Ana SayfaMüzikSynthwave: 80’lere ışınlanmanın yolunu bulmuşlar!

Synthwave: 80’lere ışınlanmanın yolunu bulmuşlar!

Gelecekten heyecan duyuyor ama geçmişi özlüyoruz. Bu da dinlediğimiz ve hatta yarattığımız müzik türlerinde de kırılımlara sebep oluyor. İşte bu özlemi yansıtan ve 80’lerin müziğinin günümüz kopyası olan Synthwave de tam olarak bu kırılımın bir sonucu. Peki dinlediğimiz anda bizi 80’lerin büyülü dünyasına uçuran Synthwave tam olarak ne? Cevabı yazıda sizi bekliyor!

Batıkan BAKSI / [email protected]

Yıllar geçiyor, sürekli yeni şarkılar çıkıyor; aşina olduğumuz ya da daha önce hiç deneyimlediğimiz türlerle haşır neşir oluyoruz. Hele ki internetin nimetlerinden streaming platformlarının çeşitlenmesiyle belki de asla dinleyemeyeceğimiz kadar çok müzik dijital ortamlara salınıveriyor. Bu da haliyle peşinden yeni müzik tarzlarının da ortaya çıkmasını getiriyor. Ama nedense belirli aralıklarla retro akımlar, müziği ele geçirmeye başlıyor. Mesela dönem müzikleri reels ve TikTok videoları aracılığıyla yeniden meydana çıkıyor, sosyal medya editlerinde eski rap şarkılarını duyuyoruz ve hatta bu şarkılar üzerinden yepyeni challenge’lar yaratılıyor. Durum böyle olunca aslında 2020’lerin ortasında 1980’lerde yapılmış gibi şarkılar duymamız da hiç anormal gelmiyor artık. Bu türlerden birisi var ki, son 2 yıldır benim etrafımı sarmasından ötürü hiç rahatsız olmadığım bir tür. Dünyanın yanı sıra Türkiye’de de bolca üretimi yapılan Synthwave, aslında 2100’lerin müziği gibi olsa da tamamen 1980’lerden ilhamını alan bir tür. Ben de “madem bu türü bu kadar çok sevmeye başladık, neden biraz derinliklerine inmeyelim?” dedim ve sizi rengarenk ışıkların altına davet etmeye karar verdim. Tüplü televizyonlarınız, disko toplarınız, VHS video kasetleriniz ve 80’ler coşkunuz hazırsa şimdi Synthwave dünyasına dalıyoruz!

Fütüristik bir dünyanın 80’lerden gelen sesi: Synthwave

Belli bir yaşa kadar 80’ler müziğinden hiç hoşlanmıyordum, doğruya doğru. Öyle ki en sevdiğim oyunlardan biri olan “Grand Theft Auto: Vice City”nin radyo kanallarını ezberlemiş bile olsam, 80’lerin müziğiyle çok kaynaşamıyordum. Müzikal yelpazeyi biraz genişletmeye karar verdiğimde ise fikirlerim değişti, synthwave ile tanıştıktan sonra ise bu dönem de beni çok heyecanlandırır oldu. Peki bu synthwave tam olarak ne? Aslında synthwave 80’lerin ya da 90’ların müziği değil. Sadece bu dönemlere hayranlık duyan müzisyenlerin oluşturduğu melez bir tür. Yani seksenli yıllarda böyle bir tarz yok. Adı üstünde synth melodilerinin üzerine kurulmuş, disko davullarıyla güçlendirilmiş yine aynı şekilde disko, house, elektro ve rock müzikten de etkilenilen bir tür Synthwave. Aynı zamanda Retrowave olarak da adlandırılan melez tarzımız, Vaporwave ile karıştırılsa da aslında eritme potası olarak dinleyicisiyle buluşuyor. Zaten synthwave’in kliplerine ya da bağdaştırıldığı görüntülere baktığımızda, dönemin televizyon görüntülerinden ya da video oyunlarından kesitlerin alındığını veya o filtrelerle çekildiğini görüyoruz. Bu da aslına bakılırsa bir nevi geçmişe özlemi dışa vuruyor. 2000’li yılların ortalarında kendini göstermeye başlayan tarzımız, fütüristik yapımlarda kendine bol bol yer bulduğundan cyberpunk ile de özdeşleştiriliyor ayrıca.

Synthwave’in melodileri, aynı zamanda onun kimliği!

Her müziğin kendine has bir kimliği olduğu gibi synthwave’in de bir kimliği var. Yani biz bir şarkının synthwave olduğunu söylemek için bazı özelliklere sahip olması gerektiğini düşünebiliriz. Mesela kullanılan enstrümanların elektronik alt yapılı olması gerekiyor ki 80’ler sound’unu yaşatabilsin. Synth ve arpej klavyeler ile analog davul makinelerinin olmazsa olmaz olduğu bu tarzda, güçlü synth baslar da büyük önem taşıyor tabii. Ritim olarak 80 ila 110 BPM arasında gidip gelen synthwave şarkıları, genel olarak bilimkurguyu ve fütüristik konuları da ele alıyor. Bazı alt türlerinde korkutucu öğelerin de yer aldığı synthwave şarkılarında gitar melodilerine de rastlamak tabii ki mümkün.

Synthwave’in öncü isimleri kimlerdi?

Yukarıda synthwave’in 2000’lerin ortasında çıkmaya başladığını söylemiştim, tabii bu durumda öncü isimlerine de bir göz atmak gerekir diye düşünüyorum. Fransız house müzisyeni David Grellier ve 1980’lerin soundtrack’lerine benzeyen müzikler yapan Kavinsky için synthwave’in mucidi isimler demek yalan olmaz. Türün ortaya çıkmasına en çok ilham veren şeyler zaten 80’lerin filmleri (özellikle bilimkurgu ve korku türleri), rengi kayan ve atlatan video kasetleri, video oyunları, Avrupa’daki diskolar, reklam jingle’ları olunca; durum biraz da olanı taklit etmek değil, o dönemdeki müziğin müzikal ve görsel yönlerle retrofütüristik şekilde yeniden canlandırılması gibi bir hâl alıyor. Organizatör Samuel Valentine, synthwave’i “hiç gerçekleşmemiş ancak herkesin 80’lerle ilgili hayalini kurduğu bir geleceğin müziği” olarak tanımlıyor mesela. Bugün en popüler synthwave müzisyenlerin bazılarına göz gezdirdiğimizde şu isimleri görüyoruz:

  • Kavinsky
  • Miami Nights 84
  • Carpenter Brut
  • Perturbator
  • The Midnight
  • Gunship
  • Timecop1983
  • Mitch Murder
  • FM-84
  • Pylot gibi isimler aktif olarak aylık 100 binleri bulan dinleyici sayılarına sahip.

Rengarenk bir 80’ler akşamüstüsü: Synthwave’in görsel dünyası

80’ler demek aynı zamanda capcanlı renkler demek. Zaten retro üretimlere baktığımızda neon ışıklarla kaplı, bir Amerikan rüyasını da görmek mümkün. Synthwave, madem ki 80’ler müziğine bir öykünme ve aslında onu geri getirme çağrısıysa görsel dünyası da buna uygun olmalı. Bu sebeple synthwave’in evreninde de neon ışıklar, Miami ya da Kaliforniya sahilleri, eski atari salonları, gün batımları, fütüristik araçlar, 16 bit renkler gibi öğeler var. Bu da synthwave’i tanımayanlar için bu müziğin adeta 80’lerin göbeğinden çıkmış bir müzik gibi anılmasına sebep olabiliyor. Bunları sayarken sizin de gözünüzde “Miami Vice” canlandıysa merak etmeyin yalnız değilsiniz. Tabii synthwave’in görsel dünyasını tanımlamak için Netflix yapımı “Stranger Things” de biçilmiş kaftan, onu atlamayayım.

Synthwave, zamanla alt türler de yarattı!

Aslında eritme bir tür olan synthwave, zamanla kendisinden türeyen daha farklı tarzlar da yarattı. Synthwave’in çok renkli olduğunu düşünen bazı müzisyenler, tarz içerisinde birtakım değişiklikler yaparak Outrun, Dreamwave, Darkwave, Dark Synthwave, Chillwave gibi türler oluşturdu ve üretimlerini bu yönde yaparak synthwave’i çatı bir müzik tarzına dönüştürdü. Böyle olunca da hem ortaya yenilikçi şarkılar çıktı hem de synthwave’in gelişimi de sürdürülmüş oldu ve yeni müzisyenlere de harika bir ilham kapısı açıldı.

Türkiye de synthwave’in büyüsünden nasibini aldı!

Synthwave, dünyayı sarıp sarmalarken Türkiye bundan eksik kalır mıydı? Tabii ki hayır. İyi ki de kalmadı ve bu türe Türkçe olarak şarkılar üretilmeye başlandı. Synthwave’in yanında darkwave ve gotik müziği de içine alan Kana Kana, disko-funk-synthwave’in karmasını sahneye taşıyan Soft Analog, darkwave ile synthpop-synthwave yapan Jakuzi, darkwave türüyle Hellfest’e kadar uzanan She Past Away, biraz post punk biraz da synthwave esintiler taşıyan şarkılarıyla Brek gibi isimler bize ülkemizde canlı canlı synthwave dinleme fırsatını da sunuyorlar.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR