Ana SayfaÖzel DosyaSinemaların “dump months” laneti

Sinemaların “dump months” laneti

Sinema sektöründe uzun yıllar boyunca özellikle yılın ilk iki ayının gişe rakamlarına gönderme yapılarak kullanılan “dump months” ya da “kesat aylar” terimini tam da yılın o vaktindeyken mercek altına alıyoruz.

Kaan DENK / [email protected]

Her sanat dalında ya da eğlence sektörünün her ayağında olduğu gibi sinemanın da kendine has “lanetleri” var. Onlarca yıldır süregelen gelenekler dolayısıyla ocak ve şubat ayları genellikle dev yapım şirketlerini en çok korkutan şeye dönüşmüşlerdi. Her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada özelinde başlasa da, Hollywood’un tüm dünya üzerindeki etkisiyle söz konusu “dump months” laneti bütün coğrafyalara yayılmıştı.

Peki nereden geliyor bu “dump months”? Aslına bakılırsa birçok lanet inanışının aksine bu terimin arkasında pek bir batıl inanç yatmıyor. Aksine elde edilen istatistiksel verilere göre ocak ve şubat aylarında tüm sinema salonlarının gişe hasılatları büyük bir farkla düşük kaldığı bilinen bir gerçek. Ancak yıllar içinde bu dönemde iyi başarı gösterip “laneti” kırabilmiş filmler olsa da çoğunlukla birçok yapımcı ve dağıtımcı yıl programlarını bu kesat aylardan kaçınarak yapar. Bu iki aydaki izleyici düşüşünün birkaç temel sebebi var. Birincisi malum, kış şartları… Yerleşimi yoğun şehir merkezlerinde bulunmayan sinema salonları dünyanın her yerinde potansiyel izleyicilerin ulaşım sorunundan muzdarip oluyor. İkinci ve daha ilginciyse neredeyse her coğrafya ve kültürde ocak ve şubat aylarında daha çok ilgi çeken şeyler olması.

“Dump months” stratejileri ve sinemaya etkileri

Kuzey Amerika örneğinden konuşacak olursak, bugün hala en çok ilgi gören organizasyonların başında gelen Super Bowl etkinliği ile sektörün doğrudan içinde bulunan en büyük iki ilgi odağı Altın Küre ve Oscar ödülleri bu aylarda düzenleniyor. Her biri yalnızca bir günde düzenlense de tüm reklam ve medya kampanyalarının bu organizasyonlara odaklandığı ocak ve şubat aylarında herhangi bir filmin büyük bir yatırımla servis edilme şansı düşüyor. Ayrıca ödül sezonunun son ve en önemli iki ayağının yer alması, içinde bizzat yarışan film şirketlerinin tüm stratejilerinin odak noktasını da etkiliyor. Dolayısıyla film dağıtım sektörünün en büyük gücü olan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en ufak bir resmi tatil günü bile tüm dünyada hangi filmin prömiyer yapacağı konusunda önemli bir etken oluyor.

Öyleyse büyük şirketler bu kesat ayları hangi filmlerle dolduruyor? Tüm bu saydığımız sebepler sonucunda yıllar içinde hemfikir olunmuş stratejiler ocak ve şubat aylarının kaderini de biraz baştan belirliyor. Yapım şirketleri bu ayları, denemek istedikleri farklı yapımlar başta olmak üzere çoğunlukla tür filmlerine ya da artık halihazırda markalaşmış büyük market değerine sahip film serilerine bağlantılı devam filmleri veya yan işlere ayırıyor. Bu sebeple aslına bakılırsa bu ayların en büyük gişe yıldızlarının tarih boyunca hep korku filmleri olduğunu görmek mümkün. İddialı filmlerini bu dönemlerin dışında tutmak isteyen sektör aslında sinemaya da farklı türlerin gelişmesine ve daha çok izleyici bulabilmesine olanak sağlayarak istemsizce farklı bir yön verebiliyor.

“Dump months” lanetini kıran filmler

Söz konusu stratejiler doğrultusunda geniş gösterimine ocak ya da şubat aylarında girebilmiş bazı filmler her ne kadar azınlıkta olsalar da laneti tersine çevirmekle kalmayıp bazı spesifik rekorlar da kırabilmişti. “Silence of the Lambs”, “Before Sunrise” ve “Get Out” gibi örnekler yalnızca iyi izlenme sayılarına ulaşmalarının yanı sıra eleştirel açıdan da onaylanıp kendilerini Oscar törenlerine kadar taşıyabilmişlerdi örneğin. Ya da Marvel’ın 17 yaş altına ebeveyn veya yetişkin bir vasi zorunluluğu koşan R sınıflandırmasıyla sınırlandırılan süper kahraman komedisi “Deadpool” kendi yaş sınıflandırmasında tarihin en çok izlenen filmi olabilmişti. Sevgililer Günü’nü de kapsayan kesat aylarda birçok romantik komedi filmi de başarı sağlayabilmiş ve zaman içinde türünün klasikleşmiş örneklerine dönüşmüşlerdi. Tüm zamanlarda en iyi ocak ayı açılışı yapan film ise “American Sniper”.

Arif v 216 - Dump months
Cem Yılmaz’ın 2018 yapımı filmi “Arif v 216” Türkiye’de tüm zamanlarda ocak ayı açılış rekorunu elinde tutuyor.

Türkiye’deki yansımaları

Hollywood merkezli bu stratejiler doğal olarak dünya çapında film dağıtım mekanizmasını da yakından etkiliyor dediğimiz gibi. Bu stratejilerin bizdeki yansıması ise çok daha farklı olmuştu. Sinemamızın özellikle son 20 yılda gişe başarısı beklentisi en yüksek olan yerli filmleri kendilerini tam da yılbaşı dönemine yerleştiriyor. Bunun sebebi aslında doğrudan “dump months” ile alakalı. Senenin en iddialı yabancı filmleri, yılın diğer dönemlerini seçerken ortada yarışacak büyük bir rakibin olmadığı ocak ve şubat ayları da yerli gişe canavarlarına kalıyor. Öyle ki bugün Türkiye’nin tüm zamanlar seyirci sayısı rekorları listesini ocak ve şubat ayında vizyona girmiş filmler domine ediyor. Cem Yılmaz’ın sinema filmleri ve stant up gösterileri, “Recep İvedik” serisi, bol gişeli BKM yapımları, “Fetih 1453” ve “Kurtlar Vadisi: Irak” gibi birçok gişe rekortmeni film hep bu “kesat” aylarda gösterime girerek söz konusu laneti fırsata çevirmişler.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR