Türkçe alternatif rock dünyasının son dönemdeki en popüler ekiplerinden Sufle’yle sohbet ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Pek çoğumuz Sufle’yi birbirinden benzersiz cover’larıyla tanıdı. “Senden Önce Senden Sonra”, “Köprüaltı” gibi köklü rock şarkılarına yaptıkları cover’lar dilden dile dolandı. 2017’de yayınladıkları “Pus” büyük bir başarı elde etti. Aşk 101 gibi popüler dizilerde çaldı, “Pus”un popülerliği yeniden ivme kazandı. İlk albümleri Geri Geri Maraton Koştum‘la da olumlu eleştiriler alan Sufle, albüm sonrasında da boş durmadı. Karantina döneminde yayınladıkları “Her Gün Aynı Şeyi Yapıyorum” sonrası geçtiğimiz aylarda “Hissettin Mi” adında yeni bir single daha yayınladılar. Mustafa Atik, Göksu Taşçeviren, Oğuzhan Eren’den oluşan ekibe merak ettiklerimizi sorduk.
Merhaba. Son single’ınız “Hissettin Mi”yi yeni yayınladınız. Nasıl yazdınız bu şarkıyı, hikâyesi neydi?
Göksu: ‘Hissettin mi’ nin hikayesi Mustafa’nın bir süredir çaldığı bir melodiyle başladı. Bazen o an pek sallamadığımız ama sonradan bayıldığımız bir şarkıya dönüşen melodiler, sözler olabiliyor, bu da onlardan biriydi. Geçen yıl oturup bişeyler denerken aklıma geldi ve sözler de onunla birlikte ortaya çıktı. O aralar bir de ilişkilerinde eski sevgili konusundan çok sıkıntı çekmiş bir arkadaşım vardı aklımda sanırım ondan da biraz esinlenmiştim.
İkinci albümünüz Geri Geri Maraton Koştum’u şubat ayında yayınladınız. Ve ardından pandemi süreci başladı… Gelen tepkiler nasıl oldu, siz neler yaptınız albüm sonrasında?
Göksu: Tabi önce bizim için yüzleşmesi, kabullenmesi zor bir süreçti çünkü en az bir yıllık emek ve üzerine kurduğunuz hayaller içinizde patlıyor bir nevi. Çıktığından beri sadece bir kez çaldık albümü mesela. Ama onun dışında gelen tepkiler çok iyiydi, o bizi motive etti yine de. Pandemi döneminde ayrıca stüdyo görüntülerimiz ve lansman konserinden kolaj yaptığımız bir klip daha paylaştık albümden, ona gelen tepkiler de heyecanımızı sürdürdü.
Ve gelelim “Pus”a… 2017 yılında yayınlanmasına rağmen Aşk 101’de bir kez daha duyduk “Pus”u. Zamansız bir hit oldu diyebiliriz artık “Pus” için. Bekliyor muydunuz bu şarkının böyle bir başarı elde edeceğini?
Mustafa: Ben bekliyordum diyebilirim. Çocuklara ilk yıllardan beri söylüyordum hatta ‘Pus’ un kıymeti sonraki yıllarda daha çok bilinecek diye, öyle de oldu, gururluyum 🙂
“NURETTİN ÇOLAK’LA BİRLİKTE BİR ŞARKIMIZ GELİYOR”
Ankaralı bir ekipsiniz. Peki nedir sizin için Ankara’nın anlamı? Neler kattı müziğinize, ruhunuza, sizi nasıl etkiledi?
Oğuz: Birlikte müzik yapmaya Ankara’da başladığımız için çok şey kattı tabii. Özellikle üçümüz de orada okuduğumuz için ODTÜ’de geçirdiğimiz zamanlar müzik zevkimizi ve hayata bakış açımızı oluşturdu. Biraz da şehrin havasından ötürü, albüm hazırlığı zamanlarında kendimizi dışarıdan oldukça izole hissettik mesela özellikle bu çok etkiliydi müziğimizin oluşmasında.
Sahnede çalmaktan en keyif aldığınız şarkı hangisi, neden?
Göksu: Bu aralar akustik konserler yaptığımız için belki de, benim son zamanlarda söylemekten en keyif aldığım şarkı ‘Sevmediniz mi’ oldu, çünkü sözleri az enstrüman ve bağıra çağıra söylenmeyi istiyor sanki. Hatta en son onun acappella versiyonunu yayınladık Youtube kanalımızda.
Üzerinde çalıştığınız, yakın zamanda dinleyeceğimiz yeni bir projeniz var mı, biraz anlatır mısınız?
Mustafa: Yakın zamanda Nurettin Çolak ile birlikte çalıştığımız bir şarkı var, kayıtları tamamlandı ve Eylül ayında yayınlamayı planlıyoruz. Önümüzdeki aylarda da farklı düet çalışmalarımız olacak.
Grup elemanlarının iktisat, inşaat mühendisliği, metalurji mühendisliği gibi farklı bölümleri bitirdiğini biliyoruz. Sufle’nin dışında yaptığınız başka bir iş var mı?
Göksu: Bu zamana kadar okuduğumuz bölümlerle ilgili bir iş yapmadık fakat müzik endüstrine dair birtakım farklı hayallerimiz de var belki önümüzdeki yıllarda bunları da hayata geçiririz.
Sufle’yle ilgili gelecekteki en büyük hayaliniz nedir? Dünyaca ünlü çok büyük bir festivalde çalmak mı mesela, hayranı olduğunuz bir yönetmenin filminde şarkılarınızın çalması mı…
Mustafa: Bu örnekler tam nokta atışı aslında. İkincisi benim için, ilki de Göksu ve Oğuz için geçerlidir sanırım. Quentin Tarantino’nun bir filminde bir şarkımızın çalması ya da Christopher Nolan filminin müziklerini yapmak benim için büyük ve güzel bir hayal mesela. Türkiye’de de Tolga Karaçelik filmleriyle ilgili var böyle bir hayalim.
KISA KISA…
- İlk verdiğimiz konser bizim için çok heyecanlı geçmişti. Sahnede en unutamadığımız an ise ilk konserlerimizinden olan Isparta Selfyfest konserinde 50 bin kişinin karşısına çıkmak olmuştu.
- Bize en çok şarkı yazdıran, beste yaptıran şey kesinlikle filmler.
- İsmimiz Sufle olmasaydı muhtemelen Göksu olurdu. 🙂
- Birlikte çalışmak için neler vermezdik diyeceğimiz müzisyenler Guy-Manuel de Homem ve Thomas Bangalter ikilisi yani Daft Punk…
- En son dinlediğimiz ve çok etkilendiğimiz albüm Tame Impala’nın The Slow Rush albümü.