Ana SayfaMüzikNicoletta Mantovani: "Pavarotti'nin çok büyük bir kalbi vardı."

Nicoletta Mantovani: “Pavarotti’nin çok büyük bir kalbi vardı.”

Geçtiğimiz akşam CRR’de Luciano Pavarotti Vakfı, “Anılardaki Pavarotti, Kalplerdeki Verdi” isimli bir konseri gerçekleştirdi. Biz de Pavarotti’nin eşi Nicoletta Mantovani’yi yakaladık.

İpek ATCAN / [email protected]

Benim için Pavarotti çocukluğum demek. Ailemle araba yolculuklarımızda Frank Sinatra ile ikisini çok net hatırlıyorum. Ama Frank Sinatra‘yı sular seller gibi bilmeme rağmen bir kez olsun Pavarotti‘nin hayatının detaylarına bakmamıştım. Ta ki bundan birkaç sene önce Ron Howard yönetmenliğindeki “Pavarotti” belgeselini izleyene kadar. Öyle ki o dönem günlerce açıp açıp Pavarotti dinledim. En çok da The Three Tenors 🙂 Belgeseli izleyince bir kez daha hayran olunan ama yer yer de insanı kızdıran bu opera dehasını bir de eşi Nicoletta Mantovani‘den dinledik.

Modern opera tarihi Pavarotti öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılabilir. Pavarotti ve sizin geç eviniz müzeye dönüştürüldü. Müzeniz ne hakkında ve zorlukları neler? Bize biraz ondan bahseder misiniz…

Aslında ilk olarak sadece Milano’daki EXPO zamanı açmayı düşünmüştük. Yani sadece o süre boyunca açık kalacaktı ama sonra o kadar başarılı oldu ki devam etme kararı aldık. Müze Luciano‘ya dair her detayı anlatıyor. Onun kişiliğini, hayatı yaşama biçimini ve çok daha fazlasını… Bunun yanında ödülleri, kostümleri, her şey duruyor. Ayrıca orası evimiz olduğu için geri kalan her şey de olduğu gibi duruyor. Bizi tanıyanlar ve orayı ziyaret edenler zaten “Sanki birazdan Luciano içeri girecek.” diyorlar, her şey o kadar aynı. En önemli amacım ziyaret edenlerin bir şey hissedebilmesini sağlamaktı. Luciano sesiyle kendini ifade ediyordu elbet ama ben de müze ile yaşatmak istedim. Umarım Türkler de gelip ziyaret eder.

Pavarotti hevesli bir amatör ressamdı. Ayrıca yemek ve yemek pişirmeye olan tutkusunu kutlamak için müze yakın zamanda tariflerini içeren “Alla Luciano” adlı bir yemek kitabı yayınladı. Operanın yanında birçok şey yaptı di mi?

Evet birçok şey yaptı. Resim de bunlardan bir tanesiydi. Bazen 6 ay bir resim üzerine çalışırdı ve bu onun kendisini ve içindekileri ifade etme biçimi ve içindeki çocuğun dışavurumu gibiydi. Hepimizin içinde bir çocuk var ama onunki sürekli yanındaydı. Resimleri de bir çocuğun gözünden dünyaya bakmak gibiydi. Kendisi çok optimist bir insandı. Son anına kadar da öyleydi. Yemek konusunda ise evet, kendisi bir İtalyan ve harika bir aşçıydı. Bir ajandası vardı, her şey onun içinde yazardı. Telefon numaraları, notları ve tarifleri! Biz de o ajandada yer alan sayfaları altık ve kitaba çevirdik. Bir şefle de çalıştık çünkü Luciano‘nun notları “biraz ondan biraz bundan” şeklindeydi amca tarifleri öyle yazamıyız elbet 🙂

“Pavarotti çok açık bir insandı. Çok büyük bir kalbi vardı”

Luciano Pavarotti Vakfı’ndan biraz bahseder misiniz?

Oldukça zorlu bir süreç aslında. Genç öğrencilerle ilgileniyoruz, müze ile ilgileniyoruz, dünyanın birçok yerinden gelen teklifleri değerlendirip ilgileniyoruz. Kitaplar, filmler, reklamlar… 5 kişi olarak bunu yapıyoruz. Ve Luciano hayattayken de olan beş kişiyiz. Herkes en az 25 senelik insanlar. Ama bu çok önemli bir detay çünkü onlar Luciano‘yu tanıyor ve biliyor. Bu destek benim için de çok önemli.

Fondazione Pavarotti ilk kez burada. Genç ve yetenekli opera sanatçıları tarafından temsil edilen bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Bir keresinde sanatçılarımızdan biri Türk’tü. Onun aracılığıyla birileriyle tanıştık. Birkaç sene önce bizi ziyaret ettiler. Ve en son bu konser için davet edildik. Biz mümkün olan her yerde konser vermeye çalışıyoruz ve ne şanslıyız ki buraya da geldik.

Eşiniz Prenses Diana ile çok yakın arkadaştı. “The Crown”u izlediniz mi, ne düşünüyorsunuz?

Şimdi Luciano adına konuşamam ama evet yakın ve güçlü bir arkadaşlıkları vardı. Hatta müzede Lady Diana tarafından gelen birçok mektubu da sergiliyoruz. İkisi de benzer hayat görüşüne sahiplerdi. Diziyi henüz tam izlemedim.

Eğer şu an Luciano’ya bir şarkı söyletecek olsanız bu ne olurdu?

‘Vento’ adında İtalyanca bir şarkı var. Luciano ile ilk tanıştığımızda bu şarkı çalıyordu. Ve bu bizim aşk şarkımız oldu. Sanırım onu isterdim.

Pavarotti ile yaşamak nasıldı? Dünyanın bilmediği bir yönü var mıydı?

Luciano bence çok açık bir insandı. Bence başarısının temeli de buna dayanıyor. Hiç sahte davranmazdı. İyisiyle kötüsüyle hep aynıydı. Büyük konuşmaların değil de aksiyonun adamıydı. Çok büyük bir kalbi vardı. Sırları yoktu.

Kızınız Alice’in daha çok rock ile ilgilendiğini okudum, sizce babası gibi bir müzik kariyeri yapma ihtimali var mı?

Sıfır! 🙂 Müziği seviyor, şu an üniversitede ve tamamen başka bir bölüm okuyor; uluslararası ilişkiler.

Daha önce hiç Türkiye’de bulundunuz mu? Ve Türkiye hakkında neler söylemek istersiniz?

Bir keresinde Türkiye’yede Efes’e gelmiş ve bayılmıştım. Bu ikinci gelişim ama ilk kez İstanbul’a geliyorum. Gerçekten beğendim, her şeyiniz var; tarih, kültür, harika yemekler… Ve insanlar da İtalyan’lara çok benziyor. Ama bir kez daha gelmek istiyorum çünkü 3 gün buradayım ve bu yeterli olmayacak bence.

 

PS. Sümeyra Gümrah’a katkılarından dolayı teşekkürler

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR