Ana SayfaSinema / TV"The Last of Us": Zombilere bir başka yorum

“The Last of Us”: Zombilere bir başka yorum

Geçirdiğimiz pandemi döneminden midir bilinmez ama artık benim için olası salgın senaryoları bir nebze daha gerçekçi hissettiriyor. “The Last of Us” bambaşka bir konuyu ele alsa da bu dönemi yaşayanlar için anlamı ve duygusu bambaşka olacak gibi.

İpek ATCAN / [email protected]

16 Ocak itibarıyla BluTV’de yayınlanmaya başlayacak olan dizinin hikayesi, modern uygarlığın yok edilmesinden yirmi yıl sonrasında geçiyor. Bu uygarlığı yok eden ise mantarlar. Yanlış duymadınız, mantarlar! Gerçek hayattaki mantara benzeyen bir mantar türü, mutasyona uğrayarak insanları istila ediyor ve dünyayı küresel bir mantar çiftliğine -ve insanları da bir nevi zombiye!- dönüştürüyor. Ve bu istiladan (2003) tam 20 yıl sonrasında, tarihler tam olarak 2023’ü gösterdiğinde ana karakter Joel (Pedro Pascal), 14 yaşındaki Ellie’yi (Bella Ramsey) baskıcı bir karantina bölgesinden kaçırmak için tutuluyor. Ve bu yoluculuk yer yer kalp sızlatan insani yüzleşmelerin de yaşandığı, duygusal olduğu kadar fiziksel olarak da yoğun bir yolculuğa dönüşüyor.

Dizide Tess rolünde yer alan Anna Torv‘u “Fringe” severler hemen hatırlayacaktır. Kendi adıma Torv‘u uzun zamandır ilk kez ekranda izlediğimi ve yer yer beni “Fringe” günlerine ışınladığını söylemeliyim. Varlığı, sanki Olivia Dunham aniden “The Last of Us”a ışınlanmış gibi hissettirdi.

12lastofus review2 zvtc superJumbo.jpg

Dikkat çeken müzikler

Eğer benim gibi müzik takıntılıysanız dizinin müzikleri de hemen dikkatinizi çekecek. Diziyle aynı adı taşıyan jenerik müziği Gustavo Santaolalla‘ya ait. Kendisi aynı zamanda “The Last of Us” ve “The Last of Us Part II” oyunlarının da müziğini yapan kişi. Hatta “Brokeback Mountain”in müzikleri ile de Oscar alan bir isim. Fakat dizideki müzikler sadece bu etkileyici jenerik müziği ile sınırlı değil. Dizide bol bol 80’lere, 90’lara yapılan göndermeler mevcut. Hatta “Dur ya bu şarkının adı neydi?” diye anlık unutup Shazam’layacağınız tanıdık şarkılar da bonusu. Ben hemen 2 tanesini söyleyeyim. Depeche Mode – ‘Neler Let Me Down Again’ ve Linda Ronstadt – ‘Long Long Time’. Henüz 3 bölümünü izledim ve geri kalan 6 bölümdeki müzikleri de heyecanla beklediğimi söylemeliyim.

“The Last of Us” oynamamış olsanız da…

Malum “The Last of Us” bundan 10 sene önce en çok ses getiren oyunlardan biriydi . Açıkçası çevremdeki Playsation sevenlerden de oynamayan yoktu. Fakat dizinin tanıtımı çıktığından beri oyun severler tarafından eleştiriler 2 yönde; birincisi çok sevenler, ikincisi ise bu uyarlamadan hiç hoşlanmayanlar. Ama nihai karar için sanırım 9 bölümü de izlememiz gerekecek. Çünkü dizi aslında oyundan birçok noktada ayrışıyor.

Mesela Nick Offerman ve Murray Bartlett’in yer aldığı üçüncü bölüm, oyunda yalnızca kısaca ima edilen bir ilişkiyi bir bütün bölüm boyunca gözler önüne seriyor. Bu bölüm, aslında başrol olmayan karakterlere bile bolca yer açıyor ve Playstation’da yan karakter olarak yer alan karakterlere bile boyut kazandırabilen bir oyun uyarlaması olmasıyla da benzerlerinden ayrışıyor.

Ben ön gösterimde izlediğim 3 bölüm için söylemeliyim ki 3 hafta sonra gelecek 4. bölüm için şimdiden heyecanlıyım. Yer yer “I’m Legend” hissi veren kareleri, karanlık olmasına rağmen optimist yaklaşımı ile bence izleyenleri mutlu edeceğe benziyor. Bakalım ikiye ayrılan oyun severlerin yorumu ne yönde olacak?

Bugün HBO Max’te başlayacak olan dizi, her yeni bölümün ertesi günü BluTV’de olacak.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR