Nişantaşı’nın her geçen gün daha da canlanan sokağı Ahmet Fetgari’de yepyeni bir mekan var artık, Rémi İstanbul! Hem de kahvaltısından kokteyline mutlu edecek bir mekan.
İpek ATCAN / [email protected]
Ahmet Fetgari’deki mekanların çoğu artık yıllardır hayatımızda. Ve birçoğunun da hatırı sayılır bir müdavim kitlesi var. Bolca müdavim sahibi mekanların arasında yepyeni bir mekan açıldığında önce hep bir mesafeli durulur ama Rémi hızla ve emin adımlarla diğer mekanlar arasındaki yerini almış durumda.
Haftanın 7 günü sabah 10:00, gece 01:00 arası açık olan mekanda kahvaltıdan öğle yemeğine, paylaşımlıklardan imza kokteyllere kadar birçok seçenek sizleri bekliyor. Daha açılır açılmaz kahvaltı ve kokteylleri övülmeye başlayınca hemen soluğu orada aldım.
Kahvaltının kesinlikle mutlulukla bir ilgisi var
Cemal Süreya boşuna “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.” dememiş. Çünkü kahvaltı gerçekten de öyle bir öğün ve Rémi bu alanda müşterileri mutlu etmek için bolca çeşit sunuyor. Yumurta çeşitleri, ekmek üstü lezzetler, kahvaltı burrito’ları ve dahası… Porridge ve Purple Smoothie Bowl’unun da çok güzel olduğunu söylemem lazım. Bu arada kahvaltı servisi saat 15:00’e kadar sürüyor yani geç bir kahvaltı ya da brunch için de Rémi’yi değerlendirebilirsiniz.
Tabii mekanda sadece kahvaltı değil, yine saat 15:00’e kadar servisi devam eden bir öğle menüsü ile saat 15:00 – 22:00 arası süren bir akşam menüsü de mevcut. Akşam menüsünde makarna çeşitleri, burger, peynir ve şarküteri tabağı gibi birçok seçenek bulunuyor. Fakat ben ana yemeklerden ziyade özellikle “bites” kısmını tavsiye edeceğim. Veganları da unutmadıkları vegan nachos ve falafel seçenekleri ile bol seçenekli ve içkinizin yanında harika eşlikçi olacak alternatifler var. Sunumlarına da ayrıca bayıldığımı söylemeliyim.
View this post on Instagram
Tam bir kokteyl atmosferi
Ben genelde sokakta oturayım ve geleni geçeni seyredeyimi seven biri olsam da mekanın iç dekorunun ve barının ne kadar güzel olduğundan bahsetmeden geçmek olmaz ki barda oturmak da her zaman ayrı bir keyiftir. Ayrıca mekanın içi o kadar güzel yeşil bitkilerle donatmışlar ki kendinizi pek de içeride hissetmiyorsunuz. Ve mekan “Benim kokteyllerim gerçekten çok güzel!” diye bağırıyor bu dekoru ile ki zaten aksi büyük hayal kırıklığı olurdu 🙂
Margarita, mezcal margarita, negroni gibi klasiklerin dışında imza kokteylleri de ayrıca lezzetli. Özellikle ekşi-severler için Stella ve acı sevenler için Smoke on the Water kokteyllerini şiddetle tavsiye ediyorum.
Yolunuz Nişantaşı‘na düştüğünde muhakkak deneyimlemenizi öneriyorum.