Altın Küre, BAFTA, SAG, Akademi… Kısa listeler, adaylıklar, favoriler, beklentiler ve hayal kırıklıkları derken yine hızlı geçecek bir ödül sezonuna yaklaşıyoruz. Kasım ayından itibaren vizyona ve dijital platformlara giriş yaptıklarında adını sıkça duymaya başlayacağınız, 2025’in ödül yarışında iddialı 8 film hakkında bilmeniz gerekenler bu yazıda.
Burcu BALKAN
“Anora” / Sean Baker
Amerikan bağımsız sinemasının son 10 yılında kalpleri en çok kazanan yönetmenlerinden biri olan Sean Baker’ın Cannes’dan Altın Palmiye ile dönen filmi “Anora”, yılın öne çıkanları listesinin başında geliyor. Baker, sinemasına aşina olanların yakından tanıdığı ötekileştirilmiş insanların hikâyelerine bir yenisini ekliyor ve Brooklyn’li bir seks işçisi olan Anora’nın, bir Rus oligarkın oğlu ile aniden evlenmesinin ardından çılgına dönen ailenin evliliği iptal ettirmek üzere New York’a gelmeye karar vermesiyle işler karışıyor. Variety’e göre filmdeki performansına hayran olan yapımcıların şimdiden peşine düştüğü Mikey Madison, bu yıl en iyi kadın oyuncu yarışındaki en genç ve ilgi çekici isim olacak. Filmin Türkiye vizyon tarihi 1 Kasım olarak duyuruldu.
“Blitz” / Steve McQueen
Steve McQueen’in yazıp yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği “Blitz”, yönetmenin Londra Film Festivali’nin açılışını yapacak üçüncü filmi. II. Dünya Savaşı sırasında Londra’nın Alman bombardımanı altında olduğu “Blitz” dönemine ait işçi sınıfı hikâyesinin başrollerinde Saoirse Ronan, Harris Dickinson ve Stephen Graham’ın yanı sıra “Dune: Part One”da karşımıza çıkıp bizi şaşırtan, Mercury ödüllü müzisyen Benjamin Clementine’ı da izleyeceğiz. Savaş bölgesinden uzaklaştırılmak için kırsal bölgeye gönderilen 9 yaşındaki George ve annesi Rita’nın yıllar sonra yeniden bir araya gelme yolculuğunu anlatan film için McQueen “Londralılar hakkında bir film” tanımını yapıyor. “Blitz”, 9 Ekim 2024’teki Londra Film Festivali prömiyerinin ardından 1 Kasım’da sınırlı sayıda salonda gösterilecek ve 22 Kasım’da Apple TV+’da yayında olacak.
“Emilia Pérez” / Jacques Audiard
Meksika’da suçluları aklayarak avukatlık yapan Rita’nın aldığı geri çevrilemez teklif, onun için büyük bir dönüm noktası olur. Kartel patronu Manitas’ın işinden emekli olup sonsuza dek ortadan kaybolmasına yardım etmesi gerekmektedir. Manitas’ın bunu gerçekleştirmek için yıllardır üzerinde çalıştığı gizli planı ise, her zaman hayalini kurduğu şeydir: Kadın olmak. Kimilerine göre “Fransız Martin Scorsese” olan iki Altın Palmiyeli yönetmen Jacques Audiard’a, 72 yaşında ilk Oscar adaylığını getireceğine kesin gözüyle bakılan “Emilia Pérez”, Netflix tarafından Cannes’da satın alındı. Elbette ki bu satın alma kararında, müzikal suç draması türündeki filmin bu yılki Oscar yarışının güçlü bir adayı olmasının payı büyük. Audiard’ın ilk İspanyolca filmi olma özelliğini de taşıyan yapımın, Cannes’da en iyi kadın oyuncu ödülünü paylaşan 4 kadın aktristi ile festival tarihinde bir ilki gerçekleştirdiğini de düşününce, ödül yarışının kızışacağını düşünmemek elde değil. Bu dörtlüden Karla Sofía Gascón, Cannes’da ödül kazanan ilk trans oyuncu olmuştu. Film, 13 Kasım’da Netflix’de yayında olacak.
“Gladiator II” (Gladyatör 2) / Ridley Scott
Son yılların tartışmasız en merakla beklenen filmlerinden “Gladyatör 2”, ödül sezonunun da elbette başrolünde yer alacak. Filmin destansı tarihi hikâyelere ilgimizi ne kadar uzun süre önce kaybettiğimizi hatırlatacağı (ve belki de unutturacağı) kesin. Bu kez efsanevi karakter Maximus’un oğlu Lucius’un hikâyesini izleyeceğimiz, türünün 2000’li yılların başındaki büyük gişe başarılarının fitilini ateşleyen Gladyatör’ün devam filminin trailer’ı, YouTube’da sadece iki ayda 17 milyondan fazla izlendi. İlk film yayınlandığında belki de henüz doğmamış olan milyonlarca sinema / dizi izleyicisini, son zamanlardaki favori iki oyuncuları Paul Mescal ve Pedro Pascal’ın isimleriyle bile heyecanlandırmayı başaran Gladyatör 2’de Denzel Washington ve Connie Nielsen de başrollerdeki diğer isimler. Film tüm dünyayla birlikte ülkemizde de 15 Kasım’da vizyona girecek.
“A Complete Unknown” / James Mangold
Henüz post prodüksiyon aşaması devam eden ve Noel’de vizyona girmesi beklenen “A Complete Unknown”, yönetmen James Mangold “tam olarak öyle değil” dese de özetle bir Bob Dylan biyografisi. “Mangold”un biyografi yerine “60’lı yılların New York folk müzik sahnesinin çok özel bir dönemi” olarak tanımlamayı tercih ettiği ve Jay Cocks ile birlikte kaleme aldığı filmin senaryosuna Bob Dylan bizzat katkı sağlamış. Mangold ile birkaç kez bir araya gelen ve senaryo dosyasına elleriyle notlar ekleyen 83 yaşındaki Dylan’ın şarkılarını ise filmde gençlik yıllarını canlandıracak Timothée Chalamet kendisi seslendiriyor. Başrollerinde Chalamet’nin yanı sıra Elle Fanning ve Edward Norton gibi isimleri izleyeceğimiz filmin Türkiye vizyon tarihi ise 7 Şubat 2025.
“Conclave” (Konsey) / Edward Berger
Ralph Fiennes’i, dünyanın en gizemli etkinliklerinden biri olan “konklav” yani Katolik Kilisesi’nde yeni bir papa seçimi sürecini yürütmekle görevli Kardinal Lawrence rolünde izleyeceğimiz “Conclav”, Robert Harris’in 2016’da yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlandı. 2023 yılında “All Quiet on the Western Front” (Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok) ile ülkesi Almanya’ya En İyi Uluslararası Film Oscar’ını getiren Edward Berger’in yönetmen koltuğunda oturduğu film, Vatikan’ın kapalı kapıları ardındaki güç dinamiklerini, çıkar çatışmalarını ve ahlaki ikilemleri konu alıyor. Kasım ayında ABD’de vizyona girecek olan Conclav’ı Türkiye’de izlemek için ise Şubat 2025’i beklememiz gerekiyor.
“The Piano Lesson” / Malcolm Washington
33 yaşında çektiği ilk uzun metrajı ile bu yıl ödül yarışında adını sıkça duyacağımız Malcolm Washington, soyadından da hemen tahmin edebileceğiniz üzere Denzel Washington’ın oğlu; ancak eleştirmenlerden gelen yorumlara bakılırsa kendisini artık sadece bununla hatırlamayacağız. Netflix’in bu sezonki iddialı yapımlarından olan “The Piano Lesson”, oyun yazarı August Wilson’ın Pulitzer ödüllü eseri “Century Cycle“dan uyarlandı. (Denzel Washington’ın 2016 yılında yönettiği ve en iyi film dalında Oscar’a aday gösterilen Fences de bir Wilson uyarlamasıydı.) Charles ailesinin şiddet ve baskı ile dolu tarihlerindeki travmaları, bunları temsil eden bir piyano üzerinden metaforlaştıran hikâye, uluslararası prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapmıştı. “The Piano Lesson”, Netflix kataloguna 22 Kasım’da eklenecek.
“The Room Next Door” / Pedro Almodóvar
Almodóvar’ın ilk İngilizce uzun metrajı olan “The Room Next Door”, Sigrid Nunez’in “What Are You Going Through” adlı romanından uyarlandı. Venedik’ten Altın Aslan ile dönen film, yönetmenin dünyasını çok uzun yıllardır benimsemiş olan izleyicisi için hem tanıdık hem de filmlerinde görmeye çok alıştığımız isimlerin yer almadığı kadrosuyla farklı hissettirecek gibi görünüyor. Filmin başrolünde izleyeceğimiz iki muhteşem oyuncu Julianne Moore ve Tilda Swinton isimlerinin verdiği güven ise elbette bambaşka. Gençlik yıllarında aynı dergide çalışırken yakın arkadaş olan ancak yolları uzun yıllar boyunca ayrılan Ingrid ve Martha’nın sıra dışı bir durumda yeniden bir araya gelme hikâyesinde ölüm, gerçeklik, arkadaşlık, pişmanlık ve cinsellik temaları arasında “ölme eylemi” üzerinden bir yolculuğa çıkıyoruz. Başrollerdeki Moore ve Swinton’a John Torturro’nun eşlik edeceği film 1 Kasım’da vizyonda olacak.