80’lerin sonunda kurulan Volvox’u da sayarsak neredeyse 30 yılı aşkın süredir müzik dünyamızda Şebnem Ferah diye bir gerçek var ve onun müziğini de kendisini de çok seviyoruz! O zaman bugün, onun hayatından bazı kesitlere ve Türkçe rock’a nasıl katkılarda bulunduğuna göz atmaya ne dersiniz?
Batıkan BAKSI / [email protected]
Şebnem Ferah’ı ilk duyduğum zamanı gerçekten hatırlamıyorum ama sanki doğduğumdan beri hep kulağımda sesi çınlıyor gibi. Yanlış hatırlamıyorsam kendisine dair olarak “etkilendim” dediğim ilk kare 2001 yılında müzik kanallarından birinde izlediğim ‘Sigara’ klibine ait. Ben 2 yaşımı doldurduğum sıralarda Türkçe rock için de çok önemli işlerden sayılan ilk albümü “Kadın”ı çıkarıp, on yıllar sürecek fırtınasının başlangıcını yapan Şebnem Ferah, aynı zamanda birçok jenerasyonu da konserlerinde bir araya getiren çok özel bir bağlayıcı. Zaten “sanki doğduğumdan beri sesi kulağımda” dememin sebebi de bu yüzden. Madem Şebnem Ferah’a bu kadar sevgi besliyor, onu birçok konserde en önden izliyorsak bunu biraz açalım ve müzikal tarihinden bazı önemli bilgileri burada paylaşalım istedim. Hadi o zaman; biraz 90’lar, biraz da 2000’lere yönümüzü çevirelim ve Şebnem Ferah eşliğinde minik bir yolculuğa çıkalım!
Müzikal hayatına Volvox ile değil Pegasus ile başlamıştı!
Çoğu kaynak Şebnem Ferah’ın profesyonel müzik hayatına Volvox ile başladığını söylese de, onun bir grup içinde yer alması daha önceki dönemlere lise yıllarına denk geliyor. Tabii asıl patlamasını tamamı kadınlardan oluşan ve 1988 yılında kurduğu Volvox ile yaptığını söylemeden geçmeyeyim. 6 yıl boyunca güçlü bir şekilde hard rock yapan grup, üyeleriyle de sahnede göz kamaştırıyordu.
1990’da Whitesnake şarkısı söyleyen genç de kim?!
Şebnem Ferah, Volvox ile müzikal kariyerine hızla devam ediyor, sahnelerin tozunu attırıyorken diğer lokal grupların sahnelerine de konuk oluyordu. 1990 yılında Bursa’da gerçekleşen bir konserde Ferah, Bandaj grubuyla birlikte sahne alırken Whitesnake’in 1989 çıkışlı “Slip of the Tongue” albümündeki hitlerden biri olan ‘The Deeper the Love’ şarkısını büyük bir profesyonellikle seslendirmişti. Bu performans da onun her tarza nasıl uyum sağladığının da adeta bir kanıtı!
Pop ikonları tarafından desteklenen ilk kadın rocker!
Şebnem Ferah, 1994 yılında Volvox’un dağılmasının ardından solo çalışmalarını sürdürmek üzere hazırlıklara başlarken Sezen Aksu’nun da radarına girmişti. Müzik dünyasına sürekli yeni yetenekler kazandırmasıyla bilinen Aksu’nun bu sese karşı koyması mümkün olabilir miydi zaten? 1996 yılında çıkan “Kadın” albümünde ‘Fırtına’, ‘Deli Kızım Uyan’ ve ‘Yeniden Doğup Gelsem’ gibi şarkıların sözlerine katkıda bulunan Sezen Aksu’nun yanı sıra İskender Paydaş, Alp Turaç, Ender Akay gibi isimler de albümün yapım aşamasında Ferah’a desteklerini sunmuştu.
21 yıl boyunca birlikte aynı yolda yürüyen müzisyen kadrosu!
Şebnem Ferah her ne kadar solo bir kariyer inşa etse de onun müziğinin kimlikleşmesinde birlikte çaldığı müzisyenlerin de çok büyük önemi var. Bir şarkıyı dinlerken daha müziğini duyduğumuzda “aha Şebnem Ferah çalıyor!” diyebilmemizin sebebi de bu birlikteliğin bir sonucu zaten. 1996 yılından itibaren konserlerinde kendisine eşlik eden ve 2001 yılıyla birlikte albümlerde de sabit bir kadroya dönüşen Buket Doran, Ozan Tügen, Aykan İlkan ve Metin Türkcan, Şebnem Ferah müziği için önemi yadsınamayacak isimler. Metin Türkcan, 2017’de gruptan ayrılsa da “Parmak İzi” albümündeki birçok şarkıya gitarıyla eşlik ederek bu birlikteliğin ne kadar güçlü olduğunu göstermişti.
Türk Sanat Müziği’nin divası, Şebnem Ferah ile aynı stüdyoda!
Türk Sanat Müziği bir insan formunda olsaydı kesin bu kişi kesin Müzeyyen Senar olurdu! Cumhuriyetten önce dünyaya gelip neredeyse Cumhuriyetin tüm müzikal birikimini geleceğe aktaran, Atatürk’e bile şarkı söyleme şerefine erişmiş birisi nasıl TSM’yi temsil etmesin ki zaten? İşte bu diva, 1998 yılında çok özel bir projede, “Müzeyyen Senar ile Bir Ömre Bedel” albümünde yeni ve eski nesil sanatçılarla bir araya gelmişti. Bu sanatçıların arasında rocker’lardan bilin bakalım kim vardı? Tabii ki Şebnem Ferah! Divayla birlikte ‘Sarı Kurdelem Sarı’ şarkısına düet yapan, yukarıda bahsettiğim her türde şarkı söyleyebilme yeteneğini burada da konuşturmuştu. Albümdeki diğer isimleri merak edenler içinse birkaç örnek isim sayayım, sizi merakta bırakmayayım: Tarkan, Nilüfer, Kubat, Sezen Aksu, Levent Yüksel, Ajda Pekkan ve daha fazlası!
Sinema perdesinde güzel sesli küçük bir denizkızı!
Çocukluğu 90’lara denk gelenler, sinemalarda peşi sıra çıkan çizgi film serilerini çok iyi hatırlar. “Aslan Kral”, “Anastasia”, “Oyuncak Dünyası”, “Küçük Denizkızı” gibi filmler hem büyükleri hem de küçükleri pek mutlu etmiş, sinemalarda çocuk seslerinin yankılanmasına sebep olmuştu. Bunlardan bir tanesi vardı ki seslendirme kadrosunda yer alan isimlerle bu yazıya konu oldu. 1998 yılında sinemalarda yayınlanan “Küçük Denizkızı“nda ana karakter olan Ariel’in vokallerini Şebnem Ferah üstlenmişti. ‘O Dünyada’ adlı şarkıyı seslendirirken bir stüdyo klibi de bulunan Ferah, saçlarını tıpkı Ariel gibi kıpkırmızı yaptığı o dönemde karakterle de özdeşleştirilmişti.
Milenyuma doğru ‘Minik Serçe’nin villasında bir rocker!
Önceleri televizyonu açtığımızda hiç beklemediğimiz noktalardan canlı yayınların yapıldığına şahit olurduk, tıpkı bugünün Instagram canlı yayınları gibi. Yalnız bu yazıya konu olacak canlı yayın bambaşka! 2000’lere merhaba diyeceğimiz akşam için tüm televizyon kanalları birbiriyle yarış haline girmiş, en ünlü ismi kim çıkaracak rekabetiyle birbirinden farklı temalarda yılbaşı programları yapmaya başlamıştı. TGRT ise o yıl Sezen Aksu’nun villasından bir canlı yayın gerçekleştirmeye karar vererek, Aksu’nun sanatçı arkadaşlarıyla milenyumu karşılamıştı. “Hadi ya! Villada kimler vardı?” derseniz, bir kısmını sayayım: Kenan Doğulu, Ozan Doğulu, Meral Okay, Şebnem Ferah ve daha fazlası bizi milenyuma hazırlarken şarap kızılı saçlarıyla Şebnem Ferah, Sezen Aksu’ya ‘Tutuklu’ şarkısında eşlik ediyordu!
Rekorlar kıran Bostancı Gösteri Merkezi konseri!
Şebnem Ferah, 1990’ların ikinci yarısından itibaren başladığı yükselişe 2000’lerde tam anlamıyla zirvede devam etti. 2001 yılında çıkardığı “Perdeler”, 2003 yılında çıkardığı “Kelimeler Yetse” ve 2005 yılında piyasaya sürdüğü “Can Kırıkları” albümüyle müziğini her geçen gün yukarıya taşıyan Ferah, 2007 yılında her rock müzisyeninin hayalini süsleyen senfoni konseri verme hayalini de gerçekleştirdi. 10 Mart 2007 tarihinde Bostancı Gösteri Merkezi’nde verilen Orhan Şallıel yönetiminde İstanbul Symphonic Project orkestrasıyla gerçekleşen konser, Türkiye’nin gördüğü en ihtişamlı ve rekorlar kıran yerli konserlerinden biriydi. CD ve DVD olarak da satışa sunulan konser BGM’nin 2500 kişilik kapasitesini zorlayarak 6000’i aşan kişiyi bir araya getirmişti. “Türkiye’nin en çok satılan konser DVD’si” rekorunu da tek başına sırtlayan konser, bugün bile DVD’sini takıp izlemekten en keyif aldığım çalışmalardan.
İlk başta da dediğim gibi, 30 yılı aşkın bir müzikal kariyer söz konusu olunca anlatacak çok şey var. Ama ben çok da dile getirilmeyen, Şebnem Ferah deyince akla ilk olarak gelmeyen bazı mihenk taşlarına değinmek istedim. Kendisini çok özlediğimizi de buraya not düşeyim, hazırlık sürecinde olan yeni albümü de iple çektiğimizi söyleyeyim.