkü daha önce hiçbir konserlerini izlememiştim. Ama tabii festival sadece Parcels‘dan ibaret değildi 2 gün boyunca hem müzikle hem de ortamdaki bir sürü etkinlikle çok keyifli vakit geçirdik.

Büyük Ev Ablukada gerçekten büyük

Ben biraz tatlı su festivalcisiyim diyebilirim ama tamamen havadan dolayı. Sıcakta mevzulara bir tık geç iştirak edebiliyorum. Yoksa havayı 20 derecede sabitlersek ilk ben gidebilirim 🙂 Bu sebebtendir ki ilk gün Stavroz itibarıyla alandaydım ve Miles Kane’i kaçırdığıma epey üzgünüm. Salon’da da kaçırmıştım zaten. Ama Deniz (Kuzuoğlu) “Yine gelirler bakarsın” dedi de yüreğime su serpildi 🙂 Stavroz yine iyiydi fakat Büyük Ev Abluka’da çok iyiydi ya! Sahnedeki enerjileri, son albümlerine zaten bayılmam, Bartu’nun ve Gülinler’in deliliği, Bartu’un seyircinin arasına atlaması, Defansif Dizayn show’una yakın bir show yapmaları, 10 bin kişinin hep bir ağızdan eşlik etmesi derken bize muhteşem anlar yaşattılar. Yani “abartıyorsun!” diyebilirsiniz ama ilk günün headliner’ı Travis yerine Büyük Ev Ablukada olabilirmiş. Tamamen coşku ve enerjiden ötürü diyorum ve zaten Fran Healy bu yazıyı okuyamayacağı için bu fikrime bozulmaz diye düşünüyorum. Ama tabii ki Travis de çok iyiydi. Zaten şarkılarının çoğu kült olan bir grup kötü olabilir mi? ‘Sing’, ‘Close’ ve daha birçok şarkısına binlerce kişi hep bir ağızdan eşlik ettik.

Parcels ile dopamin ve serotonin patlaması

İkinci gün alana Hey! Douglas‘ın sonlarında gittim. Yasin’i zaten çok severim, sahnedeki enerjilerine de bayılıyorum. Bu sefer arada hemen Komedi Salonu’na da gittim ve amfi alanına bayıldım. Festivale böyle bir renk katmaları bene şahane olmuş. Tek problem sahne değişiminde hiç müzik çalmamasıydı. Muhtemelen Komedi Salonu’nu rahatlatmak adına alınmış bir karardı ama enerjiyi bir miktar düşürdüğünü söylemeliyim…

La Femme‘in de enerjisi yerindeydi, keyifli bir konser oldu ama Parcels bize ne yaptı ya? Ruhu ne güzel bir konserdi. 10 binin üstünde insan bir arada dans etti ve şarkılara eşlik etti… ‘Overnight’ şarkısı net bir biçimde konserin highlight’ıydı. Kesinlikle tekrar gelmeliler. Sizi bilmem ama ben sahnedeki sanatçıyı izlemek kadar kalabalığı izlemeyi de seviyorum. Hatta kendimi bazen sadece kalabalığı izlerken buluyorum. Tek kelimeyle muhteşem bir kalabalık vardı festivalde…

Ve kapanış…

Öncelikle katılımcısını dinleyen ve hızlı aksiyon alan bir festival olduğu için Gezgin Salon’a bir kez daha saygı ve sevgi duydum. İlk gün yemek ve içki kuyruklarından şikayet eden katılımcılar için hemen ertesi gün ödeme noktalarını iki katına çıkardılar. Tuvaletlerde hiç problem olmadı -malum tuvalet önemli bir detaydır festival hayatımızda- giriş çıkışlar he rahattı. Metrolarda yine bir sürü mutlu insan görmek ve hatta hep bir ağızdan şarkılar söylemek harikaydı. Güvenliğinden bar ekibine kadar herkes güler yüzlü ve nazikti. Müzik bir kez daha hepimizi iyileştirdi. Herkesin emeklerine sağlık.

Özetle yazının başına dönmem gerekirse, bizi yine sonrasında tebessümle hatırlayacağımız bir yaz bekliyor. Şimdi İstanbul Caz Festivali, Soundgarden, Massive Attack, Judas Priest gibi isimler sırada, heyecanımız büyük.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR