“The Sixth Sense”, “Meet joe Black”, “The Others”… Bazı karakterlerin kendini hala yaşıyor sandığı, bazısının ise bir görev için geldiği, ölümden sonra hayat kavramını sorgulayan kült filmler.
Zeynep SİPAHİ / [email protected]
23 yıl önce bugün öyle bir film vizyona girdi ki senaryosu ve kurgusuyla aylarca konuşulmasının yanı sıra gerilim türünde kült yapımlar arasında yerini hemen aldı. “I see dead people” diye kulağınıza fısıldasak, bu tek replikle hangi film olduğunu hepinizin tahmin ettiğine eminim. M. Night Shyamalan‘ın hem yazıp hem de yönettiği “The Sixth Sense” 1999 yılında bugün prömiyerini yapmıştı. Biz de bu kült eser dahil olmak üzere korku ve gerilim türünde benzer işleri yeniden hatırlayıp sinema tarihinde kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.
“The Sixth Sense” (1999)
“The Sixth Sense”i izlemeyen kalmamıştır diye tahmin ediyoruz ama eğer hala izlemediyseniz, “sürpriz son” kavramını film dünyasına bomba gibi bırakan bu başyapıtı kısaca hatırlatmak isterim. Bruce Willis‘in canlandırdığı Psikiyatr Malcolm Crowe‘nun yolu Cole adında, ölü insanlar gördüğünü söyleyen bir çocukla kesişir. Crowe küçük çocuğun dünyasını anlamaya çalışırken, bambaşka gerçeklerle yüzleşecektir.
“The Others” (2001)
Nicole Kidman‘ın başrolünde yer aldığı ve gerilim türünde kült filmlere imza atan Alejandro Amenábar‘ın hem yazıp hem yönettiği “The Others”, “The Sixth Sense” ile temelde benzer noktalara sahip bir film. Eşini İkinci Dünya Savaşı’nda kaybeden Grace, çocuklarıyla birlikte bir evde yaşamaktadır, çocuklarının güneş ışığına alerjisi olduğu için perdelerin sıkı sıkı kapalı olduğu bu eve bir gün üç kişi gelir, Grace onları hizmetçi olarak işe alır ve yardımcı olur, ancak bir süre sonra onların garip davranışlarını fark eder ve olaylar gelişir.
“Meet Joe Black” (1998)
Sürpriz sonlu senaryosuyla en az “The Sixth Sense” kadar çarpıcı olan bir diğer film ise “Meet Joe Black”. Brad Pitt, Anthony Hopkins ve Claire Forlani’nin başrollerini oynadığı filmde, medya patronu olan William‘ın kızı bir gün ilk görüşte aşık olacağı bir adamla tanışır. Ama adam aslında bambaşka bir görev için bu ailenin içine sızmıştır, ne var ki bu aşk planladığı her şeyi altüst edecektir. Küçük bir ipucu verelim, ölüm genç bir adam formunda dünyaya gelseydi nasıl olurdu?
“A Tale of Two Sisters” (2003)
Kim Jee-woon‘un yazıp yönettiği “A Tale of Two Sisters”, gerilimden ziyade güçlü bir korku filmi. Ancak konusu itibarıyla “The Sixth Sense” ya da “The Others”ı da andırmıyor değil. Annelerini kaybeden iki kız kardeş, bu ölümün ardından hastalanıp tedavi görürler ve iyileştikten sonra babalarının yanına evlerine geri dönerler. Ancak döndükleri evde garip olaylar yaşanmaya başlar.
“The Uninvited” (2009)
Charles ve Thomas Guard ikilisinin yönetmen koltuğunda yer aldığı 2009 yapımı “The Uninvited”, psikolojik gerilim türündeki kült eserler arasında girmiş bir başka film. Annesini bir yangında kaybeden Anna, tedavi gördüğü akıl hastanesinden eve döner, ancak acımasız üvey annesinin davranışları ve ölü annesini sık sık görmeye başlamasıyla işler sarpa sarmaya başlar.