Ana SayfaÖzel Dosya"Wednesday"in karanlığına gizlenmiş detaylar 

“Wednesday”in karanlığına gizlenmiş detaylar 

23 kasımda yayınlanan “Wednesday”, henüz ikinci haftasında Netflix’in en çok izlenen yapımlarından oldu. Efsanevi “The Addams Family”nin en sevilen karakteri “Wednesday”i, bir de Tim Burton’ın gözünden izlediğimizi düşünürsek bunun şaşırtıcı bir başarı olmadığını söyleyebiliriz. Başarısının yanında dizi, yaptığı referanslarla da dikkat çekiyor. 

Merve ÖZDOLAP

“The Addams Family”nin hikayesi 1930’ların sonunda Charles Addams’ın The New Yorker için çizmeye başladığı karikatürlere dayansa da benim tanışmam 1991 yapımı aynı adlı filmle olmuştu. Özellikle o zamanlar 10-11 yaşlarında olan Christina Ricci, canlandırdığı Wednesday karakteriyle şahane bir performans ortaya koymuştu. Dolayısıyla birkaç ay önce Netflix’in “Wednesday” fragmanı yayınlandığında Tim Burton’ın “The Addams Family”sini izleyecek olmanın heyecanın yanına yeni “Wednesday“in bu rolün altından nasıl kalkacağının merakı da eklenmişti – hem de eski Wednesday’in karşısında. Neyse ki sonuç hüsran olmadı çünkü Jenna Ortega, bu projede Wednesday’i diğerlerinden farklı olarak ergenlik çağında ve hikayenin odağında izlememizin açtığı alanı lehine kullanarak kendi Wednesday’ini yaratmayı başarmış ve hatta diziyi sırtlamış. Sonuç olarak “Wednesday” oyuncu performansları, gotik atmosferi ve heyecanı diri tutan gizemiyle izleyicileri tatmin etmiş gibi görünüyor. Bunun yanında dizide dikkati çeken birçok referans da bulunuyor. Gelin, bunlara yakından bakalım. -SPOILER- uyarısı yapmadan da geçmeyelim. 🙂 

İki kere şıklat: “The Addams Family” referansları 

İlk bölümünün başında Wednesday kardeşi Pugsley’i okulda, bir dolabın içinde ağzında elmayla kolları ve bacakları bağlanmış halde buluyor. İlerleyen bölümlerde Wednesday’i Nevermore’da boş zamanları değerlendirmek için ayrılmış okçuluk alanında bir elmayı havaya atıp okla vururken görüyoruz. Bu iki sahne de 1991 yapımı filmde Wednesday’in aynı biçimde bağlanmış Pugsley’nin ağzındaki elmayı okla vurduğu sahneyi akla getiriyor. Wednesday, Nevermore’a geldikten kısa bir süre sonra Tyler’la tanışıyor. Bir diyaloglarında Tyler “You’re just kind of kooky” diyor ve Wednesday cevabı “I prefer spooky” oluyor. Burada 1964’te yayınlanan “The Addams Family”nin jenerik müziğindeki “They’re creepy and they’re kooky / Mysterious and spooky” sözlerine gönderme yapılıyor. Bu müziğe yapılan bir diğer referans da Wednesday’in Poe heykelinin önünde Nightshades’in (Gece Gölgesi) gizli kütüphanesine girmek için çözdüğü bulmacayla ortaya çıkıyor: “İki kere şıklat”. Wednesday, jenerik müziğinde tekrar eden parmak şıklatma sesinin aynısını yaparak içeriye giriyor. Yedinci bölümde kasadan günlüğü almak için buraya tekrar geldiğinde kasanın üzerinde 1964 yapımı dizideki Cousin Itt karakterine benzeyen bir resim görüyoruz, üzerinde Ignatius Itt ve doğum-ölüm tarihleri yazıyor. Sahnenin sunumu düşünülünce bu karakterin bir şekilde ikinci sezonda yer alacağı işaret edilmiş gibi duruyor.  

Wednesday raven

Kuzgun: Edgar Allan Poe referansları 

Edgar Allan Poe’nun eserlerinin ana temaları olan ölüm, yas, intikam, dehşet, gizem dizinin de çatısını oluşturuyor. Dizide özellikle Poe’nun en ünlü şiiri “The Raven”a (Kuzgun) yapılan referanslar neredeyse her bölümde karşımıza çıkıyor. Okul, ismini bu şiirde sürekli tekrar eden “Nevermore” kelimesinden alıyor. Okulun girişindeki demir kapıda kuzgunlar görülüyor. Müdüre Weems’in masasında yine doldurulmuş bir kuzgun bulunuyor. Enid okulu tanıtırken Xavier’i duvara kuzgun çizerken görüyoruz. Wednesday’in dans figürleriyle sosyal medyayı salladığı okul balosu “Rave’n”la da aynı şiire gönderme yapılıyor. Beşinci bölümde Morticia ve Wednesday, veliler etkinliğinin ertesinde tutuklanan Gomez’i kurtarmak için belediye başkanını tehdit edip çıktıktan sonra aralarında geçen diyalogda Morticia imgelemleri pozitif olduğu için kendisinin bir kumru, Wednesday’inse çok daha güçlü ve karanlık imgelemleri olduğu için bir kuzgun olduğunu söylüyor. Bu imgelemlerinden birinde atası Goody Addams’ın da ona “Sen soyumdan gelen kuzgunsun.” dediğini görüyoruz. Poe Kupası için yapılan yarışmada görevi tamamlamak üzere Kuzgun Adası’na gidiliyor ve burada yarışan dört takım, isimlerini Poe öykülerinden alıyor: Enid ve Wednesday’in bulunduğu takım “The Black Cat” (Kara Kedi), Bianca’nınki “The Gold Bug” (Altın Böcek), Xavier ve Ajax’ınki “The Cask of Amontillado” (Amontillado Fıçısı) ve “The Pit and Pendulum” (Kuyu ve Sarkaç). Takımların aynı zamanda ismini aldıkları öykülere uygun kostümler giydikleri bölüm, dizinin en renkli sahnelerinden. Yukarıda bahsettiğim gibi Nightshades’in gizli kütüphanesinin girişinde bir heykeli bulunan Edgar Allan Poe, bu kurgusal okulun en meşhur mezunu olarak anılıyor ve Wednesday, ikinci bölümün başında daha önce öldürüldüğünü gördüğü Rowan kapıda belirince Poe’dan şu alıntıyı yapıyor: “Duyduğunun hiçbirine, gördüğünün yarısına inan.” 

‘Paint It Black’: Diğer popüler kültür referansları 

İlk bölümde Nevermore’a gelen Wednesday, Ophelia yatakhanesinde annesinin odasında kalacağını öğreniyor ve bunun üzerine Hamlet’in Ophelia’sının ölümünü tarif ederek Shakespeare’e bir selam çakıyor. Aynı bölümde Tyler’ın çalıştığı Weathervane Cafe’ye gelen Wednesday, bozuk kahve makinesini tamir ederken İtalyanca bilmesine şaşıran Tyler’a “Tabii, bu Machiavelli’nin anadili.” diye cevap veriyor. Modern siyaset biliminin kurucusu sayılan Machiavelli, “Yönetenler için korkulmak, sevilmekten daha iyidir.” sözüyle Wednesday’in hayat felsefesini yansıtıyor gibi görünüyor. Bölümün sonlarında Wednesday’i yeni odasının balkonunda çello çalarken görüyoruz. Ürpertici biçimde yükselen melodiyse The Rolling Stones’un ‘Paint It, Black’inden başkası değil. Bu sahnede, Wednesday bir şarkı olsaydı bu şarkı olurdu diye düşünmeden edemiyorum.

İkinci bölümde yine bariz bir referansla karşılaşıyoruz. Wednesday’in takımı Poe Kupası için hazırladıkları kanoları boyarken Enid, Yoko isimli bir karaktere sesleniyor. Bu karakterin düz uzun siyah saçları ve gözlükleri Yoko Ono’nun neredeyse aynısı. Dördüncü bölümde korku/gerilim türünün en önemli isimlerinden Stephen King’in kitabı “Carrie”den uyarlanan aynı adlı filmin mezuniyet balosu sahnesine bir gönderme yapılıyor. 1976 yapımı filmde Carrie mezuniyet kraliçesi seçilip sahneye çıktığında kızlar üzerine bir kova domuz kanı boşaltıyordu. “Rave’n” balosunda da benzer şekilde Lucas ve arkadaşları duman sensörlerinin su fışkırttığı depoya boya boşaltıp, alarmı çalıştırarak her yeri kırmızıya boyuyor. Herkes dehşetle kaçışırken Wednesday boyanın tadına bakıp hayal kırıklığıyla “Gerçek domuz kanı bile getirmemişler. Boya bu.” diyerek King’i selamlıyor. Sezon sonunda gerçek yüzüyle karşılaşacağımız Marilyn Thornhill’le ilgili de ilginç iki detay dikkat çekiyor. İlk bölümde Wednesday’in odasına gelen okulun tek “normie”si Thornhill kendini tanıtıyor ve ona hoşgeldin hediyesi olarak bir “black dahlia” (kara yıldız) çiçeği veriyor. Black Dahlia gerçek suç hikâyelerini sevenlerin hemen dikkatini çekecek bir isim. Wednesday’in en sevdiği cinayet olduğunu söylediği bu vaka 1940’larda yaşanıyor. Elizabeth Short isimli kadın gövdesi bacaklarından ayrılmış ve ağzı kulaklarına kadar kesilmiş bir hâlde bulunuyor. Korkunç bir şekilde öldürülen bu kadının takma adı Black Dahlia, cinayetiyse hâlâ çözülemedi. Bu referansla Thornhill neyin peşinde olduğunun sinyalini veriyor. Benzer bir ipucunu altıncı bölümde de görüyoruz: Thornhill, Wednesday’e Mary Shelley’nin “Frankenstein” kitabını getiriyor. Tıpkı bu hikayede Victor Frankenstein’ın yaptığı gibi finalde Thornhill de atası Crackstone’u tekrar hayata döndürmek için ölü insan parçalarını kullanıyor. 

İzlerken bu ufak referansları fark etmek bence hem dizinin ruhuna uydu hem de seyir zevkini arttırdı. Bakalım ikinci sezonda ne gibi gizemler ve detaylarla karşılaşacağız. Bizi soru işaretleriyle başbaşa bırakan finalin ardından bu bekleyiş bir işkenceye dönüşecek gibi. 🙂 

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR