Son albümü Kron1k’i 21 Mart’ta dinleyicisiyle buluşturan, rap dünyasının sağlam kalelerinden No.1’i Dergy’e konuk ettik. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

2004 yılında bir çalıntı mikofonla başladığı rap hayatını değiştirdi. Can Bozok’un, nam-ı diğer No.1 bugüne kadar “Dünya Gül Bana”, “Hiç Işık Yok”, “Canavar” gibi pek çok şarkıya hayat verdi. İstanbul Trip’le birlikte yaptığı şarkılar büyük başarı kazandı. Fanları da, Türkçe rap dünyasının en ateşli fanlarından oldu, bu arada… No.1, Her gün ona, rap yapmak istediğini söyleyen yüzlerce mesaj geldiğini söylüyor. Onlara “Yap abicim o zaman!” diyor, ünlü rapçi. Çünkü başarının herhangi bir destekle olacağına inanmıyor. “Eğer başarılı bir noktaya gelmek istiyorsanız buna en çok sizin çabalamanız lazım. Kimsenin kimsenin elinden tutmasına gerek yok, bir el aramayın. Bütün müzik yolculuğum boyunca kendi tırnaklarımla kazıdım. Elbette yolda pek çok dost birbirimize destek olduk. Ama aslolan insanın kendi mücadelesi” diyor. 21 şarkıdan oluşan yepyeni albümü Kron1k’i yayınlayan No.1′, Dergy sayfalarına konuk ettik.

Kronik albümünüzde 21 şarkı olduğunu ve 8 tane de feat olduğunu biliyoruz. Kimlerle feat var, kimlerle çalıştınız, biraz daha bilgi alabilir miyiz albüm hakkında sizden? 

Kronik albümü benim için çok özel bir albüm oldu. Pandeminin başında başladım. Üzerine çalıştıkça albüm bambaşka yerlere gitti. Çok değerli müzisyen dostlarımla çalıştık. Şarkıların ruhu birbirinden çok farklı oldu.

Trip ailemden Xir ve Maestro ile sağlam düetler yaptık. Melek Mosso ile bir araya geldiğimizde değişik bir duygu ortaya çıkıyor, yaptığımız yeni şarkı da bambaşka bir duygusallıkta oldu. Çağrı Sinci zaten beraber çalışmak istediğim dinlediğim bir dostumdu ve Aras isimli çok yetenekli genç bir müzisyen arkadaşımız eşlik etti nakaratta, bence  derin bir şarkı. Ahiyan, benim çok beğendiğim genç yeteneklerden, onunla albümün ismini taşıyan Kronik şarkısını yaptık. Yine sesi ve müziği ile çok iyi yerlere geleceğine inandığım Melis Karaduman’la Kör’ü yaptık. Çok sevdiğim Melis Güven ile de müzikalite olarak çok sevdiğim Panzehir şarkısını yaptık. Albümdeki şarkıların alt yapıları bana, Farazi’ye ve Doğucan Çamlı’ya ait. Doğucan, Çevirme isimli şarkımda düette de bana eşlik etti. Kıyak bir şarkı oldu 🙂

Kaydetmek ne kadar zaman aldı, sizi en çok uğraştıran şarkı hangisi oldu? Kaç klip çekmeyi düşünüyorsunuz? 

Beni en çok uğraştıran şarkı Nefes Al Zombi 3 oldu.  Albümdeki şarkılardan ikisini kliplendirdik şimdiden. Sanırım en az 4-5 klip daha çekeceğiz belki..

No 1 isminin tarihi nedir, neden bu mahlası seçtiniz? Sizin için anlamı nedir? 

Mahlasımı No.1 seçtiğimde rap piyasası çok çekişmeliydi. Ben de çok hırslı ve heyecanlıydım. Ve oldukça küçüktüm 🙂 Bir numara benim demek istedim piyasaya. Şimdi, No.1 değil 11 diyorum. Çünkü 11 “Top 10” dışında kalan demek. Bütün normların dışında olmak daha doğru gibi. Benim için ve müziğim adına.

no1 kronik album2

Pek çok dinleyiciniz sizin için “rap şairi” diyor. Rap müziğin omurgasında zaten iyi bir kalem olmak önem taşıyor, okumak, gözlemlemek… Son dönemde rap dünyasındaki eserleri dil bakımından nasıl buluyorsunuz? Size kalemi en çok neler aldırıyor, sizi neler tetikliyor? 

Son dönemdeki şarkıları sözleri bakımından çok sığ buluyorum. İlk rap yapmaya başladığımda benim sözlerim de eksikti. Sonra kitap okumaya başladım okulu bile sevmezken. Genç arkadaşlarıma da bunu tavsiye ederim. Çok okumak, çok izlemek, çok gözlemlemek lazım. İnsan içindeki derinliği yansıtacak sözleri ancak o zaman kelime haznesine kazandırıyor. Beni yaşadığım şeylerin hepsi tetikliyor söz yazmak için. Zor bir toplumda yaşıyoruz. Hassas bir insansanız yaşadıklarınızdan çok etkileniyorsunuz. Ve aynı şekilde dikkatli yazmak zorundayız ne yazık ki.

Çağımız her şeyin hızla tüketildiği, kişisel alanlarımızın ihlal edildiği, mutluluğumuzu Instagram’da “kanıtlamak” zorunda hissettiğimiz tuhaf bir çağ. Siz nasıl başa çıkıyorsunuz tüm bu enformasyon yağmuruyla, ne düşünüyorsunuz bu konuda? 

Evet maalesef öyle bir hal aldı. Ben de işim dolayısıyla sosyal medya kullanıyorum. Bu biraz kaçınılmaz oldu çünkü sosyal medya mecralarımız bizim duyuru mecramız. Ben biraz daha kapalıyım ama çevremdeki insanlara göre sanırım. Akıllı telefonum dışında bir de tuşlu telefonum var. Genellikle onu kullanıyorum iletişim için. Her dakika elime almıyorum diğerini. Özel hayatımı paylaşmıyorum, ya da kimin ne paylaştığını da pek görmüyorum. Evimde, stüdyomda ailemle ve dostlarımla daha izole bir yaşamım var. Bazı insanların sosyal medyada sürdürdükleri bir yaşamı hatta fame’i (şöhreti) var. Ama ben sevenlerimle iletişimimi konserlerimde gerçek bir şekilde bir araya gelerek yaşıyorum.

no1 kronik album4

2004’ten beri rap müziğin içindesiniz. Ve 2019’da müziği bıraktığınızı açıklamıştınız. Neden vazgeçtiniz, neden gitmek istediniz? O zamandan bugüne neler değişti hayatınızda? 

Aslında o açıklamamda bıraktığımı söylemedim. Müziği bırakamam. Sadece artık üretemiyorum ve umarım bu durum değişir dedim. Çok yorulmuştum. İşinizde belli bir noktaya geldikten sonra her şey çok yoğunlaşıyor. Uğraşılması gereken pek çok iş ortaya çıkıyor ve bunlarla tek başına ilgilenmeniz mümkün değil. Müzisyen bir kişinin sadece müziğiyle ilgilenmesi onu çok verimli kılıyor. O günden bu güne değişen pek çok şey oldu. En önemlisi artık büyük bir ekibim var. Talentino isimli bir oluşum kurduk. Ekipteki herkes üzerine düşen işi yapıyor. Böylelikle ben de en sevdiğim şeyi yapıyorum. Şarkılar üretiyorum ve bunu sevenlerimle paylaşıyorum. Bundan önce müziğinden albüm kapağına kadar kendim yapıyordum ve çok yorucuydu. Tüm bunların dışında o zamanlar içinde bulunduğum bunalım belki de tetikledi.

Rap müzikteki patlama biraz da müzik endüstrisinin çoğunluğu bu işe yönlendirmesiyle oldu diyebiliriz. Özellikle de trap büyük bir ilgi gördü. Siz yıllardır bu işin içinde olan bir isim olarak nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu? Sizce bu sürecek mi? 

*Rap müziğin tüm dünyada önlenemez bir yükselişi var. Bu durum devam edecek. Trap, drill’e döner, drill başka bir tarza. Ama rap bundan böyle hakettiği yerde olacak Türkiye’de.

Denizli’de rap müziğe başladığınız çalıntı bir mikrofonunuz olduğu hikayesini tüm hayranlarınız bilir. Hatta Çalıntı Mikrofon albümü hepimiz için özel bir yerdedir. Şimdi geriye dönüp baktığınızda, ne düşünüyorsunuz o dönemi hatırladığınızda? 

Olması gerekeni yaptığımı düşünüyorum 🙂 Bu işi yapmak isteyenlere de bunu öğütlüyorum. Her gün onlarca mesaj geliyor. “Abi ben rap yapmak istiyorum” diye. Yap abicim o zaman 🙂 Eğer başarılı bir noktaya gelmek istiyorsanız buna en çok sizin çabalamanız lazım. Kimsenin kimsenin elinden tutmasına gerek yok, bir el aramayın. Bütün müzik yolculuğum boyunca kendi tırnaklarımla kazıdım. Elbette yolda pek çok dost birbirimize destek olduk. Ama aslolan insanın kendi mücadelesi.

no1 kronik album

İstanbul Trip yerli rap sahnemiz içinde çok önem taşıyan bir oluşum. Sizin hayatınızda nasıl bir yeri var, size neler kattı? 

İstanbul Trip’in benim hayatımda çok özel bir yeri var. Ailem gibi. Biz birlikte müzik adına çok önemli mücadele verdik, hala da veriyoruz. Sizin de belirttiğiniz gibi İstanbul Trip’in bir arada sunduğu sahne performansı bugün hiç bir Türk rap müziği sahnesinde yok, o anlamda eşsiz bir konumda. Biz İstanbul Trip’i kurarken Türk Hiphop kültürü adına çok farklı bir şey yaratmak istedik. Wu Tang Clan gibi ayrı ayrı çok güçlü parçalardan oluşan bir araya geldiğinde dinamit etkisi yaratan bir oluşum. Zaman ilerledikçe bu güç katlanarak büyüyecek.

Bu da bir fan sorusu: Heja ile olan rapçi atışmaları serisi devam edecek mi? 🙂
Devam edebilir belki de. Heja ile çok eğleniyoruz 🙂

KISA KISA 

  • Şimdiye kadar yaptığım için en gurur duyduğum şarkım yayınlanmadı.
  • En son izlediğim ve son dönemde beni en çok etkileyen film La Planete Sauvage (Vahşi Gezegen-1973) idi.
  • Yurtdışında yaşayacak olsam Helsinki’de yaşamak isterdim.
  • En sevmediğim huyum sorumsuzluk ve iradesizliğim.
  • Konserini izlediğimde beni havalara uçuran, bana “Ben de sahnelerde olacağım” dedirten o ilk performans Ceza’nındı. 
  • Çok dövmem var ama aralarında en sevdiğim Bebop. Benim için anlamı da çocukken Ninja Kaplumbağalar’ı çok severdim. Bana çocukluğumuzun güzelliğini hatırlatıyor.

XİR BANNER

ALLAME 1