Yerli elektronik sahnenin yetenekli DJ ve prodüktörlerinden Omeria, son EP’si Marsh vesilesiyle Dergy’nin konuğu oldu.

Sebla KOÇAN / [email protected]

2016 yılından beri aktif olarak müzik yapıyor, Ömer Kaçmaz. Solo projesi Omeria ile de ilgi gören bir DJ ve prodüktör. Ağustos ayında Cepasa’nın ‘’Comeback’’ şarkısının remiksini yayınlayan müzisyen, sonrasında 3 şarkıdan oluşan Colerezagi EP’sini 1 Ekim’de New York’tan Turntables On The Hudson’dan yayınlandı. Üretken müzisyen, aralık ayının başlarında da yeni EP’si Marsh’ı yayınladı. Omeria onun için, farklı ruhları birleştirip bir başkasını ortaya çıkarmak anlamına geliyor. “Gelişen müzikte her türlü duygu ile yeni bir evren yaratmak, zihnin ulaşabileceği her noktaya bir anı yansıtmak. Her kültürde ve her duyguda seyahat ederken size rehberlik edecek” diyor, şarkılarını anlatırken. Omeria, Dergy’nin konuğu oldu.

Son EP’niz Marsh 4 şarkıdan oluşuyor: Savia, Marsh, Ulak ve Evvela. Hayatınızdaki farklı dönemleri temsil ettiğini söylemiştiniz, biraz daha açar mısınız bunu? Nasıl hislerle, hangi dönemlerde yaptınız bu şarkıları?
Zor bir dönemden geçiyordum ve her zaman olduğu gibi dilimin söyleyemediği hikayeleri müzikle anlatmaya çalıştım. Herkesin bildiği gibi müzik sadece eğlence veya etkinliklerden ibaret değildir. İnsan kendini birden farklı şekillerde anlatıp ifade edebilir.

Savia, öz demektir. Bu yola çıktığımdaki tüm olan biteni ve ruhumu temsil ediyor.
Marsh, bataklık demektir. Çıkmaza girdiğim noktalarda açılan yolları ve o çıkmazı anlatıyor.
Ulak, haberci anlamına gelir. Öylesine zor dönemlerimde hayal gibi gördüğüm çoğu şeyin beni bulması ve mucize niteliğinde haberler getirmesini anlatıyor.
Evvela, önce anlamını taşır. Benim için önce gelen konulardan bir tanesi ailem ve yakın arkadaşlarım. Sevdiğim, değer verdiğim ve değer gördüğüm insanları anlatıyor.

Herkes için farklı anlamlar doğurabilecek, onları bambaşka konulara sürükleyebilecek birbiriyle bağlantılı şarkılar diyebilirim. Neyi isterseniz sizi ona götürecek hisler.

 

Şarkılarınız içinde pek çok kültürü, ezgiyi, hissi bulabiliyor ve kendimizi şarkının herhangi bir yerine ait hissedebiliyoruz. Sizi müzik yaparken en çok büyüleyen şey nedir? Şarkılarınıza ait elementleri nasıl tarıyor, onları eklemeye nasıl karar veriyorsunuz?
Her insana onun dilinde ve duygusunda dokunabilmeliyim. En çok büyüleyen şeyin müziğin ta kendisi olması sanırım. Günümün büyük bir kısmını her kültürden, her tarzdan, birbirinden bağımsız çok fazla yerden binlerce müzik dinleyerek geçiriyorum. Her şeyin karışık ve neyin ne olduğu anlaşılmayan bir yapı değil; kendini hissettiren, daha minimal, daha özgün vokaller ve bir öncekinden daha yaratıcı olmayı benimsiyorum. Bazen bir şarkımda beşten fazla kültür harmanlanıyor.

omeria 1 1

İstanbul ve Bodrum’da pek çok kez farklı yerlerde sahne aldınız. Sahne deneyimi size neler kattı? En unutamadığınız performansınız ne zaman, nerede olmuştu?
Sahne gerçekten inanılmaz bir adrenalin. Her seferimde ilk kez çalıyormuşum gibi yaşıyorum o hissi. Heyecan her zaman alt frekansta devam ediyor diyebilirim. Çalarken insanlarla bağlantıda olmayı, onlarla paylaştığınız derinlik, ambiyansın ruhunu benimsemek ve bunu sevgiyle yapmak… Bunların hepsi sahnenin bana kattıkları şeyler. En unutamadığım performans kesinlikle Kosova idi.

 

“KOSOVA’DA 13 SAAT SÜREN BİR PERFORMANSA İMZA ATTIK”

Pandemiden önce Batu Boris’le birlikte kurduğunuz grubunuz Depart’la Kosova’da NU ile birlikte aynı sahneyi paylaştınız. Nasıl bir deneyimdi? Kalbinizi çarptıran detaylar neler oldu bu tecrübenizde? 2012’de NU’yu ilk kez abim dinletmişti ve o anda maneviyatımın derinlerine indiğimi söyleyebilirim çünkü kafamda milyonlarca his canlandırdı. Gerçekten harikaydı. Aradan yıllar geçti ve çok yakın dostum ve ayrıca artık menajerimiz olan Genti bizi NU ile çalmamız için Kosova’ya davet etti. Çok yakın arkadaşım Batu Boris ve ben bu haberle deliye dönmüştük. O gece Zone’da 3 bini aşkın insan vardı ve inanılmaz bir ambiyans vardı. 13 saat sürdüğünü söylemem yeterli olur belki. Türkiye’de böyle bir şey görmemiştim. Sadece müzik ve çılgınlar gibi eğlenen insanlar. Türkiye’den gelen ve asla bilinmeyen bir grup o gece binlerce insana çaldı ve yaşadığımız hisleri anlatamam.

omeria 2

Depart’a gelmişken, Depart’ın 2021 içinde yapmayı planladığı neler var, biraz ipucu alabilir miyiz sizden?
Depart pandemiyi gerçekten çok verimli geçirdi. 2021 için kesin yayınlamayı düşündüğümüz 7 proje var ve ciddi anlamda çok iyi işler. Sürpriz isimlerden sürpriz remiksler de var.

Karantina döneminin ilkinde pek çok müzisyen içine döndüğünü, kendi içinde bambaşka şeyler keşfettiğini ve daha çok ürettiğini söylüyor. İkinci kez benzer bir süreç yaşıyoruz, bu dönem sizde nasıl duyguları tetikledi, nasıl geçiyor sizin için?
Bence herkes içine döndü çünkü artık dış dünyanın işleri yoktu. Herkes kilit altındaydı. Ben genel olarak zaten hayatımı müzik karantinasında geçirdiğim için çok ama çok etkilendiğimi söyleyemem. Müzik ve etkinlik endüstrisinin tamamıyla durması irite edici bir durum fakat ortada ciddi bir salgın var ve anlayabiliyoruz. Benim ve bizim için gayet stabil geçtiğini söyleyebilirim.

ZONE DEPART 1 2

Üretken bir müzisyensiniz, ama mutlaka eserleriniz içinde sizin için özel olan bir tanesi vardır. O şarkı hangisi, “Benim için anlamı bir başka” dediğiniz?
O konuya gelirsek yalnızca bir tane var ve henüz yayınlanmadı. 2021’de benim de ilk plağım olarak bir sürpriz remiks ile birlikte çıkacak. İsmini de buradan duyurmuş olayım ‘’Alongside’’.

KISA KISA

  • Eğer yurt dışında yaşayacak olsaydım, Tulum’da yaşamak isterdim. Bu ülkenin beni en çok cezbeden özelliği tamamen cennet gibi oluşu. Hayatımda sakinliği ve basitliği benimsiyorum.
  • Müzik yapmanın insana kendini en iyi hissettiren özelliği anlatabildiğini görmek.
  • Günün en sevdiğim saatleri her ne kadar değişken olsa da akşam üstü diyebilirim çünkü o zamanlar kendimi daha üretken ve hissiyat dolu hissediyorum.
  • Müzik dışında tutkunu olduğum bir diğer şey görsel işler ve serbest yazılar yazmak.
  • Sosyal medya kullanmak konusundaki fikrim giderek kullanmamaya doğru gitse de benim de yaptıklarımı göstereceğim bir platform olması eskisine göre çok faydalı. En çok kullandığım platform ise Instagram ve Soundcloud.
  • Konserler başladığında, sahnede çalmak istediğim ilk şarkıyı hiç bir zaman öncesinde belirlemem. O anki ortam, insanların hisleri, yaratmak istediğim algıya bağlıdır.