Ana SayfaSinema / TV“The Banshees of Inisherin”: Paramparça parmaklar ve eşekler

“The Banshees of Inisherin”: Paramparça parmaklar ve eşekler

Yılın en beklenilen filmlerinden “The Banshees of Inisherin” sonunda bu hafta sinema salonlarımıza uğradı. Martin McDonagh, 2008 yapımı kült filmi “In Bruges”ün başrolleri Colin Farrell ve Brendan Gleeson’ı tekrar bir araya getirip bizleri İrlanda’ya götürüyor.

Kaan DENK / [email protected]

Her şeye bir sebep aranan bir dünyada, sebepleri havada kalan savaşların gürültüsü altında, hayatları boyunca arkadaşlıkları sürmüş iki dostun arasının bozulmasında ne sebep aranabilir ki? “The Banshees of Inisherin” daha ilk sahnelerinden itibaren bizleri alıp bu garip durumun içine bırakıyor. Colin Farrell’ın canlandırdığı Pádraic’in, bir sabah öncekilerin aynısı gibi görünen bir güne uyanıp ardında ona eşlik eden gökkuşağıyla birlikte hayatındaki en iyi arkadaşı Colm’un evine doğru yol almasıyla açılıyor film. Tüm bu mizansen ve Farrell’ın neredeyse Jim Carrey’nin bağımsız filmlerde canlandırdığı buruk kahramanlarını anımsatan performansı bizi ilk dakikadan itibaren sıcak bir atmosfere sarıp sarmalıyor. Sonrasındaysa filmin plotunda da yer verilen kalp kırıcı gelişmeye hazırlanmaya vakit dahi bulamıyoruz. Bu her yerden ve her şeyden uzak ada kasabasında sahip olduğumuz tüm kıymetli şeylerin değerinin katlanarak arttığını düşünürsek hayattaki en iyi dostunu kaybedecek olmanın yıkıcılığını belki tahayyül edebiliriz.

“The Banshees of Inisherin” hikayesi içindeki bu “büyük olayını” filmin tepe noktalarına saklamaktansa daha baştan perdeye yansıtıp geriye kalan her şeyi bu noktanın etrafına kuruyor. Dolayısıyla filmin bitmiş bir dostluğun hikayesini anlattığını söylemek doğru olmayacaktır. Bunun yerine tek taraflı ve hiçbir tetikleyici sebebi bulunmadan sonlandırılan bir ilişkinin ortaya bıraktığı garip durumu resmetmeyi tercih ediyor. Neredeyse sessiz film dönemi komedyenlerinin sahne içi anektodlar olarak yerleştirdikleri küçük şakalar kadar duru ve saf bir anlatıdan uzun metraj bir film çıkarıyor Martin McDonagh. Asıl olayı geçtikten sonra bir müddet seyirci koltuğunda doğrulup biz de Pádraic gibi Colm’un kararını sorguluyoruz. Ancak sonrasında Colm’un “fazlasıyla” ikna edici tavırlarıyla arkamıza yaslanıp kendimizi filmin seyircisine sunduğu rahat düşünme alanlarına bırakıyoruz. Belki de şu ana kadar yaptığı en iyi filmde böylesi nefes alan ve olgun bir anlatı yapısı kurabilmiş olmasının, yönetmenin kariyeri için uzun vadede muhtemelen önümüzdeki ay kazanacağı Oscar‘lardan daha değerli olacağını da söylemek gerek.

The Banshees of Inisherin - Paramparça parmaklar ve eşekler

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR