Ana SayfaMüzikSofi Tukker: "Sahneye bir tenis kortu inşa ettik ve dev bir skorbordumuz...

Sofi Tukker: “Sahneye bir tenis kortu inşa ettik ve dev bir skorbordumuz var.”

30 Eylül İstanbul, 1 Ekim Ankara ve 2 Ekim Bursa konserleri için ülkemize gelecek olan ikili Sofi Tukker ile ülkemize gelmeden önce bir röportaj yapalım dedik. Biraz albümden biraz Mahmut Orhan’la işbirliklerinden bahsettik. İkiliden Sophie Hawley-Weld sorularımızı yanıtladı.

 

İpek ATCAN / [email protected]

 

Bir röportajınızda senin Tucker’la ilk tanıştığında müziğini eğlenceli ama basit bulduğunu, Tucker’ın da senin müziğini güzel ama yavaş bulduğunu okumuştum. Ama şimdi 2014’ten beri beraber çalışan bir ikilisiniz. Geçtiğimiz 8 senedir beraber olmak ve beraber müzik üretmek nasıl hissettiriyor ve bu süreçte neler değişti?
Haha! Bunu ikimiz için de söylemek çok zor. Ama bir araya geldiğimizden beri birbirimizden çok fazla etkilendik. Temelde şu an aynı insanız diyebiliriz. Aslında hayır, hala birbirimizden çok farklıyız. Hala bir grup olduğumuzu düşünmemizin sebebi de bu biraz. Çünkü birbirimizden o kadar farklıyız ki birbirimizden hiç bıkmıyoruz. En büyük fark, grubu kurduğumuzda henüz arkadaş değildik. Sadece beraber müzik yapmayı sevmiştik. Ama şimdi en iyi ve en yakın arkadaşlarız. Beraber yaşıyoruz, neredeyse her şeyi beraber yapıyoruz ve bunu çok seviyoruz!

 

‘Drinkee’ ve ‘Johny’, Brezilyalı şairlerin şiirlerine dayanıyor. Edebiyat ve şiirin müziğinizdeki rolü ne?
Şiir hem Portekizce hem de İngilizce olarak müziğimizin büyük bir parçası. Her zaman şiir yazmayı seviyorum. Söz yazarken de bir tür kelime ve bir cümle bankam var. Portekizce’de ise Brezilyalı şair Chacal ile sık sık işbirliği yapıyoruz. Sürekli olarak bana üzerinde çalıştığı şeyleri gönderiyor ve biz de onu ilham aldığımız müzikal havaya uyacak şekilde uyarlıyoruz.

 

‘Drinkee’ lie Grammy adaylığınız var. Bunu bekliyor muydunuz?
Kesinlikle beklemiyorduk! Bunun bir olasılık olduğunu bile bilmiyorduk ve bu yazdığımız ilk şarkıydı. Ama çok iyi bir olaydı. İkinci adaylığımız da çok güzeldi ama o zaman en azından bunun bir olasılık olduğunu biliyorduk.

 

‘Original Sin’ 2022’deki ilk teklinizdi. Ama albümde ‘Summer In New York’ adlı bir şarkı var. Kısa bir süre New York’ta yaşamış biri olarak (bence dünyanın en iyi şehri!). Sizin için New York’un ne ifade ettiğini merak ediyorum? Şarkı da ‘Tom’s Diner’ın girişi ile başlıyor, bu fikri nasıl buldunuz?
O zamanlar Florida’da, karantinanın ortasında yaşıyorduk. Ve temelde şehrin temsil ettiği her şeyi hayal ediyor ve özlem duyuyorduk: spontanelik, dostluk, topluluk halinde olmak, macera… O noktada, yüzlerce gün boyunca birbirimizle takılmıştık ve bu yüzden çevremizi ve arkadaşlarımızı özlemiştik. New York’ta yaz mevsiminde çok büyülü bir şey var. Herkes maceraya çok açık ve gerçekten her şey mümkünmüş gibi geliyor. Şarkıyı yazdık ve enstrümantal bir gitar bölümümüz vardı ama hiç mükemmel hissettirmedi. Ve sonra biz “Bir dakika, ‘Tom’s Diner’ burada mükemmel olurdu!” dedik. Bu şarkı aynı zamanda New York’a bir övgü de taşıyor. Yani “Hadi onun 2022 versiyonunu yapalım.” dedik.

 

Albümün genelinde bir pandemi etkisi var mı? Gerek müzikal olarak, gerek sözlerle alakalı?
Kesinlikle. Albüm bunun bir tezahürü gibi hissettiriyor. Albümü büyük ölçüde evimizde karantinadayken yazdık, sonrasında hayatın nasıl olabileceğini hayal ettik. Şu anda oturma odamızda yazdığımız şarkıları, o odanın dışında; dünyaya çalıyor olmak çok güzel.

 

Mahmut Orhan’la bir işbirliği yaptınız. Nasıl bir araya geldiniz?
Mahmut Orhan‘a bayılıyoruz. Birlikte yaptığımız ilk şey ‘Drinkee’ şarkımızın remix’iydi ve çok sevdik. Ardından ‘Johny’ ve ‘Swing’ şarkılarımızın remix’ini yaptı. Favori sanatçılarımızdan biri oldu. Sonra İstanbul’a ilk geldiğimizde kendisiyle tanıştık. Albümdeki ‘Forgive Me’ şarkısını beraber yaptık. Müzik videosunu çekerken onunla İstanbul’da güzel vakit geçirdik. O gerçekten çok havalı, en iyi insanlardan biri ve biz onun bir numaralı hayranlarıyız.
“The Wet Tennis Tour” kapsamında 3 konser için burada Olacaksınız. Konserde bizleri neler bekliyor? Sürpriz konuklar olacak mı?
Çok özel bir tur olacak. Temelde sahnede bir tenis kortu inşa ettik ve dev bir skorbordumuz var. Her gece benimle Tuck arasında bir yarış olacak ve kimin kazanacağını asla bilemezsiniz. Eski şarkıların yanı sıra bir sürü yeni şarkı çalacağız, çok eğlenceli koreografimiz, dansçılarımız ve diğer bazı eğlenceli sürprizlerimiz var 😉

Türkiye’deki dinleyicilerinize neler söylemek istersin?
Türkiye, dünyada bizi gerçekten kucaklayan ilk yerlerden biriydi ve bu bizim için gerçekten çok önemli. Kendimizi Türkiye’deki insanlara çok bağlı hissediyoruz ve çok iyi müzik zevkine sahip olduklarını düşünüyoruz haha! 😉 Gerçekten, destekleri için çok teşekkür ederim. Ve yakında görüşmek üzere!

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR