Mevsim değişiyor, kış yavaş yavaş kendisini gösteriyor. Giyim tarzımızdan, yediğimiz içtiğimize kadar her şey de bu değişimden nasibini alırken müzik zevkimiz aynı mı kalıyor sizce? Tabii ki o da hava koşullarına göre farklı boyutlara evrilebiliyor. Peki bizim müzikal tercihlerimiz neden mevsimlere göre değişiyor ve mevsimler geçtikçe biz hangi tür müzikleri dinlemeyi seçiyoruz? Onun da cevabı bu yazıda.
Batıkan BAKSI / [email protected]
Kuzey yarımkürede resmi olarak kışın başlamasına günler kala bence biz şu anda da kışı yaşamaya başladık. Baştan ayağa kış sevgisiyle dolu olduğum için bu durum beni ne kadar mutlu ediyor tahmin bile edemezsiniz. “Yahu psikopat mısın, bu karanlık havaların nesini seviyorsun?” diyenlerle de çok sık karşılaştığım için böyle diyebilecek olmanızı gayet anlayışla karşılıyorum ve “yazcıların gözü yaşlı ehehe” diyerek yazıma devam ediyorum. Tabii bu hava değişimleriyle birlikte hayatımızda da elle tutulur değişimler yaşanıyor. Örneğin, kimimiz mevsim yorgunluğundan muzdarip şekilde hayatına vitaminlerle devam ediyor; imkanı olanlarımız evden çalışarak kış keyfini evde yaşamayı tercih ediyor.
Ancak çoğumuzun başına gelen çok temel bir değişim var ki bugün onu masaya yatırmaya karar verdim. Nasıl oluyor da bizim dinlediğimiz müzikler, mevsimlere ve hava koşullarına göre değişiyor? Yani mesela neden hava kasvetliyken biz Opeth ya da Sezen Aksu dinlemeyi tercih ediyoruz da hava açtığı zaman neden Coldplay’den ‘Paradise’ çalmaya başlıyor kulaklarımızda? Mesela Vivaldi, dört mevsimi anlattığı “Four Seasons” konçertosunda mevsimleri nasıl bu kadar iyi betimleyebiliyor ve biz ‘Winter’ı dinlerken nasıl üstümüze karların yağdığını hissedebiliyoruz? Ha “ben melankoli delisiyim, yaz kış bana fark etmez!” diyorsanız o kadarını bilemiyorum ama şarkı seçimlerimizin mevsimlerle gerçekten bir bağı var. O zaman vakit kaybetmeyelim ve bunun nedenlerini hep beraber irdeleyelim.
Her şeyin sebebi biricik duygularımız…
Klişe bir söz vardır bilirsiniz “İnsan sosyal bir varlıktır” diye. Bu sosyallik haliyle belirli duygu geçişlerini de peşinden getirir. Yani siz etrafınızda olup bitenlere kayıtsız kalmayan biriyseniz haliyle duygularınız da ona göre değişime uğrar. İşte mevsimsel koşullara göre dinleme tercihlerimizin değişmesi de aslında duygularımızın bir oyunu. Mesela Berlin Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış ve bu araştırmanın sonucunda hava şartlarının kötü olduğu ve günlerin kısalmaya başladığı dönemlerde kişilerin daha üzgün bir ruh haline sahip olduğu ortaya çıkmış. Bunun sonucunda da daha melankolik ve kişileri daha durgun bir ruh haline yönelten müziklerin tercih edildiği sonucuna ulaşılmış.
Kışın dinlenen melankolik şarkılar aslında mutsuz etmiyor!
Kişiler özellikle kış aylarında melankolik şarkılar dinlese de şöyle bir durum daha var ki melankolik müzikler dinlemek sanıldığı gibi insanları mutsuz etmiyor aksine kişilerin kendi kendini duygusal olarak iyileştirmesine sebep oluyor. Çünkü yapılan araştırmalarda melankolik şarkıların, kişilerin kendilerini iyi hissetmedikleri zamanlarda dinledikleri duygusal şarkıların onların hislerini paylaştıklarını hissettiği ortaya çıkmış. Yani şöyle ki, kişiler mutsuzken bu şarkılar aracılığıyla aslında kendi duygularını tamir ediyormuş. Prolaktin ve oksitosin hormonlarının artmasına sebep olan melankolik müzikler hem anksiyete seviyesini azaltıyor hem de kişilerin anlaşılma ihtiyacını da gideriyormuş. Bu durumda kışın dinlenilen kasvetli şarkıların hiçbir zararı yok.
Mevsimsel dinleme tercihleri, çevresel koşullarla da şekilleniyor!
Evet, belki hava koşullarına göre dinleme tercihlerimiz değişiyor ama bunun bir de çevresel faktörlere göre dönüşümleri de var. Bunu “Çevresel Güvenlik Hipotezi” olarak da tanımlayan Coastal Carolina Üniversitesi profesörü Terry Pettijohn ve arkadaşları, insanların çevresinde olup bitenlerin müzikal tercihlerine bir etkide bulunduğunu ortaya çıkarmış. Yani örneğin yaz ayları, insanların oldukça enerjik ve mutlu hissettiği aylar olsa da olumsuz sosyo-ekonomik durumlar söz konusu olduğunda yine melankolik şarkılara sarılabildiğini görmüşler. Aslında ortalık cıvıl cıvıl bile olsa biz hayatımızdaki duygu dalgalanmalarına göre hüzünlü şarkılar dinleyebilir ya da kasvetli bir havada bile çok eğlenceli şarkıları tercih edebiliriz. Mesela sene sonu yaklaştıkça ortalığı da yılbaşı kutlamalarının heyecanı sarar. Hava ne kadar soğuk olursa olsun, insanların yılbaşı hazırlıkları doğrultusunda dinledikleri şarkılar da aslında bir o kadar iç ısıtıcı şarkılar olur. Çünkü o sıralarda odak noktası mevsimsel koşullar değil, kutlanması beklenen yılbaşıdır. Bu sebeple dönemlik de olsa kişiler müzik tercihlerini bu yöne kaydırabilirler.
Mevsimlere göre seçilen müzik türleri neler?
Çevresel Güvenlik Hipotezi adını verdikleri kavram sonucunda araştırmalarına devam eden Pettijohn ve arkadaşları üniversite öğrencileri arasında bir deney yapmaya karar vermişler. Bu deneyle birlikte Amerika’nın kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda yaşayan öğrencilerin mevsimlere göre nasıl müzik türlerini tercih ettiğini tespit etmeyi hedefleyen araştırmacılar dört mevsimi müzik türlerine göre atamışlar. Ruh halleri ve atanan türler şöyleymiş:
- Karmaşık ve devinimli (Klasik, blues, folk ve caz)
- Yoğun ve asi (Alternatif, rock ve heavy metal)
- İyimser ve geleneksel (Country, pop ve film müzikleri)
- Enerjik ve ritmik (Elektronik, rap / hip hop ve soul / funk)
Üniversite öğrencilerine hangi mevsimde hangi türleri seçtikleri sorulduğunda da verilen cevaplar çok da şaşırtıcı değil. Sonbahar ve kış aylarında klasik, blues, folk ve caz türlerini seçen öğrenciler, yaz aylarında rap / hip hop ve elektronik tarzda müzikler dinlemişler. Havanın daha kasvetli olduğu dönemlerde daha karmaşık ve daha ciddi müzikler tercih edilirken, güzel havalarda canlı, aktif ve enerjik müzikler gençlerin gözdesi olmuş.
Müzik zevklerindeki değişimler ticari önem de taşıyor!
Hangi plak firması yaz ayında ağlamalı zırlamalı bir şarkının yayınlanmasına göz yumar ki? Hani önceleri her yaz başlangıcında bir popçunun albümü çıkar ve bütün “beach”lerde ortalığı sallardı ya, işte bu durum tam olarak bunla alakalı. Bugün bile aynı şeyi yaşıyoruz ama artık şarkılar single olarak çıktığı için yaz mevsimini net olarak başlatan bir albümden bahsedemiyoruz. Bu yüzden yapım firmaları da dinleyicinin müzikal tercihlerinin değişmeye başladığı dönemleri çok yakından takip ediyorlar ve bu duygusal geçiş dönemlerine uygun albüm ve single’lar yayınlıyorlar. Yani biz bol yağmur yağan bir mevsimde “havada güneş var / tam aşık olmalık havalar” sözlerine sahip şarkılar duymuyorsak bunun arkasında ticari bir ilişki olduğunu da görmezden gelmemek gerekiyor.
Özetle, biz “ya ben her şarkıyı her an dinlerim” desek de içinden geçtiğimiz duygu durumları, mevsimler, kişisel yaşantımızdaki gelişmeler müzik dinleme alışkanlıklarımıza doğrudan etkide bulunuyor. Nasıl ki yaz aylarında deniz kenarındayken bizi yerden yere vuracak ve hüzünlü şarkılar dinlemeyi tercih etmiyorsak, kışın da battaniyemize sarılmış ev keyfi yaparken enerjik şarkılar tercih etmiyoruz. Peki sizin bu mevsimde dinlemeyi en çok tercih ettiğiniz türler hangileri hiç düşündünüz mü?