Müzik

Pirüpak: Wolf Alice – The Clearing

Dört yıllık sessizliğini dört dörtlük bir albümle bitiren Wolf Alice ile melankolinin tadını alma zamanı…
Ant Arın Şermet - 26 Ağustos 2025
post image

Wolf Alice, 10 yıllık kariyeriyle aslında müzik dünyasının çok da eski olmayan isimlerinden. Ancak o 10 seneye sığdırdıkları 4 nefis albüm, iki Mercury adaylığı ve bir Mercury ödülünün yanı sıra kısa filmlerden hallice klipleriyle kendilerine has bir yere ulaştılar. Ellie Rowsell’in sadece çok iyi bir sahne yüzü ve sesi olmanın ötesindeki şarkı yazarlığı, Wolf Alice’in narin, temiz ama tavizsiz anlatısının temelinde yer alıyor. 22 Ağustos itibarıyla 4 senelik hasreti sonlandırarak dinleyebildiğimiz “The Clearing”, hem Wolf Alice’in hem de Ellie Rowsell’in, bir sonraki seviyeye çıkabilecek ışığa sahip olduğunun göstergesi. Melankoliden beslenen albümün kırılganlığı bezgin değil, progresif. Bir sonraki adımı düşünen bir yerde…

2021’de yayınladıkları “Blue Weekend” sonrasında uzun ve kapsamlı bir turne yaparken buldu kendini Wolf Alice. Hele ki 2022’de Harry Styles ile çıktıkları Avrupa turnesi, işi başka bir boyuta taşıdı. Sonrasında müziğin m’sini dahi düşünmek istemedikleri birkaç aylık dinlenme sürecinden sonra tekrar şarkı yapmaya başladılar. 2023’ün ikinci yarısında Kuzey Londra’da bulunan Seven Sisters’a giden grup, stüdyoda harekete geçti. Önceki Wolf Alice albümleriyle “The Clearing” arasındaki en büyük fark, şarkıları birlikte yapmalarıydı. Önceki albümlerde grup elemanları evlerinde şarkıları tamamlayıp stüdyoya gelirlerken, bu albümde her şarkı için uzun uzun düşünüp grup halinde hareket etmişler. Albümün canlı ve dolu dolu sound’unda bunun büyük bir payı olsa gerek. 

Aynı zamanda bu albümle birlikte RCA Records’a geçen Wolf Alice, ilk kez majör seviyede bir plak şirketiyle çalışmaya başladı. Karşılığını da sadece tanıtım ve pazarlama da almadı. Yaratıcı süreçteki serbestlik, grubun her bir parçasının kendisini geliştirmesini sağladı. Bunların haricinde Wolf Alice denince akla gelen başlıca şeylerden biri klipleri olmuştur her zaman. “The Clearing” ile birlikte daha yüksek bütçelerle ve daha büyük ekiplerle çalışmaya başladılar. ‘Bloom Baby Bloom’ ve özellikle ‘The Sofa’nın kliplerini izleyince bunu daha iyi anlıyoruz.

Wolf Alice’in müziğinin en değişken kısmı prodüktörler oluyor. Bugüne kadar yayınladıkları 4 albümde 4 farklı prodüktörle çalışan grup, çalıştığı her prodüktörün üslubundan etkilendiği gibi albüme de o doku rahatlıkla sirayet ettiğini söyleyebiliriz. O yüzden bahsettiğimiz durum “The Clearing” için de geçerli. Bugüne kadar farklı türlerden farklı sanatçılarla çalışıp tam 9 kere Grammy kazanan deha prodüktörlerden Greg Kurstin ile yolu kesişen dörtlü, birçok şey öğrendi. Kurstin’in nazik olduğu kadar net bir karakter olduğunu geçtiğimiz ay grupla yaptığım röportajda Joff Oddie’den dinlemiştim. Hatta şu alıntıya yer verip durumu daha da net özetleyebiliriz:

“Müzik dünyasında tanışabileceğiniz en nahif insanlardan biri, belki de birincisi. Hatta bir gün kayıt arasında yemek yerken dayanamayıp sordum ona. ‘Bugüne kadar çalıştığın isimlerin neredeyse tamamı dünyanın en egolu insanları, nasıl tahammül edebildin ya da onlarla çalışırken işini bu kadar iyi yaptın’ dediğimde bana verdiği cevap aydınlanmamı sağladı. “Albümlerinin iyi duyulmasını istiyorlar, bunun için de bana ihtiyaçları var. Benimle anlaşamazlarsa albümleri hayal kırıklığına dönüşür.”

Albümdeki şarkıları biraz irdelememiz gerekirse öncelikle Ellie Rowsell’in anlattığı konuları belirlememiz gerekiyor. İyi ve kötü taraflarının birleşimiyle kendinle yüzleşme, gizli arzular ve zamana karşı koyamamak, yaşlanmak albümde sürekli üzerinde durulan konular. Albümden paylaşılan ilk şarkı olmasının yanı sıra tam bir radyo şarkısı olan ‘Bloom Baby Bloom’, Wolf Alice’in rock tınılarına yüklendiğinde ne kadar güçlendiğini kanıtlıyor. 

Bir yandan yaşlanmanın, nostalji ve geçmişteki öznelere duyulan özlemle karşımıza çıktığı ‘Just Two Girls’, Wolf Alice’in özünü direkt yansıttığı şarkı. Enerjik ve yakalayan vokal melodisi, kolay ezberlenen nakaratına rağmen içimize işleyen melankolisi Wolf Alice 101 tadında bir deneyim vadediyor. Bunların yanı sıra Ellie Rowsell’in büyük bir Dolores O’Riordan hayranı olduğu biliniyor. Dolores’in aramızdan ayrıldığı dönemde yayınladıkları “Visions of a Life”ın tanıtım sürecinde düzenli olarak anmıştı. Bu anmayı bir sonraki seviyeye taşımak için onun tarzında şarkı söylemek, belki de verilebilecek en nahif hediye. Albümün sondan bir önceki şarkısı olan ‘White Horses’ı dinlerken Ellie’nin sesi o kadar yakın sularda yüzüyor ki Dolores’in anısıyla, iki sanatçıya da hayranlığımız katlanıyor.

Albümün kapanışını yapan ‘The Sofa’, “The Clearing”in en çıplak ve derdini doğrudan anlatan şarkısı. Ellie Rowsell’in vokali ve söylediği sözlerle bağ kurmak o kadar kolay ki… İçinde kaybolduğu sürüncemeleri, tutkularını, korkularını, sorumluluklarını ve boşverme isteğini korkusuzca anlatıyor. Yaşamak istenen şeylerin, hayatın gerçekleri tarafından bastırılmasına verdiği tepkiyi ‘bazen sadece kanepemde uzanmak istiyorum’ diyerek anlatmasındaki yalınlığa şapka çıkarıyoruz. Çünkü, bireysel arzular ve toplumsal beklentiler arasındaki ince çizgi, “The Clearing”in sona erdiğini söylüyor.

Alternatif sahnenin en değerli isimlerinden biri olarak ilerledikleri kariyerleri Sony’e bağlı RCA ile kesiştikten sonra daha büyük işler yapacaklarını tahmin etmiştik. Ancak özünü korurken müziğini bu kadar rahatça çeşitlendirebilmesi takdire şayan bir durum. Wolf Alice’in bir sonraki adımı için 4 sene beklememiz mi gerekecek yoksa arayı çok da açmayacaklar mı sorularına bir cevabımız yok. Ancak “The Clearing”in ardından atacakları adımların da pirüpak olacağı ve merak uyandıracağı kesin…

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans