Hepimizin hayatında Sezen Aksu’nun büyük bir yeri olduğuna eminim. Ancak kendisinin yalnızca yaptığı şarkılarla değil, müzik dünyamıza kattığı yıldızlarla da hayatımızda çok büyük bir yeri var. Sezen Aksu ile yolu kesişerek müzik dünyasına adım atan Türkiye’nin önemli müzik insanlarına ve onların hikayelerine biraz bakmaya ne dersiniz?
Batıkan BAKSI / [email protected]
Dünya genelinde çoğunlukla görüyoruz ki müzik dünyasının önemli yıldızları, çok büyük ışık görmedikçe yeni yetenekleri diğer insanlarla tanıştırmaya imtina ederler. Fakat sürekli dönüşen müzik tarihimiz boyunca bu durumun Aksu’da tam tersi olarak işlediğine rastlıyoruz. Çünkü onun en büyük alametifarikalarından birisi de farklı tarzlardaki yepyeni isimleri müzik dünyasına katması. Ben şahsen bunun “yetenek avcılığı” olarak anılmasından hoşlanmıyorum, çünkü bu bir bayrak yarışına dönüşüyor gibi geliyor bana. Aksu, bu rekabetin aksine kendisine adeta bir yıldızlar karması kuruyor ve piyasaya kattığı her isim yeni bir yıldız olarak karşımıza çıkıyor. Peki Sezen Aksu’nun özellikle 90’lardan başlayarak yıllar içinde müzik dünyamıza ve “Sezen Aksu Klanı”na kattığı isimler kimlerdi? Gelin bazılarına hep birlikte göz atalım, şarkılarına beraber eşlik edelim!
Sertab Erener müzik dünyasına adımını Sezen Aksu’nun vokalistliğiyle atıyor!
Sertab Erener’in 90’lardaki zamanlarından ne zaman bahsedilse aklıma gelen ilk şey İskender Paydaş, Sezen Aksu, Levent Yüksel, Alp Turaç ve sonradan gelen Uzay Heparı’nın aynı karede olduğu meşhur ‘Alaturka’ videosu oluyor. Normal şartlarda Erener’in 1994 yılında çıkacak “La’l” albümünde kendisine yer bulması düşünülen şarkı, o dönem albüme girmemiş, 1995 yılında Sezen Aksu tarafından “Işık Doğudan Yükselir” albümünde seslendirilmişti. Neyse, Sertab Erener’in Sezen Aksu ile serüveni de ilk albümü “Sakin Ol”dan önce 1987 yılında kendisinin vokalisti olmasıyla başlamıştı. 1992 yılında çıkan ilk albümünden itibaren birçok şarkısını da Aksu’nun yazdığı Erener, Sezen Aksu’nun hayatımıza kattığı isimlerin başında geliyor.
Harun Kolçak nasıl kanımıza girdi?
Harun Kolçak’ı hep deli dolu tarzı, unutulmaz şarkıları ve ikonik ‘Gir Kanıma’ klibiyle hatırlasak da o aslında 90’lara kadar daha çok enstrümanist kişiliğiyle müzik dünyasında yer alıyordu. Sezen Aksu’nun sesinin güzelliğini fark ederek destek vermesiyle vokal yapmaya da başlayan Kolçak, 7 yıla yakın süre boyunca Onno Tunç Orkestrası’nda bas gitaristlik ve vokalistlik yapmış; Sezen Aksu’nun villasında duş alırken söylediği şarkının Aksu tarafından duyulmasıyla 90’lara geldiğimizde ilk albümünü çıkarmak için kolları sıvamıştı. İlk albümü “Beni Affet”i çıkardıktan sonra büyük bir ses getiren Kolçak, daha sonra Sezen Aksu ve Onno Tunç’tan bağımsız bir albüm yapmaya karar vermiş İskender Paydaş ile çalışarak “En Büyük Aşk” albümüyle müzikal kariyerine devam etmişti.
Enstrümanistlikten yükselen yetenek: Levent Yüksel
Harun Kolçak gibi en başta enstrümanist olarak müzik dünyasına adım atmış ardından vokal yapmaya başlamış isimlerden birisi de Levent Yüksel. Sezen Aksu ile tanışmasının ardından o dönem vokalistlik yapan Harun Kolçak’ın rahatsızlanması üzerine sahneye çıkma teklifi alan Yüksel, sahnede hem bas gitar hem de geri vokal yapmış ardından da Sezen Aksu ile çalışmaya başlamış. 1993 yılında kendisini büyük kitlelere tanıtan “Med Cezir” albümünün de prodüktörlüğünü üstlenen Sezen Aksu ile önemli çalışmalara imza atan Levent Yüksel’in bu albümü aynı zamanda ilk 6 ay beklenen satışa ulaşamamış, Sezen Aksu’nun kendisini sahnede lanse etmesiyle büyük bir patlama yapmıştı.
Aşkın Nur Yengi’nin milyon satan “Bir Sezen Aksu Yapımı” albümü: “Sevgiliye”
Aşkın Nur Yengi, Sezen Aksu ile ilk buluştuğunda 12 yaşındaymış desem şaşırır mıydınız? Aşkın Nur Yengi’nin bir tv programında anlattığına göre Yengi, konservatuvarın orta bölümünde çello çalarken ablası Süheyla Yengi’nin aracılığıyla yolları kesişmiş ve Onno Tunç ile Sezen Aksu tarafından keşfedilmiş. Bu keşif daha sonra Aksu’nun vokalistliğine kadar uzanmış ve Aşkın Nur Yengi diskografisinde en özel yere sahip olan “Bir Sezen Aksu Yapımı” ibaresiyle çıkan “Sevgiliye” albümünün bir milyon kadar satmasıyla sonuçlanmış.
Yıldız Tilbe’nin Sezen Aksu hayranlığı onu nasıl vokalistliğe taşıdı?
Yıldız Tilbe’nin Sezen Aksu hayranlığını tartışmaya bile gerek yok, zira kendisi kızının adını bile Sezen koyacak kadar büyük bir Aksu hayranıydı ve kendisiyle tanışmayı dört gözle bekliyordu. İzmir’de “Gülen Yıldız” adıyla sahne alırken ve namı gün geçtikçe yayılırken İzmir Fuarı sebebiyle İzmir’e gelen Sezen Aksu’nun sahne aldığı mekana uğramasıyla Yıldız Tilbe’nin de hayatı değişmişti. Sahnede kendisini dinleyen Sezen Aksu tarafından vokalistliğe davet edilen Tilbe, İstanbul’a gelmiş ve bir süre sahnede geri vokal yaptıktan sonra Aksu’nun 1992 yılbaşı gecesinde TRT’de açtığı “paket”ten çıkıvermişti. Türkiye, o sırada yeni bir yıldız ile tanıştığının farkında mıydı bilmiyorum ama o sırada müzik tarihimiz Sezen Aksu’nun yeni keşfiyle yüzleşiyordu.
Şebnem Ferah’ın hayatına bir minik serçe dokunuşu…
Şebnem Ferah’ın ilk grubu Pegasus ile başladığı müzik yolculuğu 1988 yılında kurduğu Volvox ile devam etmiş, İstanbul’da grupla birlikte çıktığı sahneler adını geniş bir kesime duyurmasına yardımcı olmuştu. Ta ki Volvox dağılıp Ferah solo projesi için hazırlıklara başlayana dek… 1994 yılında başladığı albüm çalışmaları sırasında Sezen Aksu ve Onno Tunç ile tanışan Şebnem Ferah, ikili tarafından desteklenmiş ve 1996 yılında İskender Paydaş prodüktörlüğünde çıkan “Kadın” albümünde Aksu’nun da söz yazdığı 4 şarkı yer almıştı.
Sezen Aksu’nun hayatımıza sıfırdan kattığı isimlerin (yukarıda yazdıklarım sadece görünen kısmı) yanında yazdığı şarkılarla çok bilindik isimleri daha da parlattığı gerçeğini de unutmamak lazım. Düşünsenize Tarkan gibi bir yıldıza yazdığı ‘Hepsi Senin mi?’ ya da ‘Şımarık’ şarkılarını yurt dışında bile söyleyen sayısız şarkıcı varken, Sezen Aksu ile çalışmak nasıl bir ayrıcalık olmasın ki?