90’lı yılların pop dünyasında “Şampiyonlar Ligi” olarak tanımlanan ekibin içinde hep aynı ismi görüyoruz: Uzay Heparı.

Sezen Aksu’yla Yıldız Tilbe’nin arasını açan, Sertab Erener’in, Levent Yüksel’in, Aşkın Nur Yengi’nin albümlerinde imzası olan ve pop müziğin altın çağında, üretkenliğinin zirvesinde olan Uzay Heparı’nın üzücü hikâyesi bugün de hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. 

Henüz 25 yaşında çalışkan bir müzisyen olan Uzay Heparı bir motosiklet kazasında, 1994 yılının mayıs ayında aramızdan ayrıldı. Peki müzik dünyasında bu kadar büyük etkisi olan Uzay Heparı’nın hikâyesi neydi? 

uzay heparinin 25 yillik hayat hikayesi3

POP MÜZİKTE HIZLI YÜKSELİŞ

1969’da Yayla ve Eti Heparı çiftinin çocuğu olarak doğdu, Uzay Rony Heparı. Saint Benoit Fransız Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano Bölümü’nü bitirdi. 1989 yılında Zuhal Olcay’ın Küçük Bir Öykü Bu albümünde piyano çalarak keşfedildi, Heparı. Akrep Nalan, Erol Evgin, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener gibi 90’larda pop müziğe yön veren isimlerin albümlerinde çalıştı. Tabii ki “Sezen Aksu Klanı” içine girmişti kısa sürede. Aksu ile olan tutkulu aşkı dillerdeydi. 

1992 yılında Sertab Erener’in meşhur klibi “Sakin Ol”da yer aldı. 1993 yılında Levent Yüksel’in ilk albümü Med Cezir’de “Kadınım” ve “Yeter Ki Onursuz Olmasın Aşk” şarkılarının bestelerini Aksu ile birlikte yaptı. Albümün tüm düzenlemeleri de ona aitti. 1993’te Sezen Aksu’nun Deli Kızın Türküsü albümüne imza attı. Aynı yıl Orhan Atasoy’un “Gemiler” klibinde rol aldı. Ve Atıf Yılmaz’ın ötekileştirilen bireyleri anlattığı “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar” filminde Hakan karakterini canlandırdı. (Filmin diğer başrolü Derya Arbaş da 2003 yılında kalp krizinden yaşamını yitirmişti.) 

“HAYATA KARŞI BİR SORUMSUZLUĞUM VAR”

Bir röportajında şöyle diyordu Heparı: “Ukalalık ya da megalomani olarak algılanmasın ama bazı insanların yolculukları diğerlerinden uzun oluyor. Ben yaşıtlarımdan erken geliştim, farklı bir hayat yaşıyorum, benim kıstaslarım onlarınkinden her zaman farklı oldu. Genellikle beraber olduğum kadınlar benden yaşça büyüktü, normal yaşamda ayakları çok yere basan bir adamken bir yanım da çok maceracı, her günü sürprizle bekliyorum yarın ne yaşayacağım acaba diye. Hiç program yapmam örneğin, bir de geceleri yaşamaktan hoşlanıyorum. Gece olduğu anda enerji toplamaya başlıyorum, bu çocukluğumdan beri böyle. Erken yatamıyorum, genel bir sorumsuzluğum var hayata karşı. Tek sorumluluğum piyano, müzik. Ne yapacağımı bilememek özgürlüğümü yaşatıyor bana ve bu durum çok hoşuma gidiyor. Yaşlılığı çok düşünüyorum ben, yaşlandığım zaman bu heyecanları yine taşıyacağım mı diyorum. Attila İlhan’ın bir lafı vardır ya, aslında idam mahkumlarıdır yaşlılar, diye. Bu yüzden her şeyi yaşamak istiyorum. Hızlı yaşamaktan ben de zaman zaman korkuyorum ama ilerisini şimdiden göremem. Yani hızlı yaşayıp bütün yaşanacak şeyleri tüketmekten korkuyorum. Bazı keyifleri belirli yerlere bölmeye çalışıyorum ama yaşanacak çok şey de var, hayata karşı çok büyük enerjim var…”

uzay heparinin 25 yillik hayat hikayesi2

SEZEN AKSU VE YILDIZ TİLBE’Yİ KÜSTÜREN İHANET 

Genç müzisyen Uzay Heparı hayatının en görkemli dönemini yaşıyordu. Bu dönemin başlarında, 1991 yılında Sezen Aksu sesinden çok etkilendiği Yıldız Tilbe’yi keşfetmişti. Tilbe o zamanlar pavyonda şarkı söylüyordu. Uzay Heparı’yla sevgili olan Aksu daha sonra Heparı ve Tilbe’nin de birlikte olduğunu öğrenecek, bu tek gecelik ilişki sonrası Uzay Heparı’yla olan gönül bağını bitirecek ve Yıldız Tilbe’yle senelerce küs kalacaktı. (Yıldız Tilbe, bu ihaneti Sezen Aksu’ya bizzat kendisi anlattığını açıklasa da, bazı kaynaklar Aksu’nun ikiliyi birlikte yakaladığını yazıyor.) 25 yıl süren bu küslük, 2018 yılında Tilbe’nin Aksu’yu ziyaret etmesiyle sona erecekti. 

Uzay Heparı, bu çalkantılı ilişkilerin sonunda modacı Zeynep Tunuslu’yla evlendi. Vefat ettiği 1994 yılında hamile olan Tunuslu, oğlu Uzay Kanat Heparı’yı 1995 yılının ocak ayında dünyaya getirdi. Ne yazık ki Uzay Kanat, babasıyla hiç tanışamadı. 

uzay heparinin 25 yillik hayat hikayesi4
Levent Yüksel, Uzay Heparı, Sertab Erener ve Sezen Aksu.

KORKUNÇ KAZA NASIL OLDU? 

Gelelim, 1994 yılında yaşanan o korkunç olaya…

Uzay Heparı, motosikletiyle hız yapmayı çok seviyordu. O gece, evine dönerken mesafenin çok kısa olduğunu düşünerek kask takmayı ihmal etmişti. Etiler’de bulunan Koç Köprüsü’ne hızla girdi. İlerde park halinde duran otomobili ise göremedi. Otomobilin sahibi, geç saatte evden işe gitmekte olan Demet Akbağ’ın ta kendisiydi. Akbağ’ın otomobili o sırada köprüde arızalanmıştı. “Benim durmamla arkadan motosikletin bana çarpması bir oldu. Önce kim olduğunu anlayamadım. Taksi bulup hastaneye götürmek istedim. Uzay olduğunu anlayınca çok büyük bir şok yaşadım. Şişli Etfal’e götürürken onu, hep elinden tuttum” diyordu, Akbağ o günü anlatırken. 

Kazanın yaşandığı günden 11 gün sonra, boynu kırılan ve bitkisel hayatta olan Uzay Heparı yaşama gözlerini yumdu. O sıralar Demet Sağıroğlu’nun Kınalı Bebek adlı albümü üzerinde çalışıyordu. Bu beklenmedik vefatın ardından albümü Ozan Doğulu tamamladı. 

Heparı’nın ölümüyle yalnız sevdikleri değil, hayranları da yıkıldı. 

uzay heparinin 25 yillik hayat hikayesi
Uzay Heparı ve Zeynep Tunuslu

UZAY HEPARI İÇİN YAZILAN ŞARKILAR 

  • Sezen Aksu’nun Aşkın Nur Yengi’nin seslendirdiği “Serserim Benim”i Uzay Heparı için kaleme aldığı söylenir. 
  • Bir diğer Sezen Aksu şarkısı “Onu Alma Beni Al”ın da Yıldız Tilbe’ye gönderme olduğu rivayet edilir. 
  • Uzay Heparı ve Zeynep Tunuslu aşk yaşarken Fas ve Tunus’u ziyaret ederler. Tunuslu burada ellerine kına yaktırır. Şehrazat da “Kınalı Bebek” şarkısını bundan esinlenerek yazmıştır, denir. 
  • Yıldız Tilbe de “Ey” şarkısını Sezen Aksu’ya gönderme olarak yazdığı söylenir: “O çok toydu ben genç / Başbaşa bıraktın başka bir aşka başlamıştın/ (…) Sen beyazsan ben karayım tamam mı!”

Kaynaklar: YouTube, Hürriyet, Gerçek Gündem, Sabah